İstanbul
Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan 120 öğrencinin eğitim gördüğü okulda, öğrencilerde "sıfır atık" bilincinin geliştirilmesi amacıyla 2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk döneminde "Geri Dönüştüren Özel Eller" projesi uygulanmaya başlandı.
Bir zincir marketin desteğiyle yürütülen proje kapsamında, marketlerin manav reyonlarında zedelenen ve atık olmaya yüz tutan çıkma sebze ve meyveler Küçükçekmece Özel Eğitim Meslek Okulunun Yiyecek İçecek Atölyesine getiriliyor.
Domates, kapya biber, çilek, ayva ve elma gibi atık sebze ve meyveler, burada eğitim gören öğrenciler tarafından öğretmenlerinin desteğiyle ayıklanıp yıkandıktan sonra bazı işlemlerden geçiriliyor. Özel ellerde salça, kahvaltılık sos, reçel ve sirkeye dönüştürülen gıdalar, kavanozlara doldurularak tüketime hazır hale getiriliyor.
Sebze ve meyvelerin ayıklanan çürük kısımları ise okulun çevresindeki ağaçların topraklarında kullanılmak üzere kompost gübre olarak değerlendiriliyor.
Gıda israfını önlemeyi hedefleyen proje kapsamında hazırlanan gıda ürünleri, yıl sonu kermesinde satışa sunularak, geliri öğrencilere verilecek.
"İsraf etmemeyi yaşam biçimi haline getirmelerini istiyoruz"
Küçükçekmece Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Mehmet Kul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okulda müfredattaki Türkçe, matematik, resim, müzik, beden eğitimi gibi derslerinin yanı sıra meslek dersleri verdikleri hafif zihinsel engelli öğrencileri hayata hazırladıklarını söyledi.
Okulda el sanatları, güzellik ve saç bakım, konaklama hizmetleri, tekstil ile yiyecek içecek alanlarında meslek atölyeleri olduğunu aktaran Kul, öğrencilerin 10. sınıfta bölümlerini seçtiklerini, 11 ve 12. sınıfta staja giderek, işbaşı eğitimi yaptıklarını ve mezun olduktan sonra iş bulma konusunda kendilerini yetiştirdiklerini belirtti.
İstanbul'un en özel okulunda, en özel öğrencilere eğitim verdiklerini dile getiren Kul, "Bizim öğrencilerimiz için meslek öğrenimi çok önemli. Çünkü bu öğrencilerimizin aileleri istiyor ki kimseye muhtaç olmadan tek başlarına yaşamlarını devam ettirebilsinler. Bu, onlar için çok önemli. Çünkü ailelerimiz 'Bize bir şey olursa ne olacak?' diye düşünüyorlar. Onlara bir meslek edindirelim ki ailelerimizin de kafası rahat olsun. Okulumuzun amacı bu." dedi.
Kul, öğrencilerde sıfır atık konusunda farkındalık için oluşturulan projeye işaret ederek, "Onların israf etmemeyi, yeniden üretmeyi, dönüştürüp farklı amaçlarla kullanmayı bir yaşam biçimi haline getirmelerini istiyoruz. Bu süreçte biz şunu da fark ettik, öğrencilerimizde 'Ben de başarabilirim' duygusunu gördük. Bu bizi çok mutlu etti." diye konuştu.
"Sıfır atığın ne olduğunu göstermemiz, uygulamaları gerekiyordu"
Proje yürütücüsü öğretmenlerden Nermin Dikmen, öğrencilerin staj yaptıkları yerlerden birinin de marketler olduğunu, burada "çıkma" diye adlandırılan sebze ve meyvelerin değerlendirilmesi amacıyla projeyi başlattıklarını, bu kapsamda bir marketle ürün tedariki konusunda anlaştıklarını anlattı.
