İstanbul
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF) tarafından yetkilendirilen ilk engelli dalıcı eğitim merkezi Bağcılar Engelli Su Altı ve Su Üstü Sporları Kulübü'nde dalış eğitimi alan otizmli bireyler, su altının büyüleyici dünyasında kulaç atarak hem rehabilite oluyor hem de sosyalleşiyor.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi ile Bağcılar Belediyesi arasında imzalanan protokol kapsamında, Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı bünyesinde bulunan kulüpte farklı engel gruplarına yönelik dalış eğitimi veriliyor. Bu engel gruplarının içerisinde "nöro-gelişimsel bozukluk" olarak tanımlanan otizm de yer alıyor.
Rehabilite olmaları ve sosyalleşmeleri amacıyla ailelerinin yüzme sporuna yönlendirdiği otizmli bireyler, yüzmede belirli bir seviyeye geldikten sonra dalış eğitimi alabiliyor. Dalış için su altı hekiminden uygun raporu alan özel sporcular, kendi motor becerileri doğrultusunda değişen farklı sürelerde eğitimi tamamlıyor.
Eğitimin sonunda TSSF'den "Engelli Dalıcı Brövesi" almaya hak kazanan otizmli yüzücüler, eğitimin sürdürülebilir olması ve profesyonel dalgıç olma hedefiyle dalış derslerine devam ediyor.
Engelli Dalıcı Brövesi sahibi özel sporcular, salgın nedeniyle iki yıl aradan sonra 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü kapsamında otizme dikkati çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla dalış gerçekleştirdi. Dalış kıyafeti, denge yeleği, şnorkel, maske, tüp ve regülatör gibi ekipmanları ile kendilerini suya bırakan sporcular, TSSF Engelli Dalış Eğitmeni Ferhat Yalgın ile su altının büyüleyici dünyasıyla buluştu.
Bireye özel teorik ve pratik özerkleşmiş scuba eğitimi
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu Su Altı Teknoloji Programı Dr. Öğretim Üyesi Ferhat Yalgın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bağcılar Belediyesi ile 2014'ten beri hem sağlıklı bireylere hem de engellilere yönelik dalış eğitimlerine devam ettiklerini anlattı.
TSSF'nin engelli dalış klasifikasyonu çıktıktan sonra Bağcılar Engelli Su Altı ve Su Üstü Sporları Kulübü'nün engelli dalış eğitimi için yetkilendirilen ilk merkez olduğunu belirten Yalgın, bu kapsamda fiziksel, görme, işitme, süreğen ve zihinsel engel gruplarındaki bireylere ortak çerçevede özerkleşmiş dalış eğitimi verdiklerini kaydetti.
Engelli çocuklara dalış eğitimi verirken otizmli, down sendromlu ya da farklı bir engel grubu diye fark gözetmediklerini ama eğitim esnasında bunu ayırt ettiklerini anlatan Yalgın, kursiyer seçimine ilişkin, "İlk önce sosyolog, psikolog, beden eğitimci, fizyoterapist veya ergoterapist ve ben 'tamam' dedikten ve arkadaşlarımız su altı hekimliğinden 'Dalış yapabilir' sağlık raporu aldıktan sonra burada hem teorik hem de pratik özerkleşmiş bir scuba eğitimi vermeye başlıyoruz." bilgisini verdi.
Yalgın, eğitimin süresiyle alakalı herhangi bir mefhumun olamayacağını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Çünkü engel durumunun özerkliğine göre verilecek süreç değişkenlik gösteriyor. Bu belki bir haftalık 5 dalışla ya da 8 yıllık 400 dalışla da tamamlanabilir. Bu kişinin engel duruma, motor becerilerine ve bu süreçte verilen eğitimleri alabilme düzeylerine bağlı. Bu bir tedavi değil, bir rehabilitasyon, terapi ve sosyalleşmeleri için aktivite, rekreasyonel faaliyet. Bir birey geldiği zaman 3 günde dalışı öğretebiliriz ama ilk önce tanışma, adaptasyon, suya adaptasyon sürecimiz ve daha sonra eğitimler var. Bu kişisel olarak değişkenlik gösterebilir."
