Ankara
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın katılımıyla Gaziler Günü kapsamında Milli Savunma Bakanlığı'nda tören düzenlendi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda konuşan Bakan Güler, bugünün; kutsal vatan topraklarını korumak, Türk milletinin huzur ve güvenliğini sağlamak için üstün bir cesaret ve fedakarlıkla mücadele ederken gazi olan kahramanların gurur günü, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e "gazi" unvanı ve "mareşal" rütbesi verilişinin 103'üncü yıl dönümü olduğunu söyledi.
Atatürk'ü saygı ve minnetle yad eden, gazilere saygı ve şükranlarını sunan Güler, Türk milletinin en büyük karakter özelliğinin, bağımsızlığına ve kutsal değerlerine olan tutkusuyla vatan ve millet aşkı olduğunu ifade etti.
Türk milletinin, köklü tarihi boyunca milli ve manevi değerlerini korumak için "Ölürsem şehit, kalırsam gazi" düsturunu benimsediğini anımsatan Güler, Türk ordusunun en büyük ilham ve motivasyon kaynağının, bu anlayışla büyük bir kahramanlık ve fedakarlık sergileyen şehit ve gaziler olduğunu kaydetti.
"Bu topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın teminatı şehit ve gazilerimiz"
Şehit ve gazilere daima minnettar olduklarını belirten Güler, "Bin yıldır bizlere vatan olan bu kutsal topraklarda sonsuza dek yaşayacağımızın en büyük teminatı şüphesiz ki şehitlerimiz ve siz gazilerimizsiniz." dedi.
Güler, gazi yakınlarının metanet ve vakur duruşunun, Türk milletinin sarsılmaz gücünün en güzel örneği olduğunu ifade ederek, gazi yakınlarının haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceklerini söyledi.
Törende, Azerbaycan'dan gelen gaziler ve ailelerinin de bulunduğunu belirten Güler, kahraman gaziler ve Azerbaycan ordusunun yiğit askerlerinin, büyük bir azim, inanç ve cesaretle varını yoğunu ortaya koyarak sinesinde kanayan bir yara olan Karabağ'ı özgürlüğüne kavuşturduğunu anımsattı.
Güler, uluslararası güç dengelerinin yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı, nüfuz mücadelelerinin ve jeopolitik gerginliklerin arttığı hassas bir dönemden geçildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Jeostratejik önemi yüksek ülkemiz, etrafının ateşten bir çember olduğu bu süreçte, artan risk ve tehditlere karşı çok yönlü ve etkin bir savunma ve güvenlik politikası takip etmektedir. Bu kapsamda, ülkemizin ve asil milletimizin bekasını en güçlü şekilde savunurken, pek çok bölgesel ve küresel meselenin çözümüne yönelik sergilediğimiz yapıcı ve güçlü duruşla da müzakere masalarının ve uluslararası güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi haline gelmiş durumdayız. Her geçen gün büyüyen ve güçlenen ülkemizin ulaştığı bu seviyeyi korumak, asil milletimizin huzur ve güvenliğini sağlamak için kahraman ordumuzun da daima güçlü ve etkin olması gerekmektedir. Bu bilinçle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üstün niteliklerini artırmak için var gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz."
Operasyonlarla terör örgütlerine büyük darbeler vurduklarını kaydeden Güler, "Şehit ve gazilerimizin kahramanlığıyla ortaya konulan bu mücadele olmasaydı terör örgütlerinin ülkemize ve milletimize yönelik saldırıları, daha önceden olduğu gibi devam edecek ve mevcut istikrar ortamı sağlanamayacaktı. Kimsenin şüphesi olmasın ki huzur ve güvenliğimiz için terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir." dedi.
"Çözümsüzlüğe hizmet eden beyhude çabalar, Ada'daki güvenlik ortamına zarar veriyor"
Güler, "mavi vatan" ve "gök vatan"daki hak ve menfaatlerin de tavizsiz korunduğunu vurgulayarak, "Bu çerçevede milli meselemiz olan Kıbrıs'ta da Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında bulunuyor, Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda destekliyoruz. Bu arada vurgulamak gerekir ki provokatif eylem ve söylemlerle sürekli gerginlik çıkaranların bu tutumu, kimseye yarar sağlamayacaktır. Çözümsüzlüğe hizmet eden bu beyhude çabalar, Ada'da sağlanan güvenlik ortamına da zarar vermektedir. Üçüncü tarafların bölgedeki girişimlerini de yakından takip ediyor, buna yönelik kendi inisiyatiflerimizin daima hazır olduğunu belirtmekte yarar görüyorum. Bir kez daha ifade etmek isterim ki bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da güvenlik, barış ve istikrar için Ada'da bulunmaya ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edecek, Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerimizi de etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin dünyadaki etkinliğini sürdürmek ve bin yıldır var olduğu coğrafyadaki varlığını devam ettirmek için ordunun etkin ve güçlü olması gerektiğini söyleyen Güler, bunun da ancak yerli, milli ve bağımsız bir savunma sanayisiyle mümkün olduğunu bildirdi.
