?>

Orgeneral Güler, “çatı“ davasında ifade verdi: Akın Öztürk, yalvararak bizimle gelmek istedi

Kara Kuvvetleri Komutanı Güler, "Hain darbe girişimi içinde bulunanlar başta olmak üzere şahsıma karşı eylemde bulunan herkesten şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum." dedi.

Genel - 7 yıl önce

Güler, "Saat 18.00 sıralarında Yıldırım Güvenç ile birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığından bir ekip geldi, beni aldılar. Bu esnada Akın Öztürk yalvararak 'ben de sizinle geleyim' dedi" ifadelerini kullandı

ANKARA

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili Genelkurmay "çatı" davasında verdiği ifadede, "Hain darbe girişimi içinde bulunanlar başta olmak üzere şahsıma karşı eylemde bulunan herkesten şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum." dedi.

Güler, "çatı" davasını gören Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde dün "şikayetçi" sıfatıyla ifade verdi.

Darbe girişimi sırasında Genelkurmay 2. Başkanı olan Güler, daha önce verdiği ifadeyi tekrar ederek, "15 Temmuz saat 14.00'te başlayan bir toplantı sırasında bir personelin toplantı odasına gelerek, MİT Müsteşarının benimle görüşmek istediğini söylemesi üzerine toplantıdan çıkarak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan Bey ile görüştüm. Kendisi bana bir subayın MİT'e giderek önemli şeylerden bahsettiğini, yardımcısını bana göndermek istediğini söyledi." beyanında bulundu.

MİT Müsteşar Yardımcısının Genelkurmay Karargahına gelerek detayları anlattığını, kendisinin de durumun hassasiyetine binaen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yanına giderek durumu anlattığını bildiren Güler, "Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı arayarak Karargaha davet etti. Saat 18.15 sıralarında Hakan Fidan Karargaha geldi, makam odasının bitişiğindeki çalışma odasına birlikte geçtik. MİT Müsteşarı durumu tekrar anlattı, bu mevzunun daha büyük bir olayın parçası olabileceğini söyledi." dedi.

Genelkurmay Başkanı Akar'ın 15 Temmuz 2016 saat 18.30 sıralarında Tuğgeneral İlhan Kırtıl'ı arayarak "Türk Hava sahasını her türlü askeri uçuşa yasaklıyorum." dediğini aktaran Güler, şunları söyledi:

"Bu esnada MİT Müsteşarı, Cumhurbaşkanımızın Koruma Müdürü Muhsin Bey'i aradı, Cumhurbaşkanını istedi. Arkasından da, 'Saldırı olursa yeterince personelin ve silahın var mı?' dedi, karşıdan gelen cevabı duymadım. Arkasından Genelkurmay Başkanı, yan odada bulunan Kara Kuvvetleri Komutanını çağırarak, İlhan Paşa'yı ve gerekirse Adli Müşaviri de alarak Kara Kuvvetleri Komutanlığına gitmesini, orayı kontrol etmesini, gerekirse tutuklama yapmasını emretti".

"Dalga geçer bir edayla..."

Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ın emri alarak odadan çıktığını belirten Güler, şöyle devam etti:

"Ben de Hava Kuvvetleri Harekat Merkezini aradım, General Kemal Mutlum ile görüştüm. Hava sahasının kapatılmasına ilişkin Genelkurmay Başkanının emrinden haberdar olup olmadığını sordum. Kendisi de haberdar olduğunu ve emrin gereğini yerine getirdiğini söyledi.

Bu sırada Genelkurmay Başkanı, Garnizon Komutanı Metin Gürak Paşa'yı telefonla arayarak Zırhlı Birlikler Okuluna gitmesini ve orayı kontrol etmesini, hiçbir zırhlı aracın dışarıya çıkarılmamasını sağlamasını, arkasından da Kara Havacılık Komutanlığına giderek havacılık hareketi olmamasını sağlamasını emretti. Akabinde günlük faaliyetlerin icrası için Genelkurmay Başkanından izin isteyerek odama geçtim."

