ANKARA
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Basın Halkla İlişkiler Müşavirliği Plan, Koordinasyon ve Analiz Şube Müdürü Albay Olcay Denizer, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarına yönelik İdlib'de yapılacak her türlü saldırıya misliyle karşılık verileceğini ve gözlem noktalarının görevlerine devam edeceğini bildirdi.
MSB tarafından düzenlenen 2020 yılının ilk basın bilgilendirme toplantısında açıklamalarda bulunan Albay Denizer, Van'da meydana gelen çığ felaketinde şehit olan jandarma, güvenlik korucusu, kamu görevlileri ve vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
TSK'nin vatan toprakları ile 83 milyon kişinin huzur ve güvenliğini sağlamaya devam ettiğini belirten Denizer, terör örgütleriyle mücadelenin bütüncül bir yaklaşım içinde kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade etti.
"Pençe operasyonları süresince 174 terörist etkisiz hale getirildi"
Denizer, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Irak'ın kuzeyinde kazanılan alan hakimiyetini sürdürmek, hudut emniyetini ileriden sağlamak ve azami teröristi etkisiz hale getirmek maksadıyla icra edilen Pençe operasyonları süresince, 174 terörist etkisiz hale getirilmiş, operasyonlarda 5,5 ton amonyum nitrat, 350'den fazla mayın ve el yapımı patlayıcı madde, 83 binden fazla mühimmat ile 403 mağara/sığınak tespit edilerek imha edilmiştir.
Pençe bölgelerinde kış süresince alan hakimiyetine devam edilmesi maksadıyla 2019 yılında açılan üs bölgeleri kalıcı olarak tutulacaktır."
Bölücü terör örgütü PKK/KCK'ya yönelik yurt içi ve dışında düzenlenen operasyonlara ilişkin bilgi veren Denizer, 27 Aralık 2019'dan bu yana 47 teröristin etkisiz hale getirildiğini söyledi.
Denizer, bu operasyonlarda, 900 kilogram amonyum nitrat, 35 kilogram C-4 patlayıcı madde, 244 fünye ile 45 el yapımı patlayıcı maddenin ele geçirildiğini, teröristler tarafından kullanılan 77 mevzi, sığınak, mağara ve deponun da tahrip edilerek kullanılamaz hale getirildiğini bildirdi.
Teröristle mücadele harekatının yanı sıra hudutların güvenliğine yönelik tedbirlerin artırılarak 7 gün 24 saat esasına göre sağlandığını vurgulayan Denizer, son bir ayda 3 bin 500'den fazla yasa dışı hudut geçiş teşebbüs olayına müdahale edildiğini, 16 bin düzensiz göçmenin yakalandığını ve 41 bin düzensiz göçmenin geçişinin engellendiğini kaydetti.
Denizer, "Mavi Vatan" olarak adlandırılan denizler ile hava sahasındaki hak ve menfaatlerin korunmasına yönelik faaliyetlerin de büyük bir titizlikle devam ettiğine işaret ederek, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon arama faaliyetlerinin sürdüğünü, kıta sahanlığındaki hak ve menfaatler ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Kıbrıs Adası etrafındaki haklarının korunduğunu belirtti.
Doğu Akdeniz'de Oruçreis, Barbaros Hayreddin Paşa ve Bilim-2 araştırma gemileri ile Fatih ve Yavuz sondaj gemilerine faaliyetleri süresince fırkateyn, korvet, hücumbot, denizaltılar, deniz karakol uçakları ve insansız hava araçlarıyla destek verildiğini anımsatan Denizer, bu çerçevede TSK'nin, Karadeniz, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'de ülkenin ve KKTC'nin hak ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası'nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliği sağlamaya devam ettiğini vurguladı.
- "Unsurlarımıza yapılan 500'den fazla taciz ve saldırıya misliyle karşılık verildi"
Denizer, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Pınar Bölgesi'nde bugüne kadar toplam 605 meskun mahal teröristlerden arındırılmış, 4 bin 219 kilometrekarelik alanda kontrol sağlanmıştır. 22 Ekim 2019 tarihinde Soçi'de Rusya Federasyonu ile varılan mutabakat çerçevesinde faaliyetler devam etmektedir.
Şu ana kadar unsurlarımıza yapılan 500'den fazla taciz ve saldırıya meşru müdafaa kapsamında misliyle karşılık verilmiştir.
Aynı zamanda, yapılan taciz ve saldırılar gerçekleştiği anda her seviyedeki muhataplarımıza iletilerek gerekli ikazlar yapılmıştır.
Pınar Bölgesi'nde, halkın bölgeye dönüşünü engellemek ve tesis edilen huzur ve güven ortamını bozmak maksadıyla terör örgütü şehir merkezlerinde bombalı saldırı arayışlarına devam etmektedir.
Terör örgütü tarafından bugüne kadar 24 bomba yüklü araç saldırısı yapılmıştır.