Güler, savunma sanayisinin, teknolojik gelişmelerin en hızlı yaşandığı alanlardan biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Kahraman personelimizin en az riskle ve en yüksek motivasyonla görev yapması, temel hedefimizdir. Bu nedenle harp silah, araç ve gereçlerindeki teknolojik yenilikleri vakit kaybetmeksizin Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına sunuyoruz. Yerli ve milli savunma sanayisi ürünü silah sistemlerimizi geliştirmek, ordumuzun etkin, caydırıcı ve saygın niteliklerini artırmak için gayret gösteriyoruz. Bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan silah ve sistemlerimiz, operasyon sahalarında etkinliklerini kanıtlamış ve personelimizin harekat bölgesindeki gücünü artırırken, güvenlik riskini de asgari seviyeye indirmiştir. Ülkemiz artık, ürettiği, tasarladığı ve ihraç ettiği yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ve bu alanda sahip olduğu imkan ve kabiliyetleriyle dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir."
"Kahraman gazileri onurlandırmak için toplandık"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise Milli Savunma Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen Gaziler Günü programı vesilesiyle gazilerle bir arada bulunmaktan şeref duyduğunu ifade etti.
Vatanın bağımsızlığı ve milletin huzuru için canını ortaya koyan kahraman gazileri onurlandırmak için toplandıklarını belirten Göktaş, gazilerin Gaziler Günü'nü kutladı.
Hafızalara kazınması gerektiğine inandığı iki gazinin hikayesini anlatan Göktaş, şu ifadeleri kullandı:
"Bu gazilerimizden ilki Ali Aya. Çanakkale gazisi. Bir sabah kendisiyle beraber 300 kişinin çıktığı köyüne bir tek o geri döndü. Çanakkale Harbini, tarihin akışını değiştiren, destansı bir mücadeleye, bir milletin varoluş mücadelesine dönüştüren, işte bu fedakarlıktı. Diğer gazimiz ise Iğdırlı Hasan Onbaşı. Birinci Dünya Savaşı'nda işgal edilen Kudüs'te, 'İlk kıblemizdir, Yavuz Sultan Selim Han'ın emanetidir' diyerek yarım asrı aşkın bir süre Mescid-i Aksa'yı bekleyen son Osmanlı askeriydi. Bugün Türkiye'yi, Filistin davasının en güçlü savunucusu yapan Mescid-i Aksa'yı bir emanet bilip can pahasına tutulan işte bu nöbetti. Bu anlamda gazilerimiz, özgürlük mücadelemizin yaşayan abideleridir. Her biri, gözünü kırpmadan vatanımızı, bayrağımızı, bizi biz yapan değerlerimizi savunan kahramanlardır. Siz kıymetli gazilerimizin cesareti ve fedakarlığı, birliğimizin ve beraberliğimizin teminatıdır. Vatan sevgisini yaşatmanın, evlatlarımıza anlatmanın en güçlü ifadesidir."
Gaziler sayesinde şanlı Türk bayrağının ebediyen dalgalanacağını, gelecek nesillerin huzur ve güven içinde yaşayacağını kaydeden Göktaş, gazilerin kahramanlıklarını, bıraktığı mirası nesilden nesle aktaracaklarını ve asla unutmayacaklarını bildirdi.
Göktaş, bu mirası yaşatmak için Bakanlık olarak, büyük gayretle çalıştıklarını ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı'nda "Büyük Kahramanlar Ailesi"nin her bir ferdinin refahını en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.
Törene, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları ile Milli Savunma Bakan Yardımcıları da katıldı.
Törende, Mardin'in Nusaybin ilçesinde 2016'da gerçekleştirilen Atmaca-7 müşterek özel birlik operasyonunda gazi olan İkmal Üsteğmen Umut Şimşek de konuştu.
Programda, Armoni Mızıkası ve Mehteran Birliği tarafından konser verildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com