Ankara
Gıda ışınlama, gıdaların mikrobiyolojik kalitesini ve güvenliğini geliştirmek için 20. yüzyılın en çok çalışılan teknolojilerinden birisi konumunda bulunuyor.
Işınlanmış gıdalar üzerinde yapılan işlemler, yönetmeliklerde belirtilen kriterler dikkate alınarak uygulanıyor. Bilimsel çalışmalar, ışınlama sonucunda gıdalarda sağlık problemi yaratacak herhangi bir olumsuzluk oluşturmadığını gösteriyor.
TENMAK Nükleer Enerji Araştırma Enstitüsü (NÜKEN) Tarım ve Gıda Araştırmaları Grubu araştırıcılarından Doç. Dr. Erhan İç, AA muhabirine gıda ışınlamanın bir muhafaza yöntemi olduğunu ve yaklaşık 40 yıldır insan sağlığına zarar vermeden güvenle kullanıldığını söyledi.
İç, gıda ışınlamanın, gıdaların usulüne uygun olarak, bir amaç için istenilen dozda iyonlaştırıcı radyasyona maruz bırakılması işlemi olduğunu belirterek, "Işınlama dozu 10 kilogray'dir (kGy). Gıda ışınlamada amaç gıda güvenliğini sağlamak, hastalıklara sebep olan patojen bakterileri kontrol altında tutmak, çürümeye, bozulmaya yol açan bakterileri ortadan kaldırmak, patates ve soğan gibi ürünlerde kayıpların engellemek olup, bitkisel ürünlerde böceklenmeyi engellemek için aktif olarak bu yöntemi kullanıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'de biri devlet, ikisi özel sektörde toplam 3 tesis olduğunu ifade eden İç, bu tekniğin geniş spektrumda baharattan bakliyata, çiğ gıdalardan, et ve balık gibi birçok gıdaya güvenle uygulandığını anlattı.
İç, bu tekniğin en önemli özelliğinin gıdaları ışınlanma sırasında sıcaklığının yükselmemesi olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Sıcaklık artmadığı gibi kimyasal da kullanmıyoruz. Bu yöntemlerle istenilen güvenlikte gıda elde etmiş oluyoruz. Halk sağlığı açısından önemli bir işlem. Bu tesiste aynı zamanda kozmetik ürünler ve tıbbi gereçler de ışınlanıyor. Özellikle tıbbi gereçlerin sterilizasyonunu yapıyoruz. Bu anlamda bu işlem hayati önem taşıyor."
"Işınlamanın insan sağlığına zararı yok"
İç, Türkiye'de ışınlamayla ilgili kavram yanılgıları olduğunu ve insanların bu işlemin zararlı olduğunu düşündüklerini söyledi.
Belirlenen ışınlama dozunun insan sağlığına zararı bulunmadığının altını çizen İç, şöyle devam etti:
"Bu yöntem ABD ve AB gibi bölgelerde güvenle uygulanıyor. Bizde ışınlama dozu baharatlar için 10 kGy, ABD'de bu oran 30 kGy’e kadar çıkabiliyor. 1980 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10 kGy doza kadar ışınlamanın herhangi bir sağlık sorununa yol açmayacağı, bu gıdalarla beslenen insanlarda herhangi bir besin eksikliğine yol açmayacağına karar verildi. Ayrıca belirlenen dönemlerde bu tekniklerle ilgili sağlık yönünden güvenilirlik çalışmaları Dünya Sağlık Örgütü, Gıda ve Tarım Örgütü, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu gibi kurumlarda yapılıyor. "
İç, meyve ve sebzeyle ilgili ihracata yönelik sorunların çözümü, meyve geri dönüşlerini engellemek ve pestisit sorunları için alternatif yöntemlere yönelmenin önemli olduğunu kaydetti.
Bu yöntemlerin bir tanesinin de gıda ışınlaması olduğuna aktaran İç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Işınlama teknolojisi, 'Kobalt-60' ve 'X-ray' gibi teknolojiler olabilir. Ama bizim meyvelerimizin ihracatından önce ışınlanması bize çok büyük bir avantaj sağlayacak. Bu konuda bilgi birikimi ve teknolojiye sahibiz. Daha fazla tesisin kurulması gıdalarda güvenli muhafaza tekniklerinin kullanılmasına imkan verecek. Öte yandan, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ışınlanmış gıdalara, yönetmelikler gereği olarak tüketicinin tercihine sunmak ve tüketiciyi bilgilendirmek amacıyla uluslararası kullanımı olan 'radura' sembolü koyma zorunluluğu bulunuyor."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com