Terör örgütünün bombalı araç saldırılarına karşı tesis edilen 64 yol kontrol noktasında araçların denetimleri yapılmakta, araçlara tanıtıcı işaretler yapıştırılmaktadır."
Bölgede hayatın normale dönmesi, emniyet ve güvenliğin tesisi maksadıyla mayın ve el yapımı patlayıcı temizliğinin de sürdüğünü belirten Denizer, "Bu kapsamda şu ana kadar toplam 2 bin 606 mayın/el yapımı patlayıcı etkisiz hale getirilmiştir.
Bölgede tespit edilen 1339 adet tünelin tamamı kullanılamaz hale getirilmiştir. Tespit edilen tünellerin yaklaşık uzunluğu 149 kilometredir.
Yapılan arama tarama faaliyetlerinde terör örgütlerine ait 2 tondan fazla amonyum nitrat, bir tondan fazla plastik patlayıcı ile çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Bölgedeki okulların eğitime başlaması amacıyla her türlü çabanın desteklendiğini aktaran Denizer, Tel Abyad'da 185, Rasulayn'da ise 79 okulun hizmete açıldığını ifade etti.
Bölgede kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordineli olarak gıda ve yaşam malzemesi desteğinin sağlandığını bildiren Denizer, Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılay ile koordineli yürütülen sağlık hizmetlerinden bugüne kadar 65 binden fazla Suriyelinin faydalandığını dile getirdi.
Denizer, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekat alanlarında, birlikler tarafından emniyet ve istikrarın sağlanması amacıyla temas hattı boyunca operasyonlara ve mayın/el yapımı patlayıcı temizliğine, yol kontrol noktalarında denetimlere, saldırılara yönelik meşru müdafaa kapsamında karşılık verilmeye, altyapı ve günlük hayata destek faaliyetlerine devam edildiğini söyledi.
Rejimin kasım ayından itibaren yoğunlaşan ve masum sivilleri hedef alan saldırılarının yeni bir göç dalgasını tetiklediğine ve sahada radikalleşmeyi artırdığına dikkat çeken Denizer, Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Eşgüdüm Ofisinin raporlarına göre, Mayıs 2019'dan bugüne kadar 1 milyondan fazla kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını ifade etti.
- "Gözlem noktalarımız görevlerine devam edecek"
Denizer, "İdlib'de çatışmaların önlenmesi maksadıyla bölgeye takviye olarak gönderilen unsurlarımıza, konumları önceden koordine edilmesine rağmen rejim unsurları tarafından 3 Şubat 2020 tarihinde yoğun topçu saldırısı gerçekleştirilmiştir.
Saldırılara meşru müdafaa kapsamında misliyle karşılık verilmiştir. Bundan sonra da yapılacak her türlü saldırıya misliyle karşılık verilecektir, gözlem noktalarımız görevlerine devam edecektir." diye konuştu.
Askeri eğitim ve iş birliği faaliyetlerine ilişkin de bilgi veren Denizer, 2019'da 36 ülkeden 3 bin 742 personele, genel toplamda ise 58 ülkeden 37 bin 618 personele eğitim verildiğini söyledi.
Denizer, bu yıl 23'ü milli, 99'u uluslararası olmak üzere toplam 122 tatbikat yapılmasının planladığını bildirdi.
Mehmetçik'in Elazığ'da ve Manisa'daki depremler sonrasında zarar gören vatandaşlara yardım elini uzattığını belirten Denizer, bu kapsamda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
- "FETÖ'den 18 bin 841 personel ihraç edildi"
Bakanlık bünyesinde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen mücadele hakkında da değerlendirmede bulunan Denizer, "FETÖ ile mücadele kapsamında yürütülen soruşturmalar neticesinde 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren toplam 18 bin 841 personel ihraç edilmiştir.
FETÖ ile mücadele, ilgili kurumlarla koordineli olarak elde edilecek yeni bilgi, belge ve veriler ışığında kararlılıkla sürdürülecektir." dedi.
Denizer, geçen yıl 13 bin 207 yedek subay, 10 bin 154 yedek astsubay, 366 bin 713 erbaş/erin silah altına alındığını belirterek, bu sene ise 18 bin 403 yedek subay, 36 bin 846 yedek astsubay ve 305 bin erbaş/erin silah altına alınmasının planlandığını aktardı.
Denizer, 31 Aralık 2019'a kadar işlemlerini tamamlayan 49 bin 52 yükümlünün de 2020'de bedelli askerlik kapsamında silah altına alınacağını söyledi.
Milli Savunma Üniversitesinin 2020-2021 eğitim dönemi için "Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı" başvurularının 10 Şubat'ta sona ereceğini hatırlatan Denizer, yazılı sınavın 29 Mart'ta, ikinci seçim aşaması aday tercihlerinin 13 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında yapılacağını bildirdi.
