İSTANBUL - Hatice Şenses Kurukız
Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Bicik Bahçebaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl, 9 Mart'ta dünya genelinde, böbrek sağlığı ve hastalıkları konusunda toplum bilincini arttırmak, erken tanının önemini vurgulamak ve kronik böbrek hastalığının insan sağlığı ve ülke ekonomisi üzerindeki ağır yükü hakkında kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlendiğini söyledi.
Her yıl değişen temalarla böbrek hastalığına dikkat çekildiğini aktaran Bahçebaşı, bu yılın temasının da "Sağlıklı Böbrekler İçin Sağlıklı Yaşam" olduğunu, obezitenin zararlı sonuçları ve böbrek hastalığıyla ilişkisinin ele alındığını dile getirdi.
"Fazla kilolu insanlar 2 ila 7 kat daha fazla riske sahiptir"
Bahçebaşı, obezitenin, sağlığa zarar verebilecek anormal veya aşırı yağ birikimi olarak tanımlandığını bildirerek, şöyle devam etti:
"Obezite, genel popülasyonda, ölüm riskini arttırır ve kalp rahatsızlığı, diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol, tıkanma, uyku apnesi, yağlı karaciğer, safra kesesi hastalığı, kireçlenme, çeşitli kanserler ve zihinsel rahatsızlıklara sebep olup, yaşam kalitesini düşürür. Obezite, kronik böbrek hastalığının gelişimi için güçlü bir risk faktörüdür. Diyabet ve hipertansiyon gibi son dönem böbrek hastalığının gelişimi üzerinde doğrudan bir etkisi vardır. Obeziteden etkilenen bireylerde böbrekler, artan vücut ağırlığına bağlı talepleri karşılamak için normalden daha fazla çalışır. Böbrek iş yükündeki artış, böbrekte hasara ve uzun vadede son dönem hastalığın gelişme riskinin artmasına neden olabilir. Fazla kilolu veya obez olan insanlar, normal vücut ağırlığına kıyasla son dönem böbrek yetmezliği geliştirmede 2 ila 7 kat daha fazla riske sahiptir."
"Her 7 kişiden 1'i, kronik böbrek hastası"
Prof. Dr. Bahçebaşı, kronik böbrek hastalığının sıklıkla sinsi seyrettiğini, düzenli tarama yapılmadıkça erken evrelerde teşhisinin zor olduğunu vurgulayarak, "Türk Nefroloji Derneğinin ülkemizde yaptığı bir tarama çalışması, Türkiye'de her 6-7 erişkinden birinde, çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı bulunduğunu göstermiştir." dedi.
Farkındalığın ve erken tanının düşük olması nedeniyle, hastalığın sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerlediğine dikkati çeken Bahçebaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son dönem böbrek yetmezliği gelişen hastaların yaşamını sürdürebilmesi için diyaliz ve böbrek nakli tedavilerinin uygulanması gerekir. Bu tedavilerin global maliyeti 1 trilyon doların üzerindedir. Türkiye'de diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış 60 bini aşkın hasta bulunmakta ve sağlık bütçesinin yüzde 5'den fazlası, bu hastalar için harcanmaktadır. Kronik böbrek hastalarında ölüm ve malüliyet riskleri, sağlıklı bireylerden 10-30 kat daha yüksektir. Yüksek malüliyet oranları ve kötü yaşam kalitesi, bu hastaların aile ve sosyal yaşantılarını da olumsuz etkileyerek, ekonomik üretkenliklerini engeller."
dikGAZETE.com