Ankara
Macaristan'da 15 yıldır Türk yemeklerini tanıtan ve şu anda da kendi ülkesinin yemeklerini Türkiye'de yapan şef Agnes Toth, Anadolu mutfağının geçmişinin kendisini çok etkilediğini belirterek amacının sadece yemek yapmak değil, yemeklerin hikayelerini de anlatmak olduğunu söyledi.
Türk ve Macar mutfağını karşılıklı olarak iki ülkede de tanıtan Toth, yaptığı yemekler ve anlattığı hikayelerle aralarında lezzet köprüsü kuruyor.
Uluslararası ilişkiler bölümünde eğitim gördükten sonra kariyerini diplomasi ve kültür alanında devam ettiren Toth, Macaristan'da 2013'te açılan Yunus Emre Enstitüsünde de yöneticilik görevinde bulundu.
Toth, bir süre Macaristan Dışişleri Bakanlığında çalıştıktan sonra hayatını şef olarak sürdürmeye karar verdi ve yaklaşık 15 yıldır Türk yemeklerini Macaristan'da tanıtıyor, ayrıca Türkiye'ye lezzet turları düzenliyor.
Türk yemeklerine ilgisini en başta blog ile tanıtan Toth, sonraki yıllarda bu yemekleri özel davetlerde yapmaya başladı ve bu konuda kurslar verdi.
Şu anda İstanbul'daki Macar Kültür Merkezi'nde Kültür-Sanat Proje Koordinatörü olarak çalışan Toth, 19 Nisan'da Macaristan'ın Ankara Büyükelçiliğinin düzenlediği 9. geleneksel iftar yemeğinde de konuklara Macar mutfağından seçkiler sundu.
"Anadolu mutfağının sahip olduğu zenginlik beni çok etkiledi"
Toth, şeflik macerasını ve bu süreçteki gözlemlerini anlatarak "Aslında tüm hikaye 2005'te başladı. Üniversite öğrencisiyken ilk kez Türkiye'ye 2 haftalık bir öğrenci kampına geldim ve o zaman hem kültürden hem dilden çok etkilendim ve hemen dili öğrenmek istedim. Yemekleri de çok beğendim." ifadelerini kullandı.
Daha sonraki yıllarda birçok Türk arkadaşının olduğunu ve Türkiye'ye sık sık gelip gittiğini ve Anadolu'da birçok yeri ziyaret ettiğini belirten Toth, "Anadolu mutfağının sahip olduğu zenginlik beni çok etkiledi." dedi.
Sadece yemek yapmıyor, iki ülkenin ortak tarihini de anlatıyor
Toth, birkaç yıl öncesine kadar Macaristan'da Anadolu mutfağını çok iyi anlatabilen bir restoranın olmadığını belirterek, bunun için önce blog yazmaya, ardından da yemekleri kendisi yaparak bu mutfağı tanıtmaya başladığını söyledi.
Macaristan'da Türk yemeklerine ilişkin çok olumlu tepkiler aldığına işaret eden Toth, ülkesindeki etkinlikler konusunda şunları anlattı:
"Benim etkinliklerimin özelliği şu, orada sadece yemek vermiyorum, aynı zamanda yemeklerin arka planını, tarifini, malzemelerini, nereden geldiğini anlatıyorum Bu yüzden insanlar gerçekten çok ilgi gösteriyor. Zaten tarihimizde bir sürü ortak nokta var. Onu da anlatıyorum. Bazı baharatlarımız benziyor. Zaten et ağırlıklı, özellikle Doğu Anadolu mutfağı. Bizim mutfağımız da öyle.
Benim etkinliğime gelen insanlar çok geleneksel yemekler yemek isterlerse o zaman daha çok Doğu Anadolu mutfağı gösteriyorum onlara çünkü o daha çok et ağırlıklı, baharatlı yemekler bizim damak tadımıza çok benziyor ama böyle daha değişik tecrübelere açık olan insanlara daha çok Ege mutfağı çünkü o özel otlar, peynirler, zeytinyağlılar, balıklar vs, onları göstermek onlar için ayrıca özel bir tecrübe oluyor."
