Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in Libya'da çözüm için "Afganistan'dakine benzer biçimde kabilelerin bir araya gelerek Anayasa taslağı oluşturması" teklifine tepki göstererek, Libya'da aşiretlerin siyasi parti değil, sosyal dokunun bir parçası olduğunu söyledi.
Mişri, başkent Trablus'ta düzenlediği basın toplantısında, Arap Birliğinin dün gerçekleştirdiği Libya konulu oturuma yönelik itirazlarını dile getirdi. Mişri, toplantının karar metnindeki 8. maddenin Mısır'ın Libya'ya yönelik yaptığı Kahire Bildirgesi isimli girişimi desteklediğini belirtti.
Arap Birliğinin karar metninde Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde 2015 sonunda kabul edilen Libya (Suheyrat) Siyasi Anlaşması'na hiçbir şekilde değinilmediğini, bu nedenle de metnin kötürüm kaldığını ifade eden Mişri, Suheyrat Anlaşması'nı Libya'da çözümün anahtarı olarak gördüklerini aktardı.
Mişri, Arap Birliğinin karar metninde Berlin Konferansı sonuç bildirgesine göndermede bulunduğunu ancak bu konferansın BM himayesinde kabul edilen Suheyrat Anlaşması'nın yerini almasının mümkün olmadığını vurguladı.
Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı, Berlin Konferansı sonuç bildirgesinin 47. maddesinin Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in peşini bırakmayacağını söyledi.
Mişri'nin işaret ettiği madde, "sivillere karşı fark gözetmeksizin güç kullanımı, nüfusun yoğun olduğu yerleşim alanlarına yönelik saldırılar, yargısız infazlar, insan kaçırmalar, insanların zorla kayıp edilmeleri, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, işkence ve kötü muamele, insan ticareti ve göçmenler ve mültecilere karşı şiddet veya istismar dâhil olmak üzere uluslararası hukuk hükümlerini ihlal edenlerin tamamının sorumlu tutulması gerektiğini" öngörüyor.
Tunus Cumhurbaşkanı'nın Afgan modeli teklifine tepki
Mişri, basın toplantısında ayrıca, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in Fransa ziyareti sırasında ortaya attığı, "Afganistan'dakine benzer biçimde Libyalı kabilelerin bir araya gelerek bir Anayasa oluşturması" biçimindeki çözüm teklifini eleştirdi.
Libya'da siyasi süreci baltalayanın Halife Hafter olduğunu vurgulayan Mişri, Hafter'in 4 Nisan 2019'da başkent Trablus'a saldırı emri verdiği sırada Libya'nın, Libyalılar arasında ülke topraklarında bir diyalog toplantısına hazırlandığını hatırlattı.
Libya'da Afganistan modelinin uygulanmasının mümkün olmadığının altını çizen Mişri, "Libya'daki aşiretler birer siyasi parti değil, sosyal dokunun bir parçasıdır." dedi.
Said'in Libya'da çözüm için yaptığı teklifleri değerlendiren Mişri, "Libya'da bir sürü girişime ihtiyacımız yok. Tek gereken Libya (Suheyrat) Siyasi Anlaşması'nı hayata geçirmek ve anlaşmada olduğu gibi hükümetin tüm Libya topraklarında otoriteyi tesis etmesini sağlamak." diye konuştu.
Mişri, Said'in yaptığı aşiretlerin Anayasa taslağı hazırlaması teklifine rağmen, Libya'nın seçilmiş bir Anayasa taslağı hazırlık komitesinin zamanında çalışmalarını yaptığını ve bu çalışmaları da Tunus'ta yürüttüğünü vurguladı.
Libya'da önce Anayasa referandumu, sonrasında da parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle sürmesi planlanan siyasi süreci Halife Hafter'in başkente yönelik saldırısının baltaladığına işaret eden Mişri, Libyalı taraflar arasında 1,5 yıl süren müzakerelerin ardından imzalanan Suheyrat Anlaşması sonucunda Ulusal Mutabakat Hükümeti kurulduğunu anımsattı.
"Rusya müdahalesini kabul etmiyor"
Halid el-Mişri, Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa'nın Sirte ve Cufra vilayetinin Hafter milislerinden kurtarılmasından sonra askeri operasyonların duracağı ve siyasi müzakerelere geri dönülebileceği yönündeki demeçlerine ilişkin soruya karşılık, "Suheyrat Anlaşması'nın 30. maddesinde de belirtildiği gibi hükümetin ülkenin tamamında meşru otoriteyi tesis etmek konusunda kararlı olduğunu" söyledi.
Mişri, Rusya'nın Libya'ya müdahalesi konusunda ise, Moskova'nın Wagner güvenlik şirketinin Libya'daki faaliyetlerini üstlenmediğini, "Libya'da barış ve istikrardan yana olduğunu söylediğini", bunun da bir dereceye kadar olumlu bir gelişme sayılabileceğini dile getirdi.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Fransa ziyareti sırasında yaptığı açıklamalarda, Libya hükümetinin meşru olduğunu ancak bunun geçici olduğunu ileri sürerek, Libya'da aşiretlerin bir araya gelerek Anayasa taslağı hazırlamaları önerisinde bulunmuştu. Said'in bu sözleri Libya'da tepkiyle karşılanmıştı.
Libya'daki krizin aşılması için Fas'ın Suheyrat kentinde 2015'te gerçekleştirilen toplantıdan çıkan sonuçlar ve imzalanan anlaşma Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmişti. Anlaşma gereği, Libya'da geçiş sürecini yürütmek üzere Ulusal Mutabakat Hükümeti görevlendirilmişti.
Kaynak: AA . dikGAZETE.com