- Rand Corporation'ın raporu
ABD'de CIA'nin yan kolu olarak tanınan Rand Corporation adlı düşünce kuruluşunun "Türkiye'nin Milliyetçi İstikameti ve bunun ABD-Türk Stratejik Ortaklığı ve ABD Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Etkileri" başlıklı 276 sayfalık raporunda, Milli Savunma Bakanlığı, Bakan Hulusi Akar, TSK ve Milli Savunma Üniversitesi müfredatı ile ilgili yapılan değerlendirmeler ve bunlarla ilgili Türk basınında çıkan köşe yazılarına yönelik görüşlerin sorulması üzerine Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri, şunları söyledi:
"Kamuoyuna açık olan bu raporu gördük. İçeriğinde anlamlandıramadığımız muğlaklıklar var. Kendi içinde çelişkiler barındıran bu raporda, bizlere isnat edilen yorumlar gerçeklikten uzaktır ve tarafımızca ciddiye alınmamaktadır.
Rapordaki kimi ifadelerin ise bilerek veya bilmeyerek, çarpıtılarak ve içeriğinden farklı anlamlar yüklenerek ülkemize kullanılmasını üzüntüyle karşılıyoruz. 15 Temmuz 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı birimlerin yeni görev ve sorumlulukları belirlenmiştir.
Bakanlığımız, TSK ve bağlı birimler, Anayasa, yasalar, Cumhurbaşkanlığı kararları ve Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda yaz kış, gece gündüz, dağ bayır demeden azim ve kararlılıkla çalışmaktadır.
ABD, Rusya, NATO ve diğer ülkelerle askeri, savunma ve güvenlik konularında ülkemizin hak, alaka ve menfaatleri doğrultusunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz."
"Gözlem noktaları karşılık verebilecek yetenekte"
İdlib'de Serakib bölgesinin rejim askerleri tarafından çevrelendiğine yönelik haberler hatırlatılarak, TSK unsurlarının durumuna yönelik soru üzerine güvenlik kaynakları, "Önceliğimiz bu saldırıların durdurulması ve ateşkesin sağlanması.
Birliklerimiz, bölgede, çatışmaların durdurulması ve ateşkesin sağlanması için gerekli tedbirleri alıyor, almaya devam edecek.
Bölgedeki birliklerimizle ilgili herhangi bir sıkıntımız yok. Birliklerimiz gözlem noktalarımıza karşı yapılabilecek herhangi bir saldırıya karşı meşru müdafaa kapsamında en sert şekilde karşılık vermek için hazır.
Yapılan takviyelerle de her bir gözlem noktası kendini koruyacak ve gerekli karşılığı verecek yetenek ile harp silah araç ve gerece sahiptir." ifadelerini kullandı.
Türk Silahlı Kuvvetlerine ait gözlem noktalarından kaçının rejimin kontrolündeki bölgelerde kaldığına ve bu konuda bir sıkıntının yaşanıp yaşanmadığına yönelik soru üzerine, 9, 8 ve 7 numaralı gözlem noktalarının söz konusu bölgelerde olduğunu dile getiren kaynaklar, "İkmal ve personel değişimi faaliyetleri kesintisiz devam ediyor." dedi.
İdlib'de diplomatik görüşmelerin sonuç vermemesi durumunda TSK'nin sahaya girerek rejim unsurlarını eski sınırlara itip itmeyeceğine yönelik soruya da kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını hatırlatarak, "TSK verilen her türlü görevi yerine getirmeye hazırdır. Emir verildiğinde gereğini yapar." yanıtını verdi.
"Devriyelerle ilgili bir sıkıntı yok"
Güvenlik kaynakları, Rusya ile koordinasyon konusunda sorunun olup olmadığına yönelik soru üzerine, "Bir sorun yok. Sahada TSK unsurlarımızın karargah ve komutanı ile Rus unsurların karargah ve komutanı arasında iletişim, koordinasyon var. Hiçbir sıkıntı yok." açıklamasında bulundu.
Rusya ile ortak devriyelere ara verildiğine yönelik iddialar hatırlatılarak bunun kalıcı bir uygulama olup olmadığının sorulması üzerine ise kaynaklar, "Ara verilme diye bir şey yok. Hava şartları çok ağır gidiyor. Hava şartlarından dolayı erteleniyor. Şu anda devriyelerle ilgili bir sıkıntı yok." ifadesini kullandı.
Barış Pınarı Harekatı bölgesinin dışında kalan ve mutabakata konu olan bölgelerden teröristlerin çekilip çekilmediğine yönelik de kaynaklar, "Barış Pınarı Harekat bölgesinin dışından azalmakla birlikte taciz atışları devam ediyor.
Bu durum da teröristlerin varlığının göstergesidir. Rus muhataplarla yaptığımız devriyeler ve koordinasyon kapsamında teröristlerin oradaki varlıklarını sonlandırmaya yönelik çalışmalarımız devam ediyor." dedi.
Kaynak: AA . dikGAZETE.com