Türkiye, şifreli maç yayınıyla 90'lı yılların ortalarında tanıştı. CINE5'le başlayan yayınlar, Teleon, Digitürk ve D Smart'la devam etti. Artık futbol izleyicisi, en büyük zevki için ekstra para ödemek zorundaydı. Ya şifreli yayın için aylık ücret karşılığında dekoder alacaktı, ya stada gidecekti, ya da kahvehane ya da kafelerde tuttuğu takımın maçlarını izleyecekti. Tabii dekoderi olan bir kişinin evlerinde toplanma da önemli bir tercihti. Bu alternatiflerin hiçbirini tercih etmeyenler ise özet görüntülerle yetinmek zorunda kalacaktı. Şifreli yayının kapsamı öyle genişledi ki, artık özellikle 3 büyük takımın sezon öncesi hazırlık maçlarının yayın hakları da şifreli yayın yapan kanallar tarafından satın alındı. KULÜPLERE YARADI Bu durum taraftarı mağdur edip, üzse de kulüpleri memnun ediyordu. Zira her yayın ihalesi sonrası futbol kulüplerinin kasasına önemli miktarda paralar giriyordu. Ayrıca stat hasılatı da belli oranda arttı. 4 büyük kulübün dışındaki takımlar da yayın gelirleriyle daha kaliteli transferler yapıp, lige daha sıkı tutunmaya başladı. TARAFTAR ÇÖZÜM ARADI Ancak taraftar kulüpleriyle ilgili avantajlarına ve aradan neredeyse 20 yıl geçmesine rağmen şifreli yayına hiç alışamadı, sevmedi.Son dönemde kullanımı ve etki alanı hızla artan sosyal medya da, para harcamadan maç izlemek için çözüm yolları aramaya başladı. Teknoloji de bu arayışa yardımcı olmuyor değildi. Önce 6 saniyelik video çekim uygulaması olan 'vine' ile maçta atılan goller birkaç dakika içinde sosyal medyada paylaşılıyordu. VE PERISCOPE DEVREYE GiRDi Ancak bu 6 saniyelik görüntü taraftarı tatmin edecek değildi. Ve 'Canlı Yayın Uygulaması' olan 'Periscope' devreye sokuldu. Evlerinde dekoder bulunan taraftarlar, şifreli yayınlanan maç için Twitter aracılığıyla telefonlarından maç yayını yapmaya başladı. Yani Twitter kullanıcısı dekoder sahibi taraftar, cep telefonunu televizyonun önüne sabitleyip, takipçilerine canlı canlı maç izleme olanağı sunuyor. YASAL MI DEĞiL Mi? Şimdilik D Smart'taki hazırlık maçları için periscope yapılırken, bazı taraftarlar lig maçlarının yayını için de Twitter hesaplarından duyurular yapmaya başladı. Tabii bu durumun yasal bir sıkıntı doğurup doğurmadığı, taraftarlar arasında şimdilik pek tartışılmıyor. Biz de hem şifreli kanal yetkililerine hem de spor hukukçularına sorduk. Cevaplar pek taraftarları memnun edecek cinsten değil. D SMART VE LiG TV: KANUNİ DEĞiL D Smart ve Digitürk müşteri hizmetlerini aradık. Aldığımız cevaplar benzerdi. Yetkililer isimlerini vermeseler de periscope yayınının yasal olarak doğru olup olmadığını özetledi. D Smart müşteri hizmetlerindeki yetkili 'Yayın hakkı bizde olan maçlar hiçbir şekilde, hiçbir yerde yayınlanamaz. Yakalarsak cezai müeyyide için girişimde bulunuruz' derken, Digitürk yetkilisi ise şu açıklamayı yaptı: “Böyle bir şey olamaz. Şikâyet olduğu takdirde ya da konuyla ilgili tespit yapılırsa, hukuk büromuz yasal işlem başlatır. Yani sosyal medyada da olsa yayın hakkı elimizde olan bir maç canlı yayınlanamaz.” ‘DAVA AÇMALARI LAZIM’ Spor Hukukçusu Alpay Köse de Digitürk ve D Smart yetkilileri gibi düşünüyor. Bu durumun, sosyal medyada da olsa yayın haklarının ihlali olduğunu belirten Köse, “Yayın hakkı kime aitse ancak o kanal ya da platform yayınlayabilir. Cezai müeyyide uygulanır. Bu durumu takip edecek olan da ihlalden zarar görendir. Bu Lig TV ise Lig TV, D Smart ise D Smart. Dava açmaları lazım” ifadelerini kullandı. ‘YASAL DEĞİL AMA SONUÇ ALINAMAZ’ Spor hukukçusu Remzi Kazmaz ise, kanundaki boşluklara işaret ediyor. “Sosyal medya dahi olsa bu durum yasal değil” diyen Kazmaz, ancak dava açılması durumunda sonuç alınmasının çok zayıf bir ihtimal olduğu görüşünde. Kazmaz şöyle devam ediyor: “Kanunda bununla ilgili bir müeyyide yok. Spor hukuku mevzuatı eksik. Talimatname eksik. Yapılması gereken bu işi baştan sona kadar FIFA kriterlerine uygun yazılması. Bu periscope yayını için, hak ve menfaat ölçüsüne bakılmalı. Bu bir eğlencedir. Ne kadar zarara uğrandığına bakılmalı.” 25. MADDEYi İHLALDİR Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre Bayamlıoğlu, periscope üzerinden Twitter aracılığıyla yapılan yayının, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 25. Maddesi’ni ihlal ettiği görüşünde. Yayında belirleyici noktanın kamu denecek bir genişlikte izleyiciye hitap edip etmemesi olduğuna dikkat çeken Bayamlıoğlu, “Ancak herkese açık, herkesin ulaşabileceği bir yayın yapılıyorsa bu durum ihlal olabilir. İzleyen açısından ise sorumluluk olmadığı düşünülebilir” diyor.
Kaynak: sporx.com