Beyrut
Masal diyarını andıran Jeitta Grotto Mağarası, başkent Beyrut'un 18 kilometre kuzeyindeki Nehir el Kelb Vadisi'nde (Köpek Nehri) bulunuyor. Mağaranın "aşağı" ve "yukarı" şeklinde iki kısmı var.
Yukarı mağarada ziyaretçileri kireç taşından oluşan binlerce sarkıt, dikit ve sütun karşılıyor. Mağaranın aşağı kısmında ise karşınıza büyüleyici bir yer altı nehri çıkıyor.
Mağaranın direktörü Nebil Haddad'ın aktardığı bilgiye göre, bilim insanları buranın oluşumunun 6 milyon yıldan fazla sürdüğünü tahmin ediyor.
Tesadüfen keşfedilen doğa harikası
Lübnan'daki bu doğa harikası 1836'da Amerikalı misyoner William Thomson tarafından tesadüfen keşfedildi. Thomson vadide avlanırken silahından çıkan kurşun mağaraya giriyor ve yaptığı yankıyla dağın içinde bir boşluk olduğu anlaşılıyor.
Ardından 1873'te, bugünkü adı Beyrut Amerikan Üniversitesi olan "Protestan Koleji", Beyrut Su Şirketi ile Fransız, İngiliz ve Amerikalı kaşiflerin ortak çalışması sonucu dağın içinde girişleri kapalı halde bulunan mağaranın tamamı ortaya çıkarıldı.
Mağaranın aşağı ve yukarı kısımları farklı tarihlerde yapılan bazı değişikliklerle bugünkü haline getirilerek ziyarete açıldı.
İnsanların bölgeyi rahatça ziyaret edebilmesi için yukarı mağaranın girişine 1962'de uzun bir tünel inşa edildi. Böylece giriş ve çıkış imkanı sağlandı. 1968'de de sarkıtlara zarar gelmesini önlemek ve kolay yürünmesini sağlamak için mağaranın içine bir asma yol kuruldu. Yukarı mağara 2 bin 200 metre uzunluğunda ve 700 metrelik bir yürüyüş yoluna sahip.
Lübnan'da 1958'te ziyaretçilere kapılarını açan aşağı mağara ise 7 bin 800 metre uzunluğa sahip. Ziyaretçiler, içinde bir nehir bulunan bu kısmın sadece 400 metrelik bölümünü kayıkla ve renkli aydınlatmalar eşliğinde gezebiliyor.
Mağaraların içi yazın oldukça serinken, kışın ise sıcak bir havaya sahip.
İç savaşta mühimmat deposu olarak kullanıldı
Hristiyanların çoğunlukta yaşadığı bölgede yer alan mağara 1975-1990 yıllarındaki Lübnan iç savaşı zamanında Hristiyan milisler tarafından askeri üs olarak kullanıldı.
Açık kaynaklara göre milisler, ellerindeki mühimmatı güvenli bir şekilde saklamak için mağaradan istifade etti.
İç savaşın sona ermesinden 5 yıl sonra, 1995'te mağaraların kapıları yeniden turistlere açıldı.
"Bu mağara ilahi bir mucize"
Jeitta Grotto, Lübnan'a ziyaret için gelen turistlerin en önemli uğrak mekanları arasında yer alıyor. Özelikle yaz mevsiminde mağarayı görmek için binlerce turist bölgeye akın ediyor.
Onlardan biri de İsveç'ten Lübnan'a gelen Halid Musalli. Mağarayı ziyareti esnasında duygularını dile getiren Musalli, "böylesine güzel bir doğal harikasını daha önce hiç görmediğini" söyledi. Musalli'ye göre dünyada insanı bu kadar etkileyebilecek pek az yer var.
Aslen Lübnanlı olan ancak Avrupa'da ikamet eden Fatima Muslih ise ülkesinin böylesine güzel bir doğal mirasa sahip almasından ötürü gurur duyduğunu söyledi. Muslih, "Buraya gelip şu ilahi mucizeden etkilenmeyen bence yoktur." diye konuştu.
Avustralya'dan gelen Yusra Emin de buranın "mucizevi bir yer" olduğu görüşünde. Uzun bir tüneli geçtikten sonra ulaşılan mağaraya girer girmez çok etkilendiğini belirten Avustralyalı turist, hayatında daha önce böyle bir yer görmediğini dile getirdi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com