Artık nörolojik bir hastalık olarak kabul edilen migrenin, beyinde bulunan serotonin gibi bazı kimyasal maddelerinazalması ya da etki göstermemesi sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Kişi karanlık, sesten uzak bir odada uyuma ihtiyacı duyuyor ve ağrının yoğun olduğu anlarda günlük aktivitelerini dahi yerine getiremeyecek duruma gelebiliyor.
Migrenin toplumdaki insanların önemli bir bölümünde görülen ciddi bir baş ağrı çeşidi olduğunu söyleyen Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar, migrenin 5 süreci olduğunu belirterek “Migren sadece anlık meydana gelen bir ağrıdan ibaret değil. Uyarıcı belirtilerinden iyileşme sürecine kadar uzun ve zorlu bir ağrı dönemini kapsıyor. Ancak koruyucu tedaviler ve ağrı anındaki medikal müdahalelerle önüne geçilebiliyor” ifadelerini kullandı.
"Kadınlarda görülme sıklığı erkeklerdekinin 3 katı"
Migrenin genelde ataklar halinde ortaya çıktığını ve kafanın tek tarafına yerleştiğini aktaran Uzman Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar, atakların 4 saat ile 72 saat arasında değişebildiğini vurguladı. Kurtar, “Bu ataklar sırasında baş ağrısının yanı sıra bulantı, kusma, normal ışık ve sesten rahatsız olma gibi şikayetler de görülebiliyor. Günlük hayatı önemli ölçüde olumsuz etkileyen bir hastalık olan migrenin tedavisi ise mümkün. Koruyucu tedavi yöntemi olarak beta blokerler, CA kanal blokerleri ve antidepresanlar gibi ilaçlar faydalı. Atak anında ise hastaya analjezikler, antiemetikler, triptanlar gibi ilaçlar verilebiliyor. Ayrıca uygun hastalara botoks tedavisi de uygulanabiliyor.
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte migrenin, beyin kan damarları ve beynin sinir iletimindeki kimyasal madde değişiklikleri sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklerdekinin 3 katı. Bu farklılığın sebebi kadındaki hormonal değişiklikler. Hastaların çoğunda atak 40 yaşından önce ortaya çıkıyor. Bu da genelde ergenlik çağına denk geliyor. 50 yaşının üstünde birinde migren başlama ihtimali oldukça zayıf.
Kadınlarda çoğunlukla orta yaşlarda ortaya çıkıyor. Genetik faktörler konusunda çalışmalar sürmekle birlikte, anne ya da babası migren hastası olan birinin migren hastası olma ihtimalinin yüzde 40 oranında olduğu biliniyor. Hem annesi hem babası migren hastası olan birisi ise yüzde 75 oranında migren hastası olma riski taşıyor” dedi.
“Belirtileri ağrıdan daha rahatsız edici olabiliyor”
Migrenin 5 evreden oluştuğunu ve iyileşme döneminde de birçok farklı belirti ile kendini hatırlatan bir hastalık olduğunu söyleyen Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar şunları dile getirdi:
“Hastalığın bazı belirtileri meydana gelen baş ağrısından daha rahatsız edici olabiliyor. Yorgunluk, ışıktan ve sesten rahatsız olma, kaslarda ağrı, mide bulantısı, kabızlık, ishal, susuzluk, idrara sık çıkma, huzursuzluk, üzüntü gibi nedensiz duygu hallerinin hastalığın uyarıcı belirtileri arasında bulunuyor. Migren ağrısından ortalama 20 dakika kadar önce görülen Aura döneminde, tek taraflı görme kaybı, kör nokta, ışınsal tarzda renkli titrek çizgiler, ışık çakması, kolda bacakta karıncalanma, uyuşma hissi meydana gelebiliyor.
Aura dönemi, migren habercisi olarak kabul ediliyor. 72 saate kadar sürebilen baş ağrısı dönemi, başın tek tarafında zonklayıcı bir ağrı şeklinde kendini gösteriyor. Bazen başın iki tarafı da olabilen bu ağrı hareket edildiğinde artıyor. Bununla birlikte bulantı, kusma, ışık ve gürültüden rahatsız olma gibi şikayetler de meydana gelebiliyor. Migren ağrısı yaşayan kişi bu ağrıyı; kafada zonklama, beynin patlayacak gibi olması, kafasının yerinden fırlayacağı düşüncesi ile nitelendirebiliyor. Ağrının geçmesi için uyumayı denemek sıklıkla fayda sağlıyor. Ama ağrının geçmesi için yapılması gerekenler kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini de unutmamak gerekiyor.
Çocuklarda kusma çok faydalı olabiliyor. Kimisi için de mutlaka ilaç tedavisi gerekiyor. Bazı hastalarda ise bu tip müdahaleler faydalı olmadığı için sadece ağrı nöbetinin geçmesini beklemek gerekiyor. Atak geçtikten sonra, kişinin fizyolojik durumu kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Kimi hastalar ağrı nöbeti sonrasında 1 gün boyunca kendini çok yorgun hissederken bazıları da aksine çok enerjik hissedebiliyor.”
"Migren atağı her gün görülmez"
Migren ataklarının kişiden kişiye göre değişiklik gösteren bir durum olduğuna dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Dr. Ümit Gedikoğlu Kurtar, aynı kişide atak aralığının da zamansal olarak değişiklik gösterebileceğini belirtti. Hastalığın nedenlerinden de bahseden Gedikoğlu Kurtar, "Ayda 1-2 kez ya da haftada bir atak gelebiliyor ya da bir ataktan sonra uzun bir süre atak gelmeyebiliyor. Ama kesin olan, migren atağının her gün meydana gelmeyeceği. Migren atağının gelmesi için tek bir tetikleyici bulunmuyor.
Üst üste gelen faktörler atağın başlamasına sebep oluyor. Yapılan araştırmalar migren atağına neden olan en sık görülen durumların; stres, hormonlarda değişiklik, halsizlik, yorgunluk ve öğün atlama olduğunu gösteriyor. Çocuklarda aç kalma, az yemek yeme, kadınlarda adet dönemiyle ilgili hormonal değişiklikler migrene neden olabiliyor" ifadelerini kullandı.
dikGAZETE.com