IĞDIR
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Aralık İlçe Özel İdare Müdürlüğü toplantı salonunda yaptığı konuşmada, çok yetkisi olan sorumsuz bir Cumhurbaşkanı yerine, milletin doğrudan seçtiği, yetkisi olan ama sorumluluğu da olan bir Cumhurbaşkanlığı sistemine geçileceğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Biz önce inanıyoruz ve biliyoruz ki hepimizin vicdanımıza ve yaratıcımıza karşı sorumluluğumuz var. Bir, meclise karşı sorumluluğu var, meclis gidişatı hoş görmediği takdirde Cumhurbaşkanı'nı tekrar seçime götürebilir ve kendisi de seçime gider. Meclis içerisinde yazılı soru, sözlü soru, meclis araştırması bunların hepsi devam ediyor, sadece gensoru yok. Hükümetler icraat yapmak yerine haftada bir verilen gensorularla meşgul olmamalıdır. Millet Meclisi'nden güven oyu alma ihtiyacı olmayan hükümetin, Millet Meclisi'nde gensoruyla düşürülmesinin önü kapanmalıdır, bu ayak oyunları kesilmelidir. Cumhurbaşkanı, bizzat meclise karşı sorumlu, millete karşı sorumlu ve ilk defa yargıya karşı da sorumlu bir Cumhurbaşkanı haline geliyor. Vatana ihanet dışında hiç bir şeyle yargılanamayacak Cumhurbaşkanı, artık meclis sevk ederse yüce divanda işlediği bütün suçlardan dolayı yargılanır hale gelecek. Bunun neresinde tek adamlık var? Biz anayasa değişikliğini meclis gündemine getirdiğimizde rejim değiştiriyorsunuz diyenler bugün onu ağzına almayanlar, bu tek adam lafının doğru olmadığını bile bile nasıl söylersiniz?"
"Bir anamuhalefet liderine yalan söylemek yakışmaz"
Kaynak, 18 yaşında seçilme hakkına da değinerek şunları kaydetti:
"18 yaşında seçilme imkanı getiriyormuşuz, ben Maraşlı'yım. Maraş, daha Büyük Millet Meclisi kurulmadan önce 12 Şubat 1920'de kendi kendini Fransız işgalinden kurtarmıştır. Hepiniz Sütçü İmam olayını hatırlarsınız, Sütçü İmam deyince Maraş'ı hatırlarsınız. Sütçü İmam ilk kurşunu sıkmıştır, kime karşı? Bizim namusumuzu temsil eden anamıza, bacımıza uzatılan ele karşı. Orada ilk şehit 13-14 yaşında, yeni yetme bir delikanlı Çakmakçı Sait'tir. Antep kurtuluş mücadelesi de Maraş gibidir, orada da ilk şehit bir çocuktur, şehit Kamil. Tankların karşısında duran 15-16 yaşındaki genç tankların karşısında durmakla görevli olacak da seçilme ehliyeti olmayacak. Asla böyle bir şeyi kabul etmeyiz. Bizim en büyük zenginliğimiz gençlerimizdir. Nüfusumuzun dörtte biri nerdeyse 15 yaşın altındadır ve vatan topraklarını 20 yaşındaki gencimize, sınırımızı onlara bekletiriz. Ülkemiz için, bayrağımız için onları savaşa göndeririz. Bir yalanı da bunların peşi sıra söylüyorlar, kendi çocuklarını milletvekili yapıp iki senede emekli edecekler, bu çok ayıp bir şey. Bir anamuhalefet liderine yalan söylemek yakışmaz. Şimdi Büyük Millet Meclisi'nde bırakın iki seneyi, üç dönemden beri milletvekili olup yaşı tutmadığı için emekli olamayan arkadaşlarımız var. O bitti, o kıyak emeklilik, AK Parti'den önceydi. Milletimiz kendisini yönetecek hükümeti doğrudan seçsin, kendisi adına kanun çıkaracak meclisi doğrudan seçsin ve ikisi arasında kriz çıktığında da bunun hakemi yine millet olsun. Getirdiğimiz sistemin özeti budur. Getirdiğimiz sistem artık bu topraklarda kim seçilirse seçilsin kendi iktidarlarını sürdürenlerin iktidarlarını sürdüremeyecekleri bir sistemdir. İktidar olacak kişi, zihniyet, milletin yetkisini almış olacaktır. Bu topraklarda kim seçilirse seçilsin, kendi iktidarlarını sürdüremeyecek oldukları için bu kadar şiddetle karşıdırlar."Muhabir: Hüseyin Yıldız, Orhan Güngör
dikGAZETE.com