?>

'Kürk Mantolu Madonna' ve 'Kuyucaklı Yusuf'un unutulmaz yazarı: Sabahattin Ali

Türk romancılığının ve hikayeciliğinin önemli isimlerinden yazar ve şair Sabahattin Ali'nin vefatının üzerinden 73 yıl geçti.

Kültür Sanat - 3 yıl önce

İstanbul

Karadeniz kökenli bir aileye mensup, askerlikten emekli Cihangirli Ali Selahattin Bey ile Eğridereli Hüsniye Hanım'ın oğlu Ali, 25 Şubat 1907'de Bulgaristan'da, Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere şimdiki adıyla Ardino ilçesinde dünyaya geldi.

Küçük yaşlarda babasıyla evlenen annesinin psikolojik sıkıntıları, Ali'nin hayatında derin izler oluşturdu ve bu durum ileriki dönemlerde edebiyat dünyasının önemli yapıtları arasında sayılacak olan eserlerinde etkisini hissettirdi.

Sabahattin Ali, 1914 yılında 1. Dünya Savaşı'nda babasının yeniden askere alınması sebebiyle ailesiyle birlikte Çanakkale'ye yerleşti. 1918'e kadar savaşın olduğu bu bölgede kalmak Ali'yi oldukça etkiledi.

Balıkesir'deki Muallim Mektebindeyken hikaye ve şiir denemelerine başladı

Geçim sıkıntısı ve aile içerisindeki huzursuzluklarla çocukluk dönemini geçiren usta yazar, ilk eğitimini İstanbul Üsküdar Doğancılardaki Füyuzat-ı Osmaniye Mektebi'nde aldı.

Ali, ailesiyle birlikte Çanakkale'ye gittikten kısa süre sonra Çanakkale İbtidai Mektebi'ne girdi. Okul, savaş nedeniyle öğretmensiz kalarak kapansa da babası ve diğer subayların yardımıyla tekrar açıldı ve Türkçe derslerini Selahattin Bey verdi.

Edremit'te ilköğrenimini tamamlayan Sabahattin Ali, Edremit İdadi Mektebi'nden de mezun olunca Balıkesir'deki Muallim Mektebi'ne kaydoldu.

Ali, Balıkesir'deki Muallim Mektebi'ndeyken hikaye ve şiir denemelerine başladı. Babasının teşvikiyle de yazılar yazan Ali, henüz okulunun ikinci yılında gazetelere ve dergilere eserlerini gönderdi. Aynı zamanda bir okul gazetesi çıkardı.

Eğitiminin 3. yılında İstanbul Muallim Mektebi'ne geçiş yapan usta edebiyatçı, bu okulda da kendisini zekiliği ve çalışkanlığı ile kanıtladı.

İstanbul Muallim Mektebi'nde edebiyat öğretmeni olan Ali Canip Yöntem'in teşvikiyle dergilere hikayeler, şiirler gönderen ve okul müsamerelerine katılan Ali, babasının kalp krizi nedeniyle vefat etmesi üzerine "Babam İçin" adlı şiiri kaleme aldı. Bu şiir daha sonra Orhan Seyfi'nin yönettiği "Güneş" dergisinde yayınlandı.

1927'de İstanbul Muallim Mektebi'nden mezun oldu

İlk büyük dostlukları İstanbul'da öğretmen okulunda öğrenciyken filizlenen Sabahattin Ali'nin, ömrünün sonuna kadar yanında olan kadim dostu Pertev Naili Boratav ile uzun yıllar mektuplaştığı ve içini döktüğü Ayşe Sıtkı da o dönemki tanıştığı arkadaşlarından oldu.

Sabahattin Ali, 1927'de İstanbul Muallim Mektebi'ni tamamlayarak Yozgat Merkez Cumhuriyet İlkokulu'na öğretmen olarak atandı. Yozgat'ta İstanbul'daki sosyal çevresinin aksine yalnız kalan Ali, kendisini yazmaya ve okumaya verdi.

Öğretmenlik görevinde 1 yılı tamamladıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığının yabancı dil öğretmeni ihtiyacından, yurt dışında dil eğitimi sınavını kazanarak, Almanya'ya giden Ali, Potsdam ve Berlin'de eğitim gördü.

Ali, Alman edebiyatının yanı sıra Rus edebiyatına da yoğunlaşarak, özellikle Ivan Turgenyev, Maksim Gorki ve Knut Hamsun gibi isimlerin eserlerini okudu.

Komünizm söylemlerinde bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı

Yaşadığı tatsız bir olay sebebiyle Almanya'dan Türkiye'ye dönen Ali, bir müddet İstanbul'da arkadaşlarının yanında Yüksek Muallim Mektebi'nde Nihal Atsız, Nihat Sami Banarlı ve Pertev Naili Boratav'la aynı yatakhanede kaldı.

