?>

Küresel iklim değişikliğinin sebep olduğu sel felaketlerinin ekonomiye verdiği zarar artıyor

Küresel iklim değişikliğiyle birlikte seller giderek daha yaygın hale gelirken, bu doğa olayının ekonomiye verdiği zarar gün geçtikçe artıyor.

Gündem - 12 ay önce

İstanbul

AA muhabirlerinin derlediği verilere göre, birçok bilimsel çalışma, küresel sıcaklıklar arttıkça sellerin sayısının ve yoğunