İş insanı İsmet Olcay'ın 1960'lı yılların başında kurduğu tesiste üretilmeye başlanan Niğde Gazozu, bu kişinin vefatından sonra akrabası Asım Abay ile oğlu Selçuk Olcay tarafından yaklaşık 60 yıldır içecek sektörüne sunuluyor.
Asım Abay, AA muhabirine, 1960'lı yıllarda Niğde'de yaklaşık 11 gazozcu olduğunu, kendilerinin bu tesisi eniştelerinden devraldıklarını anlattı.
Abay, 1982 yılında yaklaşık 50 metrekarelik alanda eski makinelerle zor şartlar altında üretim yaptıklarını aktararak, şunları kaydetti:
"Çevre köylere kamyonla satış yaparak işimi genişletmek için uğraştım. Gazoza etil alkol karıştırılıyor ama bunu yapmamak adına leğenlerin içerisinde frambuaz esansını kristal toz şekere yedirebilmek için çok uğraşırdık. Hamdolsun Rabbime, Türkiye'de alkol karıştırılmadan ilk gazozu yapmayı bana nasip etti. 1991 senesinde Organize Sanayi Bölgesine gelerek 5 bin metrekarelik bir tesis kurdum. Şehir dışına çıkalım düşüncesi hakim oldu. Yavaş yavaş bayilerle tanışmaya başladık. Hem üretim hem kapasite olarak genişledik. 2004 yılında bugünkü yerimize geldik. Kalenin altındaki yerimizi çıraklık, ilk fabrikamızı kalfalık, şu anda 43 bin metrekarelik alandaki tesisimizi de ustalık dönemim olarak değerlendiriyorum."
Türk Gıda Kodeksine uygunluğu açısından helal gıda sertifikalı ilk gazozu yaptıklarını dile getiren Abay, uluslararası helal gıda sertifikalarının bulunduğuna dikkati çekti.
Abay, şu bilgileri verdi:
"2013 ve 2014 yılında yerli ve milli üretimimiz olan sade gazozumuz, Niğde'de gelir ve kurumlar vergisi birinciliğini bana nasip etti. Gurur ve kibir yapmadım. Önce devletime vergimi vermem lazım ki devletim güçlü olsun ben de huzur içerisinde olabileyim. Tesiste 4 üretim hattında saate 103 bin şişe gazoz üretimi yapabiliyoruz. 8 saatte yaklaşık 850 bin şişe gazoz üretebiliyoruz. Yıllık 130 milyon şişe üretimimizin yaklaşık 2 milyon şişesini ihraç ediyoruz. Özellikle Almanya, Hollanda gibi ülkelere ihracat yapıyoruz. İnşallah 2020 yılında yeni istihdamlar yaparak, ihracat ağımızı genişletmek istiyoruz. Flemenkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça ve Malezya diliyle etiketimiz var. Buralara da ihracatımız var. Bu yeterli mi hayır değil. Türk ürününün Avrupa'da tanıtılması, kendimize ait olan bir markanın dünyada tanınması için çabalayacağız. Ciddi bir çalışmayla ihracat noktasındaki eksikliğimizi tamamlayacağız."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com