Odasında bulunduğu saat 21.25 sıralarında kapısının açıldığını ve gelenlerin kim olduğuna dikkat etmediğini, "Yat, yere yat" diye bağırmaya başladıklarını ifade eden Güler,

"10 kişiye kadar silahlı ve teçhizatlı personeli gördüm. Silahlarını bana doğrultmuşlardı. Üzerime atıldılar. Ben direndim. Zorla beni yere yatırdılar. Birisi ayağı ile başıma bastı, ellerimi arkadan bağladılar, ağzımı bantladılar, başıma maske geçirdiler. Bu esnada sivil kıyafetli olarak emir subayı Mehmet Akkurt'u gördüm. Bana dalga geçer bir edayla, 'Komutanım merak etmeyin, bu bir tatbikat' dedi. Beni sürükleyerek ve hırpalayarak binadan dışarı çıkardılar, bir araca bindirdiler." beyanında bulundu.

"Dizlerimin üstünde sürükleyerek..."

Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı istikametindeki nizamiyeden çıkarken Akkurt ile nizamiye görevlileri arasında tartışma çıktığını bildirdi. Akkurt'un araçtan indiğini, silah sesleri geldiğini belirten Güler, araca mermi isabet ettiğini, bu esnada yanında oturanlardan birinin araçtan indiğini anlattı.

Sol tarafında oturanı sert şekilde ittiğini, arkasından kendisini araçtan çıkardıklarını kaydeden Güler, "Yerde, dizlerimin üstünde sürükleyerek beni başka bir araca götürdüler. İki üç dakika sonra anladığım kadarıyla bir ambulansa bindirdiler. Yine çekiştirerek, aynı kışla içinde bir başka binaya götürdüler" dedi.

Bu binada uzunca bir süre beklediklerini, daha sonra yanına başka birilerini daha getirdiklerini ifade eden Güler, bir süre sonra kendisini tekrar bir araca, arkasından iki kişinin bir helikoptere bindirdiğini aktaran Güler, bir süre uçtuktan sonra helikopterden inerek, bir araca bindirdiklerini kaydetti.

Etrafta jet uçağı sesi duyduğu için buranın Akıncı Üssü olduğunu anladığını söyleyen Güler, karanlık bir odaya alındığını, yanında helikopterdeki iki kişinin bulunduğunu, bunların birinin sert, birinin yumuşak davrandığını anlattı.

Talebi üzerine kendisine yumuşak davranan şahsın kelepçeyi önden bağladığını, karanlık nedeniyle bu iki şahsın yüzünü hiç görmediğini dile getiren Güler, bu sırada dizlerinin kanadığını fark ettiğini bildirdi.

Başındaki maskeyi sert davranan şahsın çıkararak, gözlerine bez bağladığını söyleyen Güler, bir süre sonra üçüncü bir kişinin geldiğini, aralarında konuştuklarını ancak ne konuştuklarını duymadığını ifade etti.

Akın Öztürk'ün gelişi ve yalvararak "Ben de sizinle geleyim..." demesi...

Kendisine sert davranan kişinin ayaklarının ve dizlerinin altına da plastik kelepçe taktığını aktaran Güler, şöyle devam etti:

"Uzun bir zaman sonra F-16 olmadığını, F-4 olduğunu değerlendirdiğim uçak sesleri ile makinalı top atışı sesi duydum. Aynı zamanda odaya giren çıkan şahıs sayısı arttı.

Bir süre sonra sessizlik oldu. Arkasından Akın Öztürk odaya girdi, 'Yav Yaşar, sen burada ne geziyorsun? Senin burada olduğundan haberim yok' dedi ve gözlerimi açtı, ellerimi ve ayaklarımdaki plastik kelepçeleri keserek çözdü, çay, su, çerez getirmelerini söyledi.

Kendi astsubayı olduğunu söylediği sivil giyimli birine evimi aratarak, eşime benim iyi olduğumu söylemesini istedi. Arkasından da dışarıda silahlı nöbetçiler olduğunu, bunların manyak olduğunu, saat 23.00'ten beri bunları ikna etmeye çalıştığını söyledi, odadan çıktı. Bu esnada duvardaki saatin 11.15 olduğunu gördüm.

Silahlı nöbetçi olduğunu bildiğimden odadan dışarı çıkamadım.

