Beyrut
1975-1990 yılları arasında yaşanan iç savaş sırasında çok sayıda dış göç veren Lübnan, ekonomik krizin ve siyasi istikrarsızlığın ardından 4 Ağustos'ta meydana gelen büyük patlama sonrası yeni bir göç akımına daha sahne oldu.
Lübnan'daki Uluslararası Veri Merkezi'nin çalışmalarına göre, Kovid-19 pandemisinin uluslararası seyahate getirdiği kısıtlamalara rağmen 2020 yılında Lübnan'dan göç edenlerin oranı 2019'a kıyasla yüzde 312 arttı.
Aynı merkezin verilerine göre, Beyrut Limanı'ndaki patlamadan sonra ülkenin tek hava kapısı olan Uluslararası Refik Hariri Havalimanı'ndan yurt dışına çıkış yapanların oranında yüzde 36 artış olurken, ülkeye giriş yapanlarda ise yüzde 12,3 oranında düşüş oldu.
AA'ya konuşan Lübnanlılar, ülkede ekonomik kriz ve diğer birçok sorunun peş peşe gelmesinin yanı sıra düzelmenin olacağına dair halka güven verecek bir yönetimin şekilleneceğini beklemediklerini dillendiriyor.
Ülkeden göç edenlerin ağzından
Beyrut Limanı'ndaki patlama felaketinden sonra bir Arap ülkesine göç eden Doktor Enis Murad, "Göç etmek benim için hiç de kolay olmadı ancak istikrarlı bir hayat için başka çarem kalmadı. Lübnan'a yakın zamanda dönüş yapmayı düşünmüyorum." dedi.
Ülkedeki mevcut ekonomik krizin yanı sıra bankalarda bir yıldan beri tutulan mevduatların sahiplerine verilmemesi ve son olarak da Beyrut Limanı'nda meydana gelen dramatik patlamadan sonra göç etme kararı aldığını aktaran Murad, şunları söyledi:
"Ülkede yaşanan ekonomik kriz, bankalardaki mevduatların sahiplerine verilmemesi ve Beyrut Limanı'ndaki patlama gibi olaylara rağmen kimseden hesap sorulmuyor. Dolayısıyla yakın süreçte olumlu bir değişimin olacağı yönünde bir umudum kalmadı."
"Beyrut Limanı'ndaki felaketin kurbanlardan olma ihtimalimiz de vardı"
Türkiye'ye göç eden Lübnanlı Rena Faris de Beyrut Limanı'nda 2 bin 750 ton amonyum nitratın infilak etmesi sonucu meydana gelen felaketin ardından göç etmeye karar verdiğini söyledi.
"Güvenin kalmadığı bu ülkede daha fazla yaşamak istemiyorum. Çünkü Beyrut Limanı'ndaki felaketin kurbanlarından olma ihtimalimiz de vardı." diyen Faris, dolayısıyla ülkeden ayrılırken geri dönmeyi düşünmediğini ifade etti.
Faris, vatanlarından ayrılma nedenlerinden birinin ekonomik kriz olduğuna işaret etti.
Ekonomik krizin etkilerinden dolayı Dubai'ye göç eden Lübnanlılardan Sami Hamad, geçen yıl ekim ayında başlayan protesto eylemleri aktivistlerinden olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Lübnan'da tutkularımı gerçekleştirme fırsatım olmadı. Lübnan'da değişimin olacağına dair bir umut kalmadığı için göç etmeye karar verdim. Ülkede genel seçimlerin yapıldığı dönemde insanları doğruya yönlendirmek için geri dönmeyi düşünüyorum."
Lübnanlı 1700 sağlıkçı göç etti
Lübnan parlamentosundaki Dışişleri ve Gurbetçiler İşleri Komite Üyesi Milletvekili Kasım Haşim, Lübnan'dan göç hareketinin son 3 ayda hızlandığını söyledi.
Lübnan'dan 2020 yılında yaşanan göç oranının, önceki yıllara göre yüksek olduğuna vurgu yapan Haşim, göçün özellikle sağlık sektöründe görüldüğüne dikkati çekerek, "Tahminlere göre 700'ü doktor ve bine yakını hemşire Lübnan'dan ayrıldı. Hem de bu göç, Lübnan'ın sağlık çalışanlarına en çok muhtaç olduğu bir dönemde yaşandı." dedi.
Ülkeyi terk eden nitelikli kadroların Lübnan'daki ailelerine havale ettikleri dövizlerin likidite sorununa karşı olumlu yansıdığını belirten Haşim, "Ancak buna karşı Lübnan da tıp ve diğer temel sektörlerdeki deneyimli kadrolarını kaybediyor. Bu da ülkedeki gelişim ve üretime olumsuz yansıyor." diye konuştu.
Göçle ilgili akamlar henüz bilinmiyor
"Statistics Lebanon" şirketinin sahibi Rabih el-Habr ise ülkedeki mevcut ekonomik kriz sonucu yaşanan göçe dair rakamların henüz netleşmediğini söyledi.
Aslında 17 Ekim 2019'dan sonra Lübnan'dan ayrılanların çoğunun ülkede ikamet eden yabancıların yanı sıra başka ülkelerde oturumu veya vizesi olan Lübnanlıların olduğunu dile getiren Habr, dolayısıyla bu kesimin göçmen sayılmayacağına işaret ederek, yurt dışında en az 3 yıl kalacak şekilde ayrılanlara göçmen denildiğinin altını çizdi.
Ülkedeki ekonomik kriz
Kamu borcunun 90 milyar doları aştığı Lübnan, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük ekonomik krizlerden birini yaşıyor.
İşsizliğin yüzde 35 ve yoksulluğun yüzde 50'nin üzerinde olduğu Lübnan, ağustos ayında Beyrut Limanı'nda meydana gelen büyük patlamayla daha da zor bir duruma düştü.
Siyasi güçler ile yöneticileri ülkedeki mevcut ekonomik krizin nedeni olarak gören halk, uzun yıllardır yönetimi paylaşan mezhepsel siyasi partilerin yer almadığı, teknokratlardan oluşan küçültülmüş bir hükümetin kurulmasını talep ediyor.
Ülkedeki siyasi gruplar ise Beyrut Limanı'ndan hemen birkaç gün sonra başlayan protesto eylemlerinin ardından 10 Ağustos'ta istifa eden Hassan Diyab hükümetinin yerine yenisini kurma konusundaki anlaşmazlıklarını sürdürmeye devam ediyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com