İzmir'in Çiğli ilçesinde, 15 Ağustos 2017 tarihinde serviste unutulan ve aracın içerisinde saatlerce kaldıktan sonra hayatını kaybeden 3 yaşındaki Alperen Sakin ile ilgili davanın karar duruşması saat 14.30'da başladı. Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmaya, Alperen'in annesi Buket Sakin ve babası Serkan Sakin'in yanı sıra acılı ailenin avukatları katıldı. 'Taksirle adam öldürmek ve delilleri yok etmek’ ile suçlanan tutuklu sanıklardan Taner İ. ve aynı zamanda okulun sahibi olan Yurdagül İ., tutuksuz sanık Dilara K. mahkemede hazır bulunurken, duruşmayı Milli Eğitim Bakanlığı, İzmir Barosu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı avukatlar olmak üzere çok sayıda avukat duruşmaya katıldı. 6 kişinin yargılandığı karar duruşmasını çok sayıda basın mensubu da takip etti.
Bakanlık avukatı: "En üst sınırdan cezalandırılmasını talep ediyoruz"
Mahkeme heyeti tarafından kimlik tespitinin ardından, sanıkların ilk ifadeleri okundu. Serkan Sakin'in avukatlarında biri, mahkemede yaptığı savunmada, "Adli tıp raporuna göre; sağ taraf saçlı deride 1 santimetre kadar kanama gözlemlenmiştir. Beyin dokusu ve akciğerde ödem olduğu gözlemlenmiştir. Açılan midenin boş olduğu gözlemlenmiştir" diyerek, ifadesinde, "Kahvaltı yaptık" diyen sanık Arzu G.'nin dinlenmesini talep etti. Ayrıca avukatlar yine olay yeri inceleme polislerinin sanıklardan aldığı ilk ifadelere ulaşamadıklarını belirterek bu ifadelerinde taraflarına ulaşma isteğini iletti. Avukat Şenol Diş, servis koltuğu ve Alperen'in okulda bulunan yatağında vücut izi çalışmasının yapılmamasını ihmal olarak nitelendirdi. Diş, "Diğer velilerin çocuklarının söylediklerine göre kreşte çocuklara kötü muamele yapılıyormuş ama bunlar hiç dikkate alınmadı.
Yaz sıcağında susuz biçimde Alperen odaya kapatılmış, bu eylemin ölüme sebebiyet vereceğini bildikleri halde bu hareketlerini sürdürmeleri ölümün muhakkak olduğu sonucuna bizi götürmüştür. Sanıkların tedbirsiz davranarak ölüme sebebiyet vermesi bulunduğunda çocuğun yaşıyor olması; ama 112'yi aramamış olmamaları ölüm sonucunu doğurmuştur" derken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avukatı Bilgen Özen de, "Sanıkların Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması gerekiyor. Şahitlerden Nurcan Ö.'ye de kamu davası açılmalı; ayrıca okulda birçok ihmal bulunuyor. Sanıkların bu suçlardan dolayı pişmanlık duymadığını gösterir. Bu nedenle en üst sınırdan cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi.
Yine İzmir Barosu Avukatlarından Mualla Özmen, dosyanın tamamına bakıldığında küçük Alperen'in serviste unutulduğu, gerekli özenin gösterilmedi ve yoklama alınmadığını belirterek, kurum müdürü ve işletenin görevlerini yerine getirmediğini söyledi. Özmen, cezanın 1/2 oranında arttırılmasını da talep etti.
Acılı baba: "En yüksek cezanın verilmesini talep ediyorum"
Acılı baba Serkan Sakin de, "Çocuğumun yaşam hakkı elinden alındı ve yurt dışında yaşayan gurbetçi bir aileydik. Vatana geri döndüğümüzde çocuğumuzu vermek için birçok kreş gezdik. En son Sevgi Yumağı Anaokuluna geldiğimizde çocuğumuzun 3 yaş altında olmasının sorun oluşturmayacağı söylenildi. Bu konuda kandırıldığımızı ve bu konuya sebebiyet veren kreş görevlileri ve bizler acıyla uğraşırken mal kaçırma pesine düşmüş sanıklar. Hakkında en yüksek cezanın verilmesini talep ediyorum" dedi.
