İstanbul
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Haziran 2022'de 830 seviyesine kadar yükselen Türkiye'nin CDS risk primlerinin bu ay itibarıyla 250 puana kadar gerilediğini belirterek, "Ekonomik gelişmeler ve genel beklenti iklimine paralel olarak, Türkiye'nin CDS primlerinde düşüşün önümüzdeki yıl da devam edeceğini tahmin ediyoruz." dedi.
Asmalı, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 2023'te yüzde 5,1 ile G20 ülkeleri içerisinde en çok büyüme kaydeden 3'üncü ülke olan Türkiye'nin 2024'e de bu motivasyonla olumlu bir başlangıç yaptığını anımsatarak, Türkiye ekonomisinin bu yılı başarıyla geride bıraktığını dile getirdi.
Enflasyonla mücadele ve geçen yılın haziran ayında başlayan parasal sıkılaşma süreci kapsamında politika faizinin şubatta yüzde 50 seviyesine kadar çekilmesiyle önemli ve zor bir dönemece girildiğini hatırlatan Asmalı, "Nihayet parasal sıkılaşma politikasının etkilerinin yılın ikinci yarısı itibarıyla piyasalarca net bir şekilde hissedilmeye başlanmasıyla mayıs ayında yüzde 75,45'le zirve yapan yıllık enflasyonda haziran ayında başlayan gevşeme 6 ay boyunca kesintisiz devam etti ve kasımda TÜFE yüzde 47,09 seviyesinde gerçekleşti." ifadesini kullandı.
Mahmut Asmalı, parasal sıkılaşmanın doğal bir neticesi olan iç talepteki daralmayla yılın ilk iki çeyreğinde sırasıyla yüzde 5,3 ve yüzde 2,4 büyüyen Türkiye ekonomisinde 3'üncü çeyrek itibarıyla ivme kaybının hızlandığını ve bu dönemde yüzde 2,1'lik bir GSYH büyümesinin kaydedildiğini söyledi.
Yılın 9 aylık dönemine ilişkin yıllık büyüme oranı yüzde 3,2 seviyesinde gerçekleşirken, söz konusu büyümeye net ihracatın katkısının 1,9 puan olduğuna işaret eden Asmalı, "Üçüncü çeyrekte ivmesini artırarak büyümeye 2,2 puan katkı veren net ihracat, dış ticaretteki olumlu seyrin devam ettiğini teyit etti. Nitekim ocak-kasım döneminde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 oranında artış kaydeden ihracat hacmi 238,5 milyar dolara yükselirken, aynı dönemde ithalatın yüzde 6,4 azalmasıyla dış ticaret açığı yüzde 27 oranında daraldı." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye ekonomisine yönelik algı hızlı bir şekilde normalleşti"
Asmalı, dış ticaretteki gelişmelerin cari dengeye de olumlu yansıdığını ifade ederek, son 4 aydır fazla veren cari dengenin ocak-eylül döneminde önceki yılın aynı dönemine göre 30,9 milyar dolar azalarak yalnızca 5,3 milyar dolar açık verdiğini hatırlattı.
Yılın ikinci yarısında talep koşullarında gözlenen bozulmaya karşın, iş gücü piyasalarının 2024 görünümünün de olumlu bir seyir izlediğini anımsatan Asmalı, "Ekim ayına ilişkin işsizlik oranı önceki aya göre ılımlı bir artış kaydederek yüzde 8,8 seviyesine yükselirken, aylık bazlı 156 bin istihdam artışı kaydedildi." bilgisini paylaştı.
İş gücü piyasalarının yıllık değişimine bakıldığında 12 ay öncesine göre 1 milyon 31 bin kişilik istihdam artışı kaydedilmesinin dikkati çektiğini vurgulayan Asmalı, bütün bu gelişmelere mukabil, 2024'te uluslararası kamuoyu nezdinde de Türkiye ekonomisine yönelik algının hızlı bir şekilde normalleştiğini gördüklerini anlattı.
Asmalı, 2022 Haziran'da 830 seviyesine kadar yükselen Türkiye'nin CDS risk primlerinin Aralık 2024 itibarıyla 250 puana kadar gerilediğini kaydederek, "Ekonomik gelişmeler ve genel beklenti iklimine paralel olarak, Türkiye'nin CDS primlerinde düşüşün önümüzdeki yıl da devam edeceğini tahmin ediyoruz." diye konuştu.
"Aralık ayında faiz indirimi yapılması hepimizin ortak beklentisi"
Bu yılın, dış ticaret, cari denge ve istihdam gelişmeleri bağlamında Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine uygun ve hatta birçok göstergede öngörüden de olumlu seyrettiğini belirten Asmalı, büyüme tarafında daha ılımlı ve enflasyon tarafında ise OVP hedefinin üzerinde bir seyir gördüklerini aktardı.