Ali, kısa süre sonra Ankara'ya giderek, 1930'da Gazi Enstitüsü'nde açılan yabancı dil sınavlarına katıldı ve Aydın Ortaokulu'na Almanca öğretmeni olarak atandı. Burada komünizm söylemlerinde bulunduğu gerekçesiyle soruşturma geçiren yazar, hakkında detaylı bir tahkikat yapılması için tutuklandı.

Aydın Hapishanesi'nde 9 Eylül 1931'e kadar kalan Sabahattin Ali, başından geçenleri, Ayşe Sıtkı İlhan'a yazmış olduğu mektuplarda anlattı. Bu süre içerisinde yazar kimliğini geride bırakmayan Ali, daha sonra yazacağı öyküler için de malzeme biriktirdi.

Aydın'da öğretmenliğe başlamadan önce Nazım Hikmet'in çalıştığı "Resimli Ay" dergisine giden Sabahattin Ali, orada hem Zekeriya-Sabiha Sertel çiftiyle hem de Nazım Hikmet'le tanıştı. Yazar aynı zamanda ilk hikayesi olan "Bir Orman Hikayesi" eserini bu dergide yayınladı.

Usta edebiyatçı, beraatinden sonra Konya Ortaokulu'nda Almanca öğretmeni olarak göreve başladı. Ali, Konya'da geçirdiği günlerine de "Bir Skandal" adlı eserinde yer vererek, yalnızlığını ve yaşadığı duygu karmaşasını okuruyla paylaştı.

Sabahattin Ali, aşkına karşılık gördüğü Melahat Hanım'a şiirler yazdı ve bu duygularla katıldığı bir toplantıda okumuş olduğu hicviyede memleketin idaresinde olanlara ima ve tahkirde bulunma iddiasıyla yeniden tutuklandı.

Ali, bir yıllık mahkumiyetinin ilk dört ayını Konya Cezaevi'nde, kalan altı ayını da Sinop Cezaevi'nde geçirdi. Temyiz mahkemesinin aleyhinde karar vermesi üzerine cezası 12 aydan 14 aya çıkarılan Ali'nin Sinop Cezaevi'ndeki günleri, daha sonra bestelenerek unutulmayan şarkılar arasına girecek olan "Aldırma Gönül" ve "Hapishane Şarkısı" adlı eserinin kaleme alınmasına tanıklık etti.

Sinop Cezaevi'nde iken tahliyesine az bir zaman kala cezası 29 Ekim 1933'te sona erdirilen Ali, çıkar çıkmaz Milli Eğitim Bakanlığına başvurarak öğretmenlik mesleğine geri dönmek istediğini belirtti.

Öğretmenliğe Ankara 2. Ortaokulu'nda devam eden yazar, Ankara'dayken 1932 yılında İstanbul'da bir yakınlarının vasıtasıyla tanıştığı Aliye Hanım'la mektuplaşmaya başladı. Bu şekilde birbirlerini seven Aliye Hanım ve Sabahattin Bey, posta yoluyla nişan taktıktan sonra 16 Mayıs 1935'te evlendi.

Ali, 1937'de yedek subay olarak askerlik görevini tamamladı ve 30 Eylül 1937'de hayatında çok özel bir yere sahip olan kızı Filiz dünyaya geldi. İdeal bir eş ve sevecen bir baba rolünü taşıyan Sabahattin Ali'nin yazı dünyasında bu dönem, önemli eserlere imza attığı bir süreç oldu.

Bugün hala en çok okunan ve birçok dile çevrilen "Kuyucaklı Yusuf" ve "Kürk Mantolu Madonna" romanları yazarın bu yıllarda kaleme aldığı eserlerdi. Bu dönem politikayla da içli dışlı olan Ali, çeşitli söylemler dolayısıyla öğretmenlik görevinden tekrar alındı.

"İçimizdeki Şeytan" romanı siyasi tartışmalara neden oldu

Usta edebiyatçı, 1938'de "Çaydanlık", "Arap Hayri", 1939'da "Isıtmak İçin" ve "Uyku" hikayelerini, 1940'ta "Selam" ve "Bir Mesleğin Başlangıcı" hikayelerini kaleme aldı. "İçimizdeki Şeytan" romanı 3 Nisan- 29 Haziran 1939 tarihleri arasında Ulus gazetesinde tefrika edildi. Roman yayınlandıktan sonra ayrıca pek çok siyasi tartışmaya neden oldu.

Verimli olduğu 1941-1943 yılları arasında Sabahattin Ali, "Bir Konferans", "Yeni Dünya", "İki Kadın", "Sulfata" ve "Hasan Boğuldu" adlı hikayelerini yazdı ve bu hikayelerini Yeni Dünya adlı kitapta toplu olarak okurlarla buluşturdu.

Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü'nde memur, Ankara Devlet Konservatuarı'nda çevirmen ve dramaturg olarak da çalışan Ali, Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı bir yazıya karşılık dava açtı. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamayan Ali, duruşmalar sonunda Milli Eğitim Bakanlığınca görevinden alındı.

1945'te gazetecilik yapmaya başladı

İstanbul'da 1945'te gazetecilik yapmaya başlayan Ali, fıkralar yazdığı "La Turquie" ve "Yeni Dünya" gazeteleri, "Tan Gazetesi" olayları sırasında tahrip edilince işsiz kaldı.

"Yurt ve Dünya", "Yeni Türk" ve "Tercüme" dergisi gibi yayın organlarında yazılar kaleme alan usta yazar, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz'la birlikte siyasal mizah olarak hazırladıkları "Marko Paşa" adlı dergiyi 1946'da çıkardı. Bu dergiyi daha sonra "Malum Paşa", "Merhum Paşa" ve "Öküz Paşa" gibi yine siyasal içerikli mizah dergileri takip etti.

Bu yayınlardan birinde "Adalet Koridorlarında" adlı yazısı ile yeniden tutuklanan ve 3 ay hapis yatan Sabahattin Ali, bu dönemde İstanbul'da hem maddi hem de manevi yönden sıkıntılar yaşadı. Usta edebiyatçı bu süreci çıkardığı "Ali Baba" dergisindeki yazılarında da dile getirdi.

Ülkede siyasi baskılardan uzak kalamayacağı, hür iradesine dayalı yayın hayatını sürdüremeyeceği fikriyle yurt dışına çıkmak isteyen, ancak pasaport yasağından dolayı, insan kaçakçılarıyla anlaşarak sınır dışına çıkmayı planlayan yazar, tanıştığı Ali Ertekin'le birlikte 31 Mart 1948'de Kırklareli'ne yola çıktı.

Bu tarihten sonra Bulgaristan sınırında 16 Haziran 1948 tarihinde bir çobanın bulduğu cesedin Sabahattin Ali'ye ait olduğu tespit edildi. Ali Ertekin, daha sonra cinayeti işlediğini itiraf etti.

Cinayetin işlendiği tarihten dört ay sonra ormanda tanınmaz haldeki cesedin Sabahattin Ali'ye ait olduğu, 2 Nisan 1948'de vefat ettiği kayıtlara geçti.

Sabahattin Ali'nin edebi kişiliği

Şiirlerini hece vezni ile oluşturan şair ve yazar Sabahattin Ali, yazın dünyasına ilk olarak şiirleriyle girdi. Halk şiirinin etkisinin hissedildiği eserlerini kaleme alırken, öykü ve romanlarında olduğu gibi toplumsal gerçekçilik yaklaşımıyla hareket eden Ali, şiire yaklaşımını 1938'de bir söyleşi sırasında, "Bence şiirin eskisi yenisi yoktur. İyi şiir, muhakkak ki insana bir şey ilave eder. Bu şey bazen tez olur, bazen bizim manen daha genişlememizi temin eden bir heyecan olur." ifadeleriyle dile getirmişti.

Eserlerine yönelik yapmış olduğu bir değerlendirmesinde, öykü ve romanlarını şiirlerinden daha çok beğendiğini ifade eden Sabahattin Ali, 2015'te Yapı Kredi Yayınları tarafından 23. baskısı yapılan "Değirmen" adlı eserin ön sözünde şunları kaydetmişti:

"Şiir ve öykülerim arasında, yazmış olmaktan utanacağım kadar kötüleri olduğunu biliyorum. Bunların bir kısmının çocuk denecek bir yaşta yazılmış olmaları bence bir mazeret değildir. Çünkü bu çeşit bir yazıyı bugün herhangi bir imzanın üstünde görsem sahibini ıslah olmaz bir zevksizlik ve tam istidatsızlıkla suçlandırmakta tereddüt etmem. Bunların benim sanat hayatımın gelişmesini göstermesi bakımından, sadece kendim için bir ehemmiyeti vardır ki, bu da onları başkalarına okutmak için bir sebep olamaz."

Şiirlerini yazarken sade bir üslup kullanarak, daha geniş bir okuyucu kitlesi hedefleyen usta edebiyatçı, öykü ve romanlarında toplumsal gerçekçiliği ön planda tutarak, bu doğrultuda konular belirledi ve hayatın içinden karakterleri seçti.

"Benim kanaatimce sanat, insana insanı ve hayatı ve bunların manasını öğretmekle muvazzaftır." sözleriyle sanat anlayışını özetleyen Sabahattin Ali, Türk edebiyatında yazdığı eserlerle büyük beğeni topladı.

"İçimizdeki Şeytan" adlı eserin ön sözünde Nazım Hikmet de usta yazarın edebiyatıyla ilgili şu yorumu yapmıştı:

"Sabahattin, Türk dünyasında bir okulun başıdır, başlangıcıdır. En usta Türk yazarlarından biridir. Sabahattin'in Türk düzyazısı üstündeki etkisi büyüktür, olumludur. Türk edebiyatının halkçı, demokrat, antiemperyalist, sosyalist kolu, tek sözcükle, Türk edebiyatının ilerici yazarları kendi aralarında Sabahattin Ali gibi bir yazarın bulunmasıyla onun sağlığında da övündüler, sonra da övünüyorlar ve övünecekler."

Sabahattin Ali hakkında ayrıca usta yazar Mustafa Kutlu da "Sabahattin Ali Yaşamı ve Eserleri" başlıklı Dergah Yayınları'ndan çıkan bir incele kitabı hazırladı.

Kutlu, bu kitapta Sabahattin Ali'nin dünyasını gerçekçilik, romantizm, samimiyet, içlilik-coşkunluk, dengesizlik, çaresizlik, yalnızlık, dürüstlük, ayrıcalık başlıkları altında tahlil etti. Usta edebiyatçını şairliği üzerine Kutlu, "Gözleri sulh içinde yaşanılan, mazlumların seslerinin işitilmediği bir dünyaya açılsaydı; herhalde lirik, pastoral, coşkun şiirler yazardı." yorumunu yapmıştı.

Temiz ve sade diliyle, gerçekçilik anlayışı ve samimi duygularıyla Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunan usta yazarın birçok çevirisi de bulunuyor.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Yeni kurulan “Turan Bilimler Akademisi” ilk Olağan Genel Kurulu için yarın toplanıyor

2021-03-28 12:07 - Özel Haber

Rus siyasi uzman Yestafyev: Türk ordusu en güçlü ordu!

2021-04-02 07:32 - Özel Haber

Migros, Adıyaman'daki 5'inci mağazasını Gölbaşı'nda açtı

2021-03-30 20:48 - Yerel haber-Şirket Haber

Migros'tan Tarsus'a ilk bulvar üzeri mağaza

2021-03-27 14:28 - Yerel haber-Şirket Haber

Beymen Grup'tan sanat ve modayı buluşturan Planet B Studios yatırımı

2021-04-01 13:42 - Yerel haber-Şirket Haber

TRT Çocuk'un Haberin Olsun programı bugünden itibaren işaret dili tercümesiyle yayınlanacak

2021-03-29 12:50 - Kültür Sanat

Süheyl ve Behzat Uygur kardeşler tiyatroyla geçen ömürlerini ve Nejat Uygur'u anlattı

2021-03-27 17:16 - Magazin

Erbakan ‘erken seçim’ için tarih verdi

2021-03-30 15:35 - Gündem

Turan Bilimler Akademisi 1. Olağan Genel Kurulu ile bir ilk...

2021-03-31 10:06 - Özel Haber

New York Times'ta NFT olarak satışa çıkarılan makale 563 bin dolara alıcı buldu

2021-03-27 04:21 - Medya

İlgili Haberler

Tokat'ta topladığı eski eşyaları yaptırdığı odada sergiliyor

15:28 - Kültür Sanat

31. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali, 'Tosca' operası ile sona erdi

09:13 - Kültür Sanat

Maarif öğrencileri Türk Dil Bayramı'nda Balkanlar'da Türkçenin etkilerini ele aldı

19:33 - Kültür Sanat

Ankara'da 10. Uluslararası Türk Dili Kurultayı başladı

15:58 - Kültür Sanat

Halk ozanı Neşet Ertaş, Kırşehir'de mezarı başında anıldı

15:48 - Kültür Sanat

Günün Manşetleri

Turizm bölgelerindeki taksi esnafının kurduğu kooperatif veya odalara arazi tahsisi yapılabilecek

13:02 - Ekonomi

TCMB'den ödeme hizmet sağlayıcılarının yükümlülük tarihleri ile ilgili değişiklik

12:58 - Ekonomi

Türk dünyasında her bilim dalıyla ilgili terimler tek yazılımda toplanacak

12:52 - Gündem

İklim değişikliğine bağlı risk altındaki endemik bitkiler botanik bahçede korunuyor

12:47 - Gündem

AJet'ten gazi, şehit ve gazi yakınları ile engelli vatandaşlara indirim

12:43 - Gündem