İstanbul
Sergide, İsmail Kara'nın yaptığı arşiv taramaları sonucu elde ettiği fotoğraflardan oluşan farklı mahya örnekleri yer alıyor.
Üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, açılışta yaptığı konuşmada, mahyaların İslam kültüründe önemli bir yeri olduğuna değinerek, "İsmail Kara hocanın ilmi çalışmalarını yakından takip ediyorduk fakat böyle İslam tarihinden estetik boyutuyla ilgili merakını açıkçası ben geç öğrendim. Burada çok kıymetli bir fotoğraf arşivinin küçük bir kısmı yer alıyor. İlerleyen dönemlerde daha geniş etkinliklerde bu çalışmaları değerlendirmeyi arzu ediyoruz." dedi.
Açılışın ardından AA muhabirine açıklamada bulunan İsmail Kara ise, mahya ustası olmadığını ve mahyalarla din siyaset çerçevesinde ilgilendiğini belirterek, "Mahyaların dini, estetik ve siyasi bir tarafı vardır. Mahya 19. yüzyılın ilk çeyreğine kadar yazılarak kullanılmamıştır daha çok çiçek, köprü, yelken, baklava dilimi gibi şekillerde kullanılmıştır." diye konuştu.
Kara, modernleşmeyle mahyaların doğrudan yazıya dönüştüğüne dikkati çekerek, "Mahya yazıya dönüşünce, bununla siyasetin ilgilenmemesi mümkün değildir. Buradan itibaren mahyalar sadece dini ve estetik bir unsur değil aynı zamanda mahyaların dönemlere göre değişen, iniş çıkışları olan ve siyasi dile, dönemin diline katılan bir tarafı var. Mahyaların yazıya dönüşmesiyle fonksiyonu artmıştır fakat aynı zamanda düz ifade içermesi dolayısıyla da şiirselliği zayıflamıştır." ifadelerini kullandı.
"Mahya İstanbul'a mahsus bir gelenektir"
İslam dünyasında camilerin, türbelerin aydınlatılmasının çok eski dönemlere dayandığına dikkati çeken Kara, şu bilgileri verdi:
"Hatta minare kelimesi aydınlatılmış yer manasına gelmektedir. Fakat bugün mahya olarak ortaya çıkan ve büyük ölçüde de ramazanda yapılan şey, İstanbul'a mahsus bir gelenektir. İstanbul dışında bunun bir tarihi yok. Mahya, Müslüman İstanbul'a mahsus bir gelenektir. Mahyaların ortaya çıkışında, İstanbul'da kültürel olarak estetik seviyesinin yanında topografyası yüksek birden fazla şerefeli minarelere sahip camiler olması, aydınlatmanın mahyaya dönüşmesini sağlayan dış unsurlar söz konusu diyebiliriz."
İsmail Kara, eski camilerdeki mahya uygulamalarını hala kaliteli ve güzel bulduğundan bahsederek, "Çünkü orada gelenek devam ediyor fakat yeni camilerdeki özellikle LED aydınlatmalarla kurulan mahyalar bir felaket. Bunların hiçbir estetiği yok maalesef. Bence yeni mahyalar İstanbul'daki mahya geleneğine yakışmayacak kadar kaba ve kötü." değerlendirmesinde bulundu.
Sergi 17 Nisan'a kadar ziyarete açık olan sergi, O tarihten itibaren İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitenin Altunizade Yerleşkesi'nde 27 Nisan'a kadar görülebilecek.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com