Göz göze temas su altında daha kolay kuruluyor
Suyun rahatlatıcı etkisine değinen Yalgın, "Otizmli çocuklardaki en belirgin özelliklerinden bir tanesi görsel teması kuramamalarıdır. Bir çocuğumuz vardı. Bu çocuğumuz da görsel teması toplasanız 3 ila 4 saniye kuramıyorduk. Ama belli bir süre sonra dalış yaptıktan sonra suyun altında 87 saniye göz teması kurabildik. Evet suyun bir akuatik etkisi, sosyalleşmeye faydası var." değerlendirmesini yaptı.
Engelli Dalış Eğitmeni Ferhat Yalgın, su altının otizmliler için apayrı bir dünya olduğunu ifade ederek, "Çünkü yer çekimi olmayan bir ortam. İşte deniz dalışlarına götürdüğümüz zaman balıkları ve farklı canlıları görüyorlar. Farklı bir atmosfer içinde bulunuyorlar. Çocukların hepsinin yüzünde çıktıktan sonra bir tebessüm oluyor. Hem bir şeyleri öğrendiklerini hem de rahatladıklarını gözlemleyebiliyoruz." dedi.
Yalgın, eğitim için gelen ancak su fobisi nedeniyle havuza giremeyen otizmli bir çocuğun, 6 ay sonra diz kapağına, 1 yıl sonra beline kadar suya girebildiğini, 1,5 yıl sonra suyun üzerinde durmaya başladığını, 2,5 yıl sonra ise yüzebildiğini ve regülatörün ikinci kademesiyle suyun altında bağımsız olarak nefes almaya başladığını anlattı.
Asperger sendromlu bir kursiyerin ise üçüncü dalıştan sonra sağlıklı bireylerde gözlemlenmeyen performans sergilediğini aktaran Yalgın, eğitimlerin kişiye göre değişkenlik gösterdiği, burada doğru iletişim ve eğitim metodunun önemli olduğunu vurguladı.
Engellerin aşılabildiğini dile getiren Yalgın, Dünya Otizm Farkındalık Günü'nü kutlayarak, "Otizmliler için bir aktivite yapalım, evde durmayalım. Onları farklılaştırmayalım, değiştirmeyelim. Onlar bizim özel çocuklarımız." mesajını verdi.
Yüzme "özel sporcular"ın öz güvenini artırdı
Yüzmeye 5 yıl önce başlayan TSSF Engelli Dalıcı Brövesi sahibi 19 yaşındaki otizmli Barış Gülsaçu, yüzmeyi çok sevdiğini dile getirdi.
Annesi Sevda Gülsaçu da oğlunun, salgın nedeniyle 2 yıl ara verdikleri dalış eğitimine yeniden başlamanın heyecanını yaşadığını aktardı. Gülsaçu, yüzmenin oğlunun gelişimine katkılarını, "Kendini ifade etmede çok büyük bir öz güven sağladı. Konuşması akıcı hale geldi. Yüzmeyi çok iyi geliştirdi. Su altında neler yapması gerektiğini öğrendi. Barış hırçındı, agresif hareketleri oluyordu. Yüzmeye başladıktan sonra dinginleşti." sözleriyle anlattı.
Suyun altında kendisini "süper" hissediyor
Yaklaşık 10 yıldır yüzmeye gelen ve dalış eğitimi tamamlayarak Engelli Dalıcı Brövesi alan otizmli Muhammed Ali Aktaş, yüzmeyi ve dalış yapmayı çok sevdiğini, bunların yanı sıra kilo vermek için yürüyüş ve spor da yaptığını kaydetti. Suyun altında kendisini "süper" hissettiğini ifade eden Aktaş, Dünya Otizm Farkındalık Günü'nü kutladı.
Annesi Emine Aktaş da oğlunun yüzmeye geldiğinde mutlu olduğunu, sosyalleştiğini, psikolojik olarak rahatladığını, aynı zamanda kendisini öz güvenli hissettiğini kaydederek, "Yüzmeden önce daha hareketliydi. Pozitif olamıyordu." dedi.
8 yıldır yüzme sporuyla ilgilenen Engelli Dalıcı Brövesi sahibi 32 yaşındaki otizmli Halil Tüylü, havuzda vakit geçirmeyi ve dalış yapmayı çok sevdiğini ifade etti.
Annesi Elbiye Tüylü, oğlunun 2014'ten beri dalış yaptığını, yüzmeye başladıktan sonra öz güveninin arttığını, insanlarla daha çok iletişim kurmaya başladığını, yüzmenin birçok faydasını gördüklerini anlattı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com