Gözü yaşlı anne Buket Sakin ise kamera kayıtlarını istediğini ifade ederek, "O gün sadece 10 çocuk servisteyken Dilara'nın Alperen'in serviste unutacağına ihmal vermiyorum. Dilara 3. çocuktan sonra Alperen'in yerini değiştirdiğini söyledi ve yalanı ortaya çıktı. Alperen'in uyumadığı hepimiz biliyoruz; çünkü son veli kendisinden süt bile istemiş. Alperen emniyet kemerinden rahatça çıkabilecek bir çocuktur. Arabamızda bunu defalarca yapmıştır. Kamera kayıtlarını istiyorum. Bizden kesinlikle bir şey saklanıyor" şeklinde konuştu.
Sanıkların son sözü soruldu
Sanık avukatları ise iddialarla ilgili sanıkların beraatlerini talep etti. Son sözü sorulan servis sürücüsü tutuklu sanık Taner İ. ise akla hayale gelmeyecek bir olay yaşadıklarını ifade ederek, "Çok üzgünüm, akla hayale gelmeyecek bir olay yaşadık. 11 ay 8 gündür tutukluyum. Ortada bir unutma eylemi var. Beraatini istiyorum" dedi.
Anaokulu sahibi olan ve aynı zamanda servis sürücüsü Taner İ.'nin eşi olan Yurdagül İ.'de, "Çok üzgünüm. Bir anne olarak böyle bir olayla karşılaşmak istemezdim; ama bu benim başıma geldi ise herkesin başına gelebilir" şeklinde konuştu.
Tutuksuz sanık Dilara K.'da aileden pişman olduğunu belirterek özür diledi.
Sanıklara ceza yağdı
Konuşmaların ardından mahkemeye ara verildi ve heyet kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, 'Taksirle adam öldürmek ve delilleri yok etmek’ ile suçlanan tutuklu sanıklardan Taner İ.'ye 9 yıl, görevli hostes Dilara K.'ya 9 yıl, yine servis sürücüsü Taner İ.'nin eşi ve aynı zamanda anaokulun sahibi olan Yurdagül İ.’ye 5 yıl, Arzu G.’ye 6 yıl, Bekir G.’ye 5 yıl, Ahmet S.’ye 5 yıl ceza verdi. Taner İ. ve Yurdagül İ.'nin tutukluluklarına devam kararı verildi.
Alperen Sakin nasıl ölmüştü?
Çiğli ilçesindeki Köyiçi Mahallesi'nde 15 Ağustos 2017 tarihinde meydana gelen olayda, Buket-Serkan Sakin çiftinin oğulları minik Alperen, iddiaya göre Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokuluna götürülmek üzere servis sürücüsü Tamer İ. (47) ile rehber personel D.K.'ye (17) teslim edildi. Öğrenciler indirildiği sırada D.K., ağlayan bir öğrenciyi alarak okula girdi. İddiaya göre, serviste uyuyan Alperen'i fark etmeyen sürücü, aracı okulun yanında bulunan ve otopark olarak kullanılan boş arsaya çekti. Alperen'in kreşte olmadığını saatler sonra fark eden öğretmenler ile görevliler, okul ve bahçesini aramaya başladı. Aramadan sonuç alınamayınca okulun güvenlik kamerası kayıtları incelendi ve Alperen'in okula girmediği görüldü. Bunun üzerine okul servisine bakan görevliler, minik Alperen'in, sabah oturduğu koltukta cansız bedenini buldu. Okul yöneticilerinin, polise verdikleri ilk ifadelerinde gerçeği saklayarak, Alperen'in uyku saatinde uyutulduğunu ve bir daha uyanmaması üzerine hastaneye götürüldüğünü söylemişti. Bu durumdan şüphelenen polis, bir görevlinin ifadesinden yola çıkarak olayı aydınlatmış ve Alperen'in kreş servisinde unutulduğu için öldüğünü ortaya çıkarmıştı.
