Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çözüm sürecinde çok önemli mesafeler alındığını belirterek, “İşin yüzde 80’i bitmiştir. Ama azgın bir nehirde karşıdan karşıya geçiyoruz, yüzde 20’si kaldı. Hiç kimse ‘dönelim geriye’ diyemez” dedi.
Numan Kurtulmuş, eşi Sevgi Kurtulmuş ile birlikte Feshane Uluslararası Fuar Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Burdur ilinin tanıtımı amacıyla düzenlenen ‘Burdur Günleri’ etkinliğinin açılış törenine katıldı. Törene Burdur Valisi Hasan Kürklü, İstanbul Burdurlular Derneği Başkanı Ahmet Encil, Burdurlu bazı milletvekilleri, işadamları ve davetliler katıldı. Burdur Valisi Hasan Kürklü tarafından Feshane girişinde karşılanan Kurtulmuş, daha sonra davet edildiği kürsüde kurdele keserek etkinliğin hayırlı olmasını temennisinde bulundu. Etkinlik burdur yöresine ait halk oyunları grubunun gösterileri başladı ve ardından tören konuşmalarıyla son buldu.
Etkinliğin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, yaklaşan nevruz kutlamaları öncesinde yapılan spekülatif açıklamaları değerlendirdi. Kurtulmuş, “Hiçbir ülkenin senatosunun veya meclisinin Türkiye’ye herhangi bir uyarı yapma hakkı yoktur. Ya da biz dışarıdan gelen böyle uyarı mahiyetinde anlaşılacak herhangi bir şeye itibar etmeyiz. Ama iyi niyetle söylenmiş ve o anlamda Türkiye’ye ciddi anlamda katkısı olacak her kim ne söylerse söylesin onu da dinleriz, bu ayrı bir şey. Dolayısıyla öncelikle bu uyarı kısmını düzeltmek lazım. Böyle bir uyarıyı yapmak kimsenin haddi ve hakkı değildir” dedi.Türkiye’de basın özgürlüğünün kısıtlandığı haberlerini değerlendiren Kurtulmuş, “Türkiye’deki basın özgürlüğü meselesine gelince maalesef Türkiye’de bir algı operasyonu yönetiliyor. Yani sanki Türkiye’de basının üzerinde çok büyük bir baskı varmış gibi, basın mensupları cezaevlerine atılmış süründürülüyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Dün bu konuyla ilgili güncel bilgilere baktım. Şu an da Türkiye’de basın kartı olmayan ama gazeteci kimliği bulunan 7 kişi mahkemelerle muhataptır. Bunlardan bir tanesi cezası infaz edilmiş ve çıkmıştır. Diğerlerinin tamamı da yani herhangi bir makale yazmış ya da herhangi bir haber yazmış ve bundan dolayı mahkemelere gitmiş değil. Mesela polis aracı kurşunlamış, bomba atmış, terör olaylarına karışmış dolayısıyla sadece 6 kişi onlarda terör suçlarından bir kısmı ceza almış bir kısmının da davları devam ediyor. Ama maalesef Türkiye’de basının üzerinde sanki büyük bir baskı varmış gibi bir propaganda yapılıyor ve bu ister istemez dışarıdaki bazı çevreleri etkiliyor. Sanki basın özgürlüğünü kısıtlayan bir ortam varmış gibi algı oluşturulmaya çalışılıyor. Tamamen gerçek dışı bir algı operasyonudur” diye konuştu.
Gazetecilerin çözüm süreci ile ilgili sorularını da değerlendiren Kurtulmuş, “Çözüm süreci dediğimiz şey laf olsun diye ortaya çıkmış bir mesele değildir. 30 yıl devam eden bir çatışma dönemi ve terörle her yeri kana bulamış bir dönemden bahsediyoruz. Ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Önce devlet zihniyetinde önemli bir değişim ortaya çıktı. Ret, inkar ve asimilasyonu bir tarafa bırakarak gerçekten Türkiye’deki vatandaşlarımızın her birisinin eşit ve özgür yurttaş olmaları konusunda önemli adımlar atıldı. Anadilde savunma hakkından tutundan yerlerin isimlerinin iade edilmesine kadar insanların kendi dillerinde televizyon yayınları yapmalarına varana kadar çok önemli demokratikleşme adımları atıldı. Kanaatimce çözüm konusunda çok önemli mesafeler alınmıştır. İşin yüzde sekseni bitmiştir. Ama azgın bir nehirde karşıdan karşıya geçiyoruz yüzde yirmisi kaldı. Hiç kimse dönelim geriye diyemez. Bundan sonra geri kalan yüzde yirmilik kısmı için adımlarımızı atacağız. Zor bir kısım kalmış onun farkındayım. Sahile ulaşmanın bir tek yolu var el birliği ile kol kola gireceğiz ve bu akıntıya kapılmadan karşıya geçeceğiz” dedi.
ADNAN SULAR
dikGAZETE -