"Anadolu mutfağı çok katmanlı"
Toth, Anadolu'daki yemeklerin hemen hepsinin ayrı bir hikayesinin olduğunu vurguladı.
"Genel olarak Anadolu mutfağının geçmişi beni çok etkiliyor çünkü o kadar farklı dinler, diller, milliyetler geçti buradan ve o kadar farklı insanlar buraya kültürünü getirdi, yemek alışkanlıklarını getirdi, kendi malzemelerini getirdi." diyen Toth, şöyle konuştu:
"Yani sadece Osmanlı İmparatorluğu'nun büyüklüğünü düşünürsek gerçekten inanılmaz, uzaktan harika kaliteli malzemeler toplandı. Bu yüzden çok çok katmanlı bu mutfak ve Avrupa'nın İspanya'dan gelen Sefaradlar, Doğu'dan gelen insanların ortada bu karışımı inanılmaz zengin bir mutfak hayata geçirdi. Bu yüzden benim için çok heyecanlı bir şey bunu keşfetmek çünkü sonu yok."
Gastronomi alanında da birçok kişiyi örnek aldığını belirten Toth, Özyeğin Üniversitesinden Doç. Dr. Özge Samancı'yı uzun zamandır yakından takip ettiğini söyledi.
Toth, "Onun çalışmalarını çok uzun zamandır takip ediyorum çünkü o özellikle Osmanlı dönemi saray mutfağıyla ilgileniyor ve benim için bu çok özel bir dönem. Aynı zamanda Macaristan ile Türkiye arasındaki ortak tarihi noktalar için de önemli bir dönem. Onun konferans konuşmalarından ve makalelerinden birçok yeni şey öğrendim." diye konuştu.
Türk arkadaşlarının anneannelerinin tarifleri de onu heyecanlandırıyor
Toth, şef Maksut Aşkar'ın da Anadolu mutfağına farklı yaklaşımının kendisi için çok ilham verici olduğunu söyleyerek "Aynı zamanda herhangi bir arkadaşımın anneannesine de gidip onun mutfağında o yörenin geleneksel yemeklerini de öğrenmek aynı şekilde çok güzel bir şey benim için." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de de Macar yemeklerine yönelik olumlu geri dönüşler aldığının altını çizen Toth, "Benim düzenlediğim gastronomi etkinliğinde de amacım şu, özel bayram yemeklerini göstermeye çalışıyorum, tarihte ortak noktalarımızdan kaynaklanan malzemeleri kullanarak yemekler yapmak, bu çok önemli. Eğer bir yemeğin arka planını, tarihini de anlatırsanız o zaman insanlar çok farklı şekilde yaklaşıyor o yemeğe ve sanırım daha açık da oluyorlar." dedi.
Toth, Macaristan'a döndükten sonra da Türk mutfağını tanıtmaya devam edeceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özel etkinliklerde gerçekten bu mutfağa ve bu kültüre ilgi gösteren insanlara ulaşmak istiyorum. Onlarla daha çok yakın bir ilişki kurmak ve gerçekten hikayeler anlatmak istiyorum.
Benim amacım sadece yemek pişirmek değil, daha çok hikayeler anlatmak. Gerçekten çok büyük fırsatlar çıkacak önümüzdeki yıllarda çünkü 2024'te iki taraflı Macar ve Türk kültür yılı olacak, bu kapsamda hem Macaristan'da hem Türkiye'de çok sayıda kültür etkinliği gerçekleştirilecek ve onlara umarım ben de katılabileceğim.
Şu anda Macaristan'da Türkiye'yi temsil eden büyükelçiniz (Gülşen Karanis Ekşioğlu) çok aktif ve gastronomiyi de önemseyen bir hanımefendi. Bu yüzden umarım onunla da çok güzel işbirlikleri yapabileceğiz."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com