Ankara
Sektör raporlarından derlenen bilgilere göre, geçen yıl günlük ortalama 100 milyon varil olan küresel petrol talebinin bu yıl geçen yıla oranla günlük 8 milyon 100 bin varil azalışla ortalama 91,9 milyon varil olması bekleniyor.
Küresel piyasalarda petrole olan talebin 2021'de ise bu yıla göre günlük 5 milyon 200 bin varil daha artacağı hesaplanırken, küresel petrol fiyatlarının da talebe bağlı olarak artacağı tahmin ediliyor.
Yıl içinde salgın nedeniyle dünya genelindeki düşük petrol tüketimi, hızla artan petrol arz fazlasının ve petrol stoklarında yeterli kapasitenin kalmayacağı endişeleri, Brent petrolün varil fiyatını 22 Nisan’da 15,98 dolara kadar düşürdü. Batı Teksas (WTI) tipi ham petrolde ise kontrat sahiplerinin fiziki petrol teslimatından kaçınmasıyla varil fiyatı 20 Nisan’da eksi 40,32 doları gördü.
WTI'da görülen eksi fiyatlar arama ve üretim şirketleri için büyük bir risk oluşturdu. Böylece küresel petrol talebindeki azalış, fiyatların nisanda 1999'dan bu yana en düşük seviyesine gerilemesine neden oldu.
Söz konusu gelişmeler üzerine uzmanlar, 2020’yi küresel petrol tarihinin en kötü yılı, nisan ayını da “Kara Nisan” olarak nitelendirdi.
"Petrol şirketleri hızlı ve agresif aksiyon aldılar"
Merkezi İskoçya'da bulunan araştırma ve danışmanlık şirketi Wood Mackenzie Downstream Başkan Yardımcısı Alan Gelder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, petrol talebinin yıllık bazda nisanda günlük 21 milyon varil azaldığını anımsattı.
Sadece ulaştırma sektöründe alınan ciddi kurallar ve kısıtlarla büyük ölçüde petrole olan talebin düştüğünü ifade eden Gelder, "Petrol şirketleri hızlı bir şekilde salgına karşı agresif ve kuvvetli önlem aldılar. Bu hamleyle maliyetleri düşürdüler ve aktivitelerini yavaşlattılar. Sonuçta örneğin ABD petrol piyasasında ciddi kayıplar meydana geldi." diye konuştu.
Gelder, nisanda Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkeler cephesinde eşi benzeri görülmemiş üretim kısıntılarının gerçekleştirildiğini ifade etti.
Petrol ve rafineri ürün stoklarının yılın ikinci çeyreğinde büyük kapasitelere ulaştığına işaret eden Gelder, şöyle konuştu:
"Birçok ülkedeki karantina kapsamında alınan kısıtların azaltılmaya başlamasıyla stoklardaki petrol ve rafineri ürünlerinde ciddi azalmalar gözlemliyoruz. OPEC+ ülkelerinin piyasaki üretime denge getirilmesi yönünde adımlar attığını biliyoruz. Bu arada ham petrol stoklarında da normal değerlerde azalmalar mevcut. Ancak ikinci dalga salgınla daha büyük kısıtlar gelirse, ilk dalgaya oranla OPEC+ ülkelerinin aksiyon alması daha kolay olacak inancındayız. OPEC+ ülkeleri aksiyon almasaydı, küresel petrol fiyatlarında nisanda görülen minimum fiyatlar şu an toparlanamazdı."
Gelder, son olarak yıl sonu itibariyle OPEC+ ülkelerinin kısıntı performanslarının ve ülkelerin salgının ekonomik etkilerinin azaltılması amacıyla karantina önlemlerini esnekleştirmelerinin küresel petrol fiyatları için belirleyici olacağını belirterek, "Artan petrol talebi sonucunda, Brent petrolün varil başına 40 ila 50 dolar arasında fiyatlanacağını öngörüyoruz." dedi.
"Petrol şirketleri tehlikeyi atlatamadı"
Politik risk ve petrol analisti José Chalhoub da dünyanın en büyük petrol şirketlerinin Kovid-19 salgınının etkisiyle bu yılın ilk yarısında milyar dolarlık zarar açıkladıklarını belirterek, "Petrol şirketlerinin tehlikeyi henüz atlattığını düşünmüyorum. Üretici ülkeleri, petrol üretici ulusal ve uluslararası şirketleri etkileyen bu durum aynı zamanda ulusal varlık fonlarını da etkileyecek. Daha da önemlisi, üretici ülkeleri ve yabancı rezervleri salgının etkisinin devam etmesine bağlı olarak üretim maliyetlerini kurtaramayacak hale gelecek." değerlendirmesinde bulundu.
Petrol fiyatlarının dalgalı seyir izleyeceğini ancak yıl sonu için tahminlerin mevcut durumdan daha yüksek seviyede olacağını dile getiren Chalhoub, "Küresel anlamda iyileşme bu hızla devam ederse, Brent için varil başına 45 ila 55 dolar arasında fiyatlanma mümkün gözüküyor." ifadelerini kullandı.
Chalhoub, petrol piyasasında ve fiyatlarda yaşanan şiddetli iniş çıkışların, enerji dönüşümünü yenilenebilir enerjiden yana kullanmak isteyen ülkelerin gündeminde ciddi anlamda değişimleri beraberinde getireceğini, küresel bir felakete dönüşen salgının ise ülkelerin enerji politikalarında değişikliklere sebep olacağını kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com