Kimi hamileyken, kimi kucağına aldıktan sonra down sendromlu çocuk sahibi olduğunu öğrenen anneler, ilk etapta evlatlarına yakıştıramadıkları rahatsızlığı kabullenerek her anında yanlarında oldukları çocukları için her türlü fedakarlığı yapıyor.
Evlatlarının tek bir şey öğrenebilmesi, bir kez olsun "anne" diyebilmesi için saçını süpürge eden kadınlar, hayallerinden, kariyerlerinden vazgeçtikleri "down sendromlu" çocukları için mücadele ediyorlar.
İki çocuk annesi Fatma Kaburbay (38), AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk göz ağrısı Buğra'nın down sendromlu olduğunu hamileyken öğrendiğini söyledi.
Kürtaj olmayı asla düşünmediğini dile getiren Kamurbay, " 7 yıl boyunca yürümedi, konuşmadı, boynunu tutamadı. Hep mücadele ettik. Acaba bir 'anne dediğini duyar mıyım, ayaklarının üzerinde sadece bir adım atar görür müyüm' diye yıllarca bekledim." dedi.
Şu an oğlu Buğra'nın 14 yaşında olduğunu aktaran anne Kamurbay, 6 yaşındaki diğer oğlunun da lösemi tedavisi gördüğünü, çok zor günler yaşadıklarını dile getirdi.
"Kaybettiği oğluyla aynı gün doğdu"Hamileyken yaptırdığı testlerde herhangi bir bir sıkıntı gözükmeyen Servet Erdoğan (39) da 4 aylıkken geçirdiği rahatsızlık nedeniyle hayatını kaybeden oğlundan bir yıl sonra kızı Ceren'in (13) dünyaya geldiğini anlattı.
Ceren'i ilk kucağına aldığında bir tuhaflık olduğunu hissettiğini belirten anne Erdoğan, "Oğlumun öldüğü günden, bir yıl sonra kızım Ceren doğdu. Sanki bir mucize gibi. İlk kucağıma aldığımda bir tuhaflık olduğunu fark ettim ama kabullenemedim. İnsan evladına yakıştıramaz. O dönem zor geçti ama kısa sürdü, sonra da hayatımıza renk kattı, evimizin neşesi oldu." diye konuştu.
Kızının mutluluğu için çabaladığını dile getiren anne Erdoğan, Ceren'in dans etmekten, sporla uğraşmaktan büyük keyif aldığını kaydetti.
"Allah'ım bana böyle bir melek nasip etti"İki çocuğunun ardından doktorların bir daha hamile kalmaması gerektiğini söylemesine rağmen üçüncü çocuğunu dünyaya getiren Fadime Bozkurt (49), verdiği karardan asla pişman olmadığını ifade etti.
Down sendromlu olarak dünyaya gelen oğluyla mutlu bir hayat sürdüklerini dile getiren anne Bozkurt, şöyle konuştu:
"İki çocuğumun ardından 15 yıl sonrası ben hamile olduğumu öğrendim. Allah'ım bana böyle bir melek nasip etti. İyi ki de olmuş iyi ki de hayatımda, biz mutlu bir down ailesiyiz. Hamilelik döneminde düzenli kontrolleri yaptırdım ama hiçbir testi istemedim, 'bana bu Allah'ın bir hikmeti' dedim. Seneler sonra verilen bir bebek, ben razıyım dedim. 7 aylık doğdu, 'yaşamaz' dediler ama kuvöze bile girmedi ve şu an yaşamaz denilen bebek 14 yaşında." ifadesini kullandı.
Kariyerlerinden vazgeçtilerZeynep Karaoğlu (67) da kimyager olduğunu ancak oğlu Koray'ın down sendromlu olması dolayısıyla mesleğini bıraktığını söyledi.
Koray'ın şu an 35 yaşında olduğunu anlatan anne Karaoğlu, "Down sendromuyla ilgili hiçbir bilgim yoktu, o zamana kadar adını bile duymamıştım. Koray, 40 günlüktü ateşlendi doktara götürdüm, orada öğrendim. Reçetenin köşesinde 'down sendromlu' diye yazıyordu. Ne olduğunu bilmiyordum. Geldim kitapları karıştırıp öğrendim ve sayısız doktora gittim, kabullenemedim." dedi.
Karaoğlu, o günlerin geride kaldığını, şu an oğlu Koray ile mutlu bir hayat sürdüklerini anlattı.
Down sendromlu 9 yaşındaki kızı Selin için muhasebeciliği bırakan anne Dilek Özcan da (40) "özel" bir çocuğa sahip olmanın hayatlarına farklı anlamlar kattığını belirtti.
Biri down sendromlu üç çocuk annesi Beyza Ulu (43) ise oğlu Kerem'in rahatsızlığı dolayısıyla işini bırakmak zorunda kaldığını, hayatını evladına adadığını kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com