İSTANBUL (AA) - Vadeli mevduat faizi 2019'un ikinci yarısından itibaren gerileyerek, geçen hafta yüzde 9,60 ile 3 yılın en düşük seviyesini gördü.
Ekonomide geçen yıl başarılı bir dengelenme süreci geride kaldı. Yıl sonu itibarıyla Yeni Ekonomi Programı'ndaki (YEP) yüzde 12'lik enflasyon hedefi tutturulurken, politika faizinde de tek haneye bir adım daha yaklaşıldı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz 2019'dan bu yana politika faizini 1275 baz puanlık indirimle yüzde 24'ten yüzde 11,25'e düşürdü.
Geçen yılın haziran ayında yüzde 23'e yaklaşan vadeli mevduatın ortalama faizi, kademeli olarak düşerek yeni yılda yüzde 10'un altına geldi. 17 Ocak'ta vadeli mevduat ortalama faizi yüzde 9,60 ile 3 yılın en düşük seviyesini gördü.
1 aya kadar vadeli mevduat faizi yüzde 9,21'e, 3 aya kadar vadeli mevduat faizi yüzde 10,33'e, 6 aya kadar vadeli mevduat faizi yüzde 9,25'e, 1 yıla kadar vadeli mevduat faizi yüzde 9,54'e, 1 yıl ve üzeri vadeli mevduat faizi de yüzde 9,65'e indi.
Analistler, enflasyon ve politika faizinde düşüşün gelecek aylarda devamı durumunda mevduat faizlerinde geri çekilmesinin süreceğini belirtti.
"Disiplin ve dengelenme sürecinin meyveleri görüldü"AA Analisti Cüneyt Paksoy, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye ekonomisinde Eylül 2018'de başlayan ve 2019 yılının tamamında sürdürülen disiplin ve dengelenme sürecinin meyvelerinin görüldüğünü söyledi.
Bankacılık sisteminde, TCMB faiz indirimlerine paralel olarak gerileyen mevduat faizlerinde ve bu denklemin doğal bir sonucu olarak düşen kredi faizleri tarafında bu meyvelerin görüldüğünü belirten Paksoy, şöyle devam etti:
"TCMB'nin şu ana kadar gerçekleştirdiği 1275 baz puanlık indirimin kur ve faiz tarafında pozitif fiyatlanmasının Merkez Bankasına önümüzdeki süreç için yeni manevra alanı verirken, bankacılık sistemine de maliyet tarafında mevduat faizlerinde tek haneye inişle ciddi bir potansiyel verdiğini görüyoruz."
"Pozitif sürecin devamı mümkün"Paksoy, enflasyon çıpası izin verdikçe TCMB'nin faiz indirimlerini fiyat ve finansal istikrar çıpalarına bağlı olarak kademeli ve dengeli bir şekilde sürdürdükçe, 2020 içerisinde bu pozitif sürecin devamının mümkün olduğunu söyledi.
Global ölçekte beklenmedik bir negatif haber akışı ile içsel dinamikler ya da jeopolitik risklerle kur, faiz veya CDS tarafında dengeli pozitif trendi etkileyecek ekstrem bir yön değişimi olmadıkça bankacılık sisteminin Türkiye'nin değişim sürecini ve üretimini destekleyecek tarafta olacağını öngören Paksoy, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bankacılık sektörüne dair yurt dışı önemli kurumlardan son gelen pozitif raporlarda bu hikayenin desteklendiğini izliyoruz. Bütün bunların paralelinde mevduat faizleri tarafında tek hanelere inildiğini görmekteyiz. Yıl içerisinde yüzde 7-10 bandı içinde fiyatlamaların potansiyel olarak masada olacağını bekliyoruz."