TBMM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, "Darbe sonrası darbe fırsatçılığı yapıp, 'sendikaya üye oldular' diye öğretmenlerin görevine son verilmesini asla ve asla kabul etmiyoruz. Sendikaya üye olmak anayasal bir haktır. Bu kurumlara üye olmak devlet memurluğundan atılmanın gerekçesi olamaz. O nedenle biz, açığa alınan ve görevden atılan bütün öğretmenlerin yanındayız. Sonuna kadar sizlerin haklarını savunacağız." dedi.
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, mağduriyet tartışmalarına değinerek, bu konuda iktidar yetkililerinin "mağdur varsa millettir" dediğini anımsattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ben de milletten söz ediyorum zaten. Bütün mağdurlara sahip çıkacağız. Örnek vereceğim, öğretmeni öğretmenlikten atıyorsunuz. Lojmandan da atıyorsunuz. Bu öğretmen, çoluk çoçuğunun geçimini sağlamak için Bursa'nın Kestel pazarında sivri biber satıyor, ne yapacak? Belediye zabıtası tezgahı kaldırıyor, 'sen biber satamazsın FETÖ'cüsün' diye. İnsanda biraz vicdan olur. 'Bir kişi suç işledi diye bütün aileyi açlığa mahkum etmek hangi dinde hangi kitapta var? Çıkıp birisi bana açıklasın."
Kılıçdaroğlu, bu konuda farklı örnekler veren ve bunları kabul etmenin mümkün olmadığını söyleyerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Mağduriyet var. Darbe fırsatçılığı yapılıyor, bunun farkındayız ama bütün mağdurlara sahip çıkmak da bizim insani görevimiz. Ben bunları söyleyince üzülüyorlar. 'Vay efendim bunları niye söylüyorsunuz siz.' 'Efendim bir ruh vardı.' Üç kez vurunca gelecek olan ruh. Neymiş, Yenikapı ruhu varmış. Yenikapı'da 'insanlar mağdur edilecek' diye bir görüş birliği mi sağlandı? Böyle bir şey olmadı. Bir insanı aile boyu açlığa mahkum etmek, hangi vicdanda var? Kanayan yara sadece bunlar değil. Annelerin çocukları da işsiz."
"Köprüye değil halkın sömürülmesine karşıyım"
Kamyoncuların ısrarla dile getirmesini istediği bir konu olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Osman Gazi Köprüsü yaptılar eyvallah, çok mutluyuz. Hiçbir şikayetimiz yok." dedi.
Köprünün yap işlet devret modeli ile yapıldığını ve 790 milyon dolara mal olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Devlet bu köprüyü yapan firmalara garanti verdi; 'yılda 40 bin araç geçecek, geçmese de ben 40 bin araç üzerinden yılda 511 milyon dolar para vereceğim size' diye garanti verdi. Yani köprü 1,5 yılda kendi maliyetini kurtarıyor. Geriye kalan 17 yılda 27 milyar lira, eski parayla 27 katrilyon lira parayı bu firmalar kazanacak. Kim ödeyecek bunu? Buradaki gariban vatandaşlar. Şimdi ben esnaf, sanayici kardeşime soruyorum; bir yatırıp bin kazandıran model size hiç sunuldu mu? Hangi anlayıştır bu? Ben bunu söyleyince koro halinde 'Efendim Kılıçdaroğlu köprüye karşı.' Hayır, ben köprüye karşı değilim, halkın sömürülmesine karşıyım."
Muhabir: Barış Gündoğan
dikGAZETE.com