İstanbul
Hafif düzeyde otizmli ya da zihinsel engelli 205 öğrencinin çeşitli alanlarda mesleki donanım kazandığı Abdullah Bilgingüllüoğlu Özel Eğitim Meslek Okulunun bahçesine çocukların toprakla uğraşmaları amacıyla bir bağışçı tarafından 6 yıl önce sera kuruldu.
Öğrenciler bahçedeki 150 metrekarelik serada küçük çaplı sebze ve meyve üretiminin yanı sıra toprakla rehabilite olurken el becerilerini geliştirme imkanı da buluyor.
Sebzeler yine çocuklarca hasat ediliyor. Kazanılan para döner sermaye üzerinden engelli öğrencilere dönüyor. Üretilen bir kısım ürünler ise okul bünyesinde yemeye hazır hale getirilerek tüketiliyor.
Yaz döneminde 150 kilogramın üzerinde domates ve salatalık toplayan öğrenciler, bahçeye diktikleri meyve ağaçlarından hasat yapacakları günü bekliyor.
Öğrencilerin 6 yıllık sebze ve meyve yetiştiriciliği pratiğine, Milli Eğitim Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığının protokolü kapsamında bu yıl açılan tarım teknolojileri bölümü ile teorik eğitim de eklendi.
Seranın toprağını kışın ekime hazırlayan öğrenciler, öğretmenleriyle ilk kez marul fidelerini toprakla buluşturdu. Küçük sopalarla açılan minik çukurlara fideler özenle yerleştirildi ve öğrenciler fidelere can suyu verdi.
Mezunların yarısı staj yaptıkları kurumlarda çalışıyor
Okul Müdürü Bünyamin Kurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Esenyurt, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Çatalca ve Silivri'den öğrenci aldıklarını, 210 öğrenci kapasiteli bir özel eğitim meslek okulu olduklarını, hafif mental retardasyonu ve otizm spektrum bozukluğu olan bireylere eğitim verdiklerini söyledi.
Özel öğrencilerin meslek edinmesini ve üreterek topluma katkı sunmasını hedeflediklerini dile getiren Kurt, okulda giyim, tekstil, metal, konaklama, seyahat hizmetleri, yiyecek-içecek hizmetleri, seramik ve cam, bilişim, matbaa ile tarım teknolojisi bölümleri olduğunu aktardı.
Kurt, çocukların 9'uncu sınıfta bütün bölümlerde eğitim aldıklarını ve 10'uncu sınıfta yetenekleri doğrultusunda bir bölüme yerleştirildiklerini, 11 ve 12. sınıfta staja gittiklerini ve işbaşı eğitimi yaptıklarını anlattı.
Öğrencilerin mezun olduklarında da istihdama yönelik girişimleri olduğunu söyleyen Kurt, "Mezunlarımızın yaklaşık her yıl yüzde 50'si istihdam olacak şekilde gittikleri kurumlarda yer ediniyorlar. Bu anlamda da mutluyuz." dedi.
"Hedefimiz teorik bilgilerle çocukları boğmak yerine yaşayarak öğretmek"
Okulun açılışından bu yana kışın serada ve diğer alanlarda sürekli üretim yaptıklarını belirten Kurt şöyle devam etti:
"Meyve ağaçlarımız var. Çocuklarımız ağaçlara bakıyorlar. Bir de her sınıfta öğrencilerimizin -tarım bölümümüz bunu yaygınlaştırdı- her öğrencinin bir çiçeği var. Adı üstünde yazılı. Çiçeğine kendisi suyunu veriyor, gübresini ekliyor. Eğitim noktasında temel hedefimiz teorik bilgilerle çocukları boğmak yerine yaparak, yaşayarak öğretmek. Tarımla çocuklar, toprakla içli dışlı oluyor, enerjisini toprağa aktarabiliyor. Aynı zamanda ektiği ürünün gelişim aşamalarında ürünü takip ettiği zaman özel birey kendini hem mutlu hissediyor hem sürece dahil oluyor."
Seri üretimden gelir sağlıyorlar
Kurt, çocukların ürettikleri ürünleri öncelikle kendilerinin tüketimine yönelik kullandıklarını dile getirerek "Yemekhanemizde, elde ettiğimiz sebzeleri direkt çocuklara üretiyoruz. Aynı zamanda okulumuzun döner sermayesi var. Seri üretim veyahut toplu üretim yaptığımızda bunu döner sermaye üzerinden ticari anlamda değerlendirip yer alan öğrencilere de bir gelir oluşturuyoruz." ifadesini kullandı.
Tarıma ilişkin farklı projeler de yürüttüklerini, bu kapsamda gübre makinesi aldıklarını anlatan Kurt, Silivri'deki okul kantinlerin atıklarından kompost gübre elde edeceklerini ve bunun çiçeklerin yetişmesi için kullanılacağını kaydetti.
Projeyle çocuklarda atık bilincini geliştireceğini ifade eden Kurt, bunun özel öğrenciler eliyle gerçekleştirilmesinin farkındalık oluşturacağını söyledi.
Üretecekleri buğdaydan ekmek de yapacaklar
Tarladan Sofraya Projesi ile elde edilecek un ile ekmek üretimi yapılacağını aktaran Kurt, "Hem çocuklarımıza bu bilinci vereceğiz hem de özel eğitim öğrencileri topluma 'Biz yapıyorsak siz de yapacaksınız, toprağa ve tarıma önem vermeliyiz.' mesajı verecek. Toprakla bağımızı koparmadan sürekli ayaklarımız yere basarak biz de varız demenin peşindeyiz. Hedefimiz bu." diye konuştu.
"Serada dersler daha heyecanlı ve ilgili geçiyor"
Tarım teknolojileri öğretmeni ve ziraat mühendisi Neslihan Çapkın Subaşı, derslerde günlük hayatta karşılaşılan bitkileri konu almaya özen gösterdiklerini, beslenmeye katkısı olan gıdaların nasıl yetiştiği ve insanların sağlığına etkilerini anlattıklarını bildirdi.
Son zamanlarda tarıma yönelimin arttığına dikkati çeken Subaşı, "Tarımla ilgisi olmayan insanlar bile tarıma yönelmişken biz de çocuklarımızın hem iş alanına sahip olmaları hem de bu işi yapmasalar bile ince motor ve kaba motor becerilerini -bir özel eğitim okulunda çok önemli olduğunu biliyoruz- geliştirmek açısından bile tarım dersinin çok büyük önemi var." dedi.
Subaşı, derslerde özel öğrencilerin ilgisini çekmeye çalıştıklarını, ilgiyi çektikten ve sevgi bağı kurduktan sonra onlara her alanda eğitim verilebildiğini dile getirdi.
Öğrencilerin serada keyifli vakit geçirdiğini aktaran Subaşı, "Çocuklar teorinin dışında pratik işlerde daha heyecanlı ve daha derse katılım gösterme seviyeleri yüksek oluyor. O açıdan serada dersler daha heyecanlı ve ilgili geçiyor." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com