Marketin ayda 2 kez bu ürünleri okulda gönderdiğini anlatan Dikmen, "Bizim öğrencilerimiz özel öğrenciler ve öğrenme güçlüğü çekiyorlar. 'Sıfır atık' dediğimizde onlar için pek bir şey ifade etmiyor. Onlara sıfır atığın ne olduğunu göstermemiz, uygulamaları gerekiyordu. Yani israf etmemeyi, tekrardan kullanmayı, bunları onlara yaşam tarzı olarak öğretmek istiyorduk." ifadelerini kullandı.
Projenin yaklaşık 6 aydır devam ettiğini dile getiren Dikmen, bir öğrencisiyle yaşadığı diyaloğu, "Projede Erdem adında bir öğrencimiz var. 'Öğretmenim ben evde elmaların bozulmasını bekliyorum.' dedi. 'Niye bozulmasını bekliyorsun?' dedim. 'Çünkü onlardan sirke yapacağım.' dedi. Ben de dedim ki 'Erdem yanlış anlamışsın. Özellikle bozmayacağız ürünleri, dolapta bozulmaya yüz tutanlardan yapacağız.' 'Öyle mi öğretmenim?' dedi. Bir anı oldu aramızda." sözleriyle aktardı.
Sebze ve meyvelerin ezik kısımları kompost gübre oluyor
Dikmen, proje başladıktan sonra öğrencilerin sıfır atık duyarlılığının arttığını belirterek, şöyle konuştu:
"Büyük küçük, yaşlı genç, engelli engelsiz demeden herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini düşündük. Onların da duyarlı olması gerekiyor. Onlar da bu çevrede yaşıyor ve gelecek nesillere karşı sorumlular ve bunu kazandırdığımızı düşünüyorum. Çünkü daha dikkatliler. Bir şey bozulduğunda onun çöpe gitmemesi gerektiğini biliyorlar. Bunu gördüler. Onlardan ürün yaptılar. Hatta burada yaptığımız soslardan makarna sosu yapıp yiyoruz. Çok lezzetli buldular kendileri de. Tamamen yaşayarak öğrenmeye odaklı bir uygulama oldu."
Sebze ile meyvelerden ayırdıkları ezik ve bozuk kısımları da kompost gübre haline getirerek, okulun çevresindeki ağaçların köklerine yerleştirdiklerini dile getiren Dikmen, yaklaşık 1,5 ay sonra öğrencilerle gömdükleri ağaç diplerinde solucanları gözlemlediklerini, organik gübre olduğu için solucanların oluştuğunu ve toprağın hava alması açısından bu canlıların faydalarını öğrencilere anlattıklarını kaydetti.
Özel eğitim öğretmeni Çiğdem Yazıcı ise projeyi 3 öğretmenle birlikte tasarladıklarını, öğrencilere rol model olmak için harekete geçtiklerini söyledi.
Öğrencilerin ürünlerin yıkanmasından pişirilip kavanozlanması ve kompost üretimine kadar her aşamada aktif rol aldığını anlatan Yazıcı, hazırladıkları ürünleri okulda düzenleyecekleri kermeste satacaklarını ve çıkma ürünleri veren markette de bir stant kurarak satışa sunmayı planladıklarını, elde edilen gelirin de öğrencilerin yararı için kullanılacağını ifade etti.
Annesini gıda israfı konusunda uyarıyor
Projeye katılan 10. sınıf öğrencisi Şahin Taşlı da bozulmaya yüz tutan sebze ve meyveleri yeniden kullanıma sunmak için elma sirkesi, reçel ve domates salçası gibi ürünler hazırladıklarını anlattı.
Ürünleri temizledikten sonra doğrayarak pişirmeye hazır hale getirdiklerini belirten Taşlı, "Burada olmak güzel, eğleniyoruz. Bu işleri yapmak keyifli oluyor. Bu ürünleri insanlara sunmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Evde annesini de uyardığına dikkati çeken Taşlı, "Çöpe atacak oluyor. Onları geri dönüştürebileceğimiz konusunda uyarıyorum. O da atmıyor, yemek yapıyor." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com