Sanıklara ne kadar ceza istenmişti?
Yaşanan olay sonrasında sanıklar hakkında iddianame hazırlanmış ve iddianame Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinde 6 sanık hakkında dava açılmıştı.
Olaya ilişkin, servis şoförü Tamer İ. ve eşi Yurdagül İ.'nin tutuklu yargılandığı davada savcı, karı-koca hakkında "bilinçli taksirle ölüme neden olma", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlamalarından 3 yıldan 14 yıla kadar ceza talep etmişti. Tutuksuz yargılanan servis hostesi Dilara K. hakkında da 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi. Savcı yine okuldaki görevlilerden Bekir G. hakkında "bilinçli taksirli ölüme sebebiyet verme" suçundan 3 yıldan 9 yıl, Arzu G. hakkında ise "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçlarından 2 yıldan 5 yıla kadar cezasını istedi. Öte yandan yine Ahmet S. içinse "suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme", "suçuna azmettirme" suçlarından 6 aydan 5 yıla kadar ceza talep edilmişti.
Alperen’in babası Serkan Sakin: “Başka Alperenler ölmesin”
İzmir’de 3 yaşındaki Alperen Sakin’in okulda servisinde unutularak hayatını kaybetmesine ilişkin davayla ilgili acılı aile, verilen kararın emsal olmakla beraber istinaf mahkemelerine başvuracaklarını açıkladı.
Duruşma sonrası gazetecilere açıklama yapan Sakin Ailesi, istinaf mahkemesine başvurarak mücadelelerini sürdüreceklerini açıkladı. ‘Başka Alperenler ölmesin’ diyen baba Serkan Sakin, “Bizi bu süreçte yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederim. ‘Benim de evladım var’ diyerek mahkemelerde bizi destekleyen onlarca aile vardı. İlk duruşmadan beri ‘Burası Muz Cumhuriyeti değil. Buranın bir adaleti var’ demiştim. Adalete güvendiğimizi hep söyledik. Gereken ceza alınmadı. Hakkımızı istinaf mahkemesinde aramaya devam edeceğiz. Bundan sonra başka Alperenler ölmesin diye mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu karar bir emsal olsun ve hiç kimse çocuklara zarar verme hakkını kendinde bulmasın” ifadelerini kullandı.
“Mücadelemiz sürecek”
Duruşmanın ardından gözyaşlarına hakim olamayan acılı anne Buket Sakin ise, “Çok mutluyum çünkü suçlular hapishanede kalmaya devam edecekler. Bu çok güzel bir ilk adım oldu. Fakat bu cezalar yeterli değil. Karar ne olursa olsun Alperen’im geri gelmeyecek biliyorum. Bundan sonra başka Alperenler ölmesin diye bir emsal karar verildi. Bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.
“İçimiz bir nebze rahatladı”
Sakin ailesinin avukatı Onur Keleş ise istinaf mahkemesine itiraz edeceklerinin altını çizerek, “Başından sonuna kadar duruşmayı takip eden basın çalışanlara ve aileyi yalnız bırakmayan STK’lara teşekkür ediyoruz. Birinci aşama tamamlandı. Yerel mahkeme aşamasında verilebilecek cezanın daha yüksek olabileceğini düşünerek itiraz edeceğiz. Verilen hükmün bilinçli taksirden olması içimizi bir nebze olsa rahatlatsa da adaletin yetince sağlandığını düşünmüyoruz. Bu konuda istinaf mahkemesine gerekli itirazları yapacağız. Herhangi bir indirim uygulanmamasını yerinde bulmaktayız” şeklinde konuştu.
Mihrap Düzöz - Tolga Tahçı - Halil Karahan
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com