Küresel ekonomide istenilen toparlanmanın elde edilememesi sonrasında Merkez Bankaları politikalarındaki farklılaşma dikkati çekerken, emtia, döviz ve hisse senedi piyasalarında sert dalgalanmalar oldu.
Dolardaki değer artışıyla baskı altında kalan emtia piyasasında, azalan küresel talebin yanı sıra arz piyasasındaki gelişmeler özellikle petrol fiyatlarında son zamanların dip seviyelerinin görülmesine neden oldu.
Brent petrolün varil fiyatında özellikle 2014'ün ikinci yarısında belirginleşen düşüş trendi, bu yılın ilk ayında da devam etti. Ocakta 27,08 dolarla 2003'ten bu yana en düşük düzeyine gerileyen Brent petrolün varil fiyatı, petrol üreticisi ülkelerde arzı etkileyen beklenmedik gelişmelerle yükselişe geçerek mayıs ayında 50 doları aştı.
Haziran ayında 52 dolar seviyelerinin görülmesine karşın İngiltere'deki referandumda AB'den ayrılma kararı çıkması (Brexit) sonrasında artan satış baskısıyla yeniden 50 doların altına inen Brent petrolün varil fiyatı, böylece ilk yarıyı yüzde 32 değer kazancıyla kapattı. Ancak Brent petrol, küresel piyasalardaki arz fazlası endişesi ve dolardaki değer kazancının etkisiyle 41,49 dolara kadar geriledi.
ABD'de sondaj kulesi sayısının son 5 hafta üst üste artmasıyla Batı Teksas türü ham petrolün varil fiyatı da 40 doların altına inerek 39,27 doları gördü.
"Petrol fiyatları 40 doların altına gerileyebilir"
Nordea Markets Kıdemli Petrol Analisti Thina Margrethe Saltvedt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, petrol fiyatlarının yükselmesini sağlayabilecek fazla olumlu faktör olmadığını ve fiyatların 40 doların altına gerileyebileceğini, petrole yönelik arz ve talebin küresel çapta bölgeler, mevsimsel etkiler, rafineri kapasitesi ve stok seviyelerine göre farklılık gösterebileceğini bildirdi.
ING Group Emtia Strateji Başkanı Hamza Khan da fiyatların bu yılı 40 dolar seviyelerinden tamamlayabileceğini ifade ederek, bu seviyenin 2017 yılında 45 dolara, 2018'de de tekrar 50 dolara yükselebileceğini kaydetti.
dikGAZETE.com