Saat 15.30-16.00 sıralarında evimi aradım. Konuttaki görevliye eşime iyi olduğumu söylemesini bildirdim. Arkasından Zekai Paşa'yı aramasını, konuştuğum telefon üzerinde yazılı olan telefon numarasını söyleyerek, üç defa zilin çalmasına müteakip telefon açacağımı söylemesini istedim.

Bir süre sonra telefon çaldı. Üçüncü çalmayı müteakip telefonu açtım. Arayan kişi Zekai Paşa idi. Kendisine durumu anlattım.

Bulunduğum odayı anlasınlar diye oda pencerelerinden yere yakın olanı açık bırakacağımı söyledim.

Bir süre sonra Akın Öztürk gelerek, televizyonda arandığını söylediklerini, haberim olup olmadığını sordu. Haberim olmadığını bildirdim.

Bir süre sonra Akın Öztürk tekrar geldi, oradakilerin teslim olmaya karar verdiklerini söyledi. Saat 18.00 sıralarında Yıldırım Güvenç ile birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığından bir ekip geldi, beni aldılar.

Bu esnada Akın Öztürk yalvararak, 'Ben de sizinle geleyim' dedi.

Bu esnada Yıldırım Güvenç ile Akın Öztürk başka rehinelerin de bulunduğunu ancak nerede olduklarını bilmediklerini söylediler. Bir araca binerek, 141. Filo yazan binaya gittik. Burada Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal Paşa ile iki havacı generali de bularak, yanımıza aldık.

Arkasından bilmediğim bir yerden 7-8 rehineyi daha kurtardık, bunlar yüz üstü yatağa yatırılmış vaziyetteydiler. Elleri ve ayakları bağlıydı, bu arkadaşları da kurtardık. Dört araçla Akıncı Üssünden ayrıldık, Hava Kuvvetleri Komutanlığında Akın Öztürk'ü ve havacı general arkadaşları bıraktık, ben saat 19.15 sıralarında eve ulaştım. Hain darbe girişimi içinde bulunanlar başta olmak üzere şahsıma karşı eylemde bulunan herkesten şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum."

Haftanın Öne Çıkanları

Albayrak Holding'den CHP'nin SEKA iddialarına dair açıklama

2018-03-21 19:32 - Ekonomi

Ziraat Bankası banka ve kredi kartını tek kartta birleştirdi

2018-03-19 16:28 - Genel

Doğan Medya Grubu, Demirören Holding'e satıldı!

2018-03-22 04:14 - Medya

Erdoğan Demirören kimdir? Doğan Medya'yı alan Demirören bünyesindeki şirketler

2018-03-22 09:42 - Medya

Regaib Gecenizi tebrik ederiz...

2018-03-22 11:46 - Özel Haber

Kızıltepe’de bir markete silahlı soygun

2018-03-20 10:02 - Asayiş

Mehmed Bir Cihan Fatihi dizisi ne zaman başlıyor| Mehmed Bir Cihan Fatihi oyuncuları kimlerdir?

2018-03-21 03:02 - Magazin

2018 Dünyanın en iyi havaalanları seçildi | İşte En İyi Havalimanları

2018-03-23 00:52 - Dünya

Dünya klasiği 'Giselle' balesi 10 yıl aradan sonra başkentte

2018-03-23 15:02 - Kültür Sanat

Başbakan Yıldırım: 16 yılda 4 milyar 39 milyon fidanı toprakla buluşturduk

2018-03-21 19:40 - Politika

İlgili Haberler

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 'Yarısı Bizden' kampanyasıyla ilgili soruları cevapladı

20:30 - Genel

Günün Manşetleri

Bodrum'da restoranda boğazına yiyecek kaçan müşteri Heimlich manevrasıyla kurtarıldı

16:32 - Gündem

Rus kargo gemisi Akdeniz'de battı

16:27 - Dünya

Terör örgütü PKK/YPG Münbiç ilçesine saldırılar düzenliyor

16:13 - Dünya

İranlı milletvekilinden "elektrik kesintisi tarımı yok edecek" uyarısı

16:07 - Dünya

Yeni aile hekimliği yönetmeliğiyle acil servislerdeki yığılma azalacak

15:57 - Gündem