Mevcut göstergelerin, parasal sıkılaşma politikasının, iç talebi arzulanan ölçüde sınırlayamadığını gösterdiğine işaret eden Asmalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çerçevede MÜSİAD olarak yüzde 44-45 bandındaki yıl sonu enflasyon beklentimizi koruduğumuzu yeniden ifade ediyoruz. Burada özellikle dikkat edilmesi gereken, enflasyonla mücadelenin maliyetinin toplumsal olarak daha adil bir şekilde dağıtılmasıdır. Mevcut politikalar ışığında dar ve orta gelirlilerin zorunlu harcamalarına yönelik talepleri baskılanırken, yüksek gelir grubunun talepleri güçlü kalmaya devam etmiştir.
Böylece gelir dağılımı daha da bozulurken, bu durum tekrardan enflasyonu artırıcı bir etki oluşturmaktadır. Bu çerçevede Merkez Bankasından, 8 ay gibi uzun bir süre dayandığımız yüksek faize karşı artık aralık ayında faiz indirimi yapmasının, hepimizin ortak beklentisi olduğunu yineliyoruz. Yılın son ayında politika faizinde öngörülecek bir indirimin, firmalarımızın 2025 yılına ilişkin motivasyonunda olumlu bir etkisi olacağına inanıyoruz."
"Aslolan enflasyonla mücadeledeki kararlı tavrımızı sürdürmek ve cebimizdeki paranın değerini korumak"
Asgari ücret başta olmak üzere yeni yılda ücretlerde yapılacak artışların da iş gücü maliyetlerinde artışlara neden olacağını aktaran Asmalı, çalışanların onurlu bir şekilde geçimini sağlayacağı bir ücret seviyesi temin etmenin en önemli mesuliyetlerinden biri olduğunu dikkati çekti.
Asmalı, son 5 aydır gerileyen yıllık enflasyonu yeniden yukarı yönde tetikleyebilecek bir ücret artışı riskinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek, "yüksek ücret artışı-yüksek enflasyon" sarmalından çıkılması gerektiğine vurgu yaptı.
Aslolanın enflasyonla mücadeledeki kararlı tavrı sürdürmek ve cepteki paranın değerini korumak olduğunu ifade eden Asmalı, "Bu noktada temel beklentimiz, işletmelerimizin bu süreçte desteklenmesi adına teşvik programlarının genişletilmesi ve ilave önlemler alınmasıdır." dedi.
"Beklenti ve temennimiz, ABD-Türkiye ilişkilerinin olabildiğince hızlı bir şekilde normalleşmesi"
Mahmut Asmalı, ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın ikinci döneminin arifesinde bulunulduğunu, iş dünyası olarak beklenti ve temennilerinin, ABD-Türkiye ilişkilerinin olabildiğince hızlı şekilde normalleşmesi olduğunu belirtti.
Türkiye'nin, İsrail'in Gazze'de Filistin halkına uyguladığı soykırım, Esad rejimi sonrası Suriye'nin demokratikleşme adımları ve terör örgütleriyle mücadele noktasındaki politikalarının gayet açık olduğunu ve haklı bir çizgiyi takip ettiğini aktaran Asmalı, "Bu bağlamda yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerindeki normalleşme adımlarının seyrinde ABD'nin, dolayısıyla Trump'ın Türkiye'ye yaklaşımı etkili olacaktır." ifadesini kullandı.
Asmalı, Türk iş dünyasının temsilcileri olarak kendilerine düşen görevin mevcut üretim gücünü artırmak ve kendine yeten bir niteliğe kavuşana kadar çalışmaya devam etmek olduğunu dile getirerek, "Son yıllarda bilhassa savunma sanayisinde katedilen mesafede olduğu gibi, hemen her sektörde küresel ticaretin öncülerinden ve en güçlü aktörlerinden biri olmak durumundayız. Bu bağlamda MÜSİAD olarak bizler yerli ve milli teknolojilerin teşvikinin önemini bir kez daha vurgulamak istiyor ve yeni dönemde de 'En iyi boykot üretmektir' şiarıyla yolumuza devam edeceğimizi ifade ediyoruz." görüşünü paylaştı.
Suriye'de yıllardır devam eden zulmün sona erdiğini ve bundan sonraki süreçte Suriyelilerin normal hayata geçişini sağlamak ve onlara destek olmanın en önemli vazifeleri olduğunu anlatan Asmalı, şunları kaydetti:
"Yıllardır ülkemizde birlikte yaşadığımız kardeşlerimizin ve Suriye'de kalanların yaşam koşullarını iyileştirmek için çalışmalıyız. Bu kapsamda MÜSİAD olarak elimizden geldiğince tüm insani yardımları yapmaya devam edeceğiz. 2022 yılında İdlib'te kurduğumuz ve 4 bin 500 kişiye ev sahipliği yapan MÜSİAD Köyü, bu çabaların en anlamlı projelerinden biridir. İnşallah tüm Müslümanlar olarak el ele vererek Suriye'nin yeniden ayağa kalkmasına ve kardeşlerimizin huzur içinde yaşamlarına dönmesine katkı sağlayacağız."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com