TBMM Hayvan Haklarının Araştırılması Komisyonu Başkanı ve AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel, TBMM Hayvanların Haklarının Korunması ile Hayvanlara Eziyet ve Kötü Muamelelerin Önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi amacıyla kurulan Araştırma Komisyonu taslak raporuna ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Raporu, TBMM Başkanlığına 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü'nde sunmayı hedeflediklerini ancak dün komisyonda, bazı konular üzerinde birtakım görüşmeler yapılmasının istenmesi üzerine raporun hazırlanmasının ertelenmesini kararlaştırdıklarını anlatan Yel, ayrıca, Doğu Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün yeni yapılanmada daire başkanlığı seviyesine indirileceği şeklinde çeşitli duyumların alındığını, bununla ilgili Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ya da bakan yardımcısının komisyona gelerek, bilgi vermesini istediklerini vurguladı.
Kamuoyunda, hayvan hakları ihlallerinin ortadan kalkmasıyla ilgili talebin bulunduğunu aktaran Yel, hayvanlara yönelik uygulanan ve vicdanları sızlatan görüntülerin Türkiye'ye yakışmadığını ve bunun ortadan kalkması gerektiğini belirtti.
Hayvanları Korunma Kanunu'nda pek çok hususun sayıldığını ancak uygulamadan kaynaklanan sorunların bulunduğunu kaydeden Yel, raporda, bu sorunlara çözümler önerdiklerini aktardı.
"Tüm hayvanları aynı çatı altında toplamak istiyoruz"Yel, yıl sonuna kadar yeni bir hayvan hakları kanunu çıkarılmasını istediklerini belirterek, "Mevcut kanunda hayvanlar bir eşya, bir mal olarak nitelenmiş. Sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı yapılmış. Biz tüm hayvanları aynı çatı altında toplayarak onların bir canlı olarak değerlendirilmesini istiyoruz." diye konuştu.
Hayvanlara işkence ve kötü muamelenin cezasının Kabahatler Kanunu'na göre bugüne kadar caydırıcı olmayan küçük para cezaları olduğunu anımsatan Yel, sadece sahipli hayvanlara değil, tüm hayvanlara karşı yapılan işkence, kötü muamele gibi fiillerin suç sayılması, Ceza İnfaz Kanunu'nda da ertelemeye yer vermeyecek şekilde en az 2 yıl 1 ay olmak üzere ceza verilmesini önerdiklerini belirtti.
"Hayvan sevgisi okullarda ders olarak okutulmalı"Cezaya gitmeden önce de toplumun bu anlamda eğitilmesini önemsediklerini vurgulayan Yel, şöyle konuştu:
"Ana sınıflardan başlamak üzere hayvan sevgisinin işleneceği derslerin olmasını, 4. sınıfta müfredata girerek bir ders haline gelmesini istiyoruz. Hayvan hakları konusunda atalarımızda olan, dini ve milli değerlerimizde yer bulan, dünyaya da örnek teşkil eden uygulamaların yeni neslimize mutlaka hatırlatılması lazım. Bu yapıldığı takdirde, ben inanıyorum ki zaten bu konuda istekli ve heyecanlı olan toplumumuz daha da duyarlı hale gelecektir."
Mustafa Yel, hayvan hakları konusunun kurumsal hale gelebilmesi için özellikle yerel yönetimlere çok önemli görevler düştüğünü kaydetti.
"Hayvan Refahı Fonu" kurulmalıHayvanlara yönelik süreçlerin yürütülmesinde kullanılmak üzere "Hayvan Refahı Fonu" kurulmasını önerdiklerini anlatan Yel, fon gelirlerinin emlak, çevre temizlik gibi vergilere eklenecek kalemlerden, şans oyunlarından aktarılacak paylardan, kesilen idari para cezalarından, yapılacak bağışlardan karşılanabileceğini, bu fondan, başta yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşlarıyla hayvansever vatandaşların yararlanmasını istediklerini belirtti.
Raporun çok kapsamlı hazırlanacağını anlatan Yel, bazı konu başlıklarına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Kürke çok büyük tepki var. Sırf derisi için ne yazık ki katledilen hayvanlar var. Biz kürk ithalatının yasaklanmasını istiyoruz. Kesinlikle kürk hayvanı bakılıp, bu anlamda bunlardan kürk elde edilmesinin de yasaklanmasını istiyoruz. Deneylerde mümkün olduğu kadar hayvanların kullanılmamasını istiyoruz. Tamamen kullanılmamasını günümüz teknolojisinde öneremiyoruz. Gereksiz yere hayvan deneyleri yapıldığına dair şikayetler geliyor. Hayvan deneylerinin tamamen somut, bize sadece gerekli olan hallerde kullanılmasını istiyoruz."
"Leylek yuvası platformu oluşturulsun"Mustafa Yel, sulak alanların kurutulması, sazlık alanların yakılmasıyla birlikte hayvanların yaşam alanlarının kalmamasıyla ilgili sorunlar da yaşandığını belirterek, sazlık alanların yakılması ve sulak alanlara zarar verilmesinin, ormanlara yapılan bir müdahale gibi suç haline getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Göçmen kuşların elektrik tellerinden zarar görmemesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görevlendireceği enerji dağıtım şirketlerinin, kuş gözlemcileriyle ortak bir çalışma yapmasını önerdiklerini ifade eden Yel, 3 yıl içinde göçmen kuşların rotalarının belirlenmesini, elektrik tellerinin izole edilmesini, leylek yuvaları platformu oluşturulmasını istediklerini kaydetti.
Türkiye'deki başı boş gezen sokak köpekleri ve kedilerinin çokluğuna işaret eden Yel, "Sokak köpekleri ve kediler trafik kazalarına karıştığında bazı vatandaşlar ne yazık ki hayvanları bırakıp gidiyor. Hayvanların karıştığı trafik kazalarında vatandaşların mutlaka bu hayvanlara müdahale etmesi gerekiyor. Müdahale etmeyen vatandaşların Türk Ceza Kanunu'na göre cezalandırılması talebimiz var." diye konuştu.
Adalar'da her cinsten at değil, belli cinsteki atların kullanılması önerisiİstanbul'da Adalar'daki fayton tartışmasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Yel, buraya komisyon olarak yaptıkları ziyarette, gördükleri manzaraların vicdanları sızlattığını söyledi.
Adalar'da, kontrolsüz bir şekilde at nüfusunun arttığını gördüklerini, dünyada metrekareye en fazla atın düştüğü yerin bu ilçe olduğunu tespit ettiklerini, yaklaşık 1800 atın küçük bir alanda sıkıştığını aktaran Yel, "Ulaşımda kullanılan faytonların tamamen ortadan kalkması, turizm amacıyla da sembolik miktarda faytonun kalmasını öneriyoruz. Ayrıca faytonların güzergahlarının da atları yormayacak şekilde düzenlenmesini istiyoruz. Her cins atın değil, belli cinsteki atların kullanılmasıyla bu konunun makul ölçülerde ve hayvan hakları ihlali yapılmadan bu işin olabileceği konusunda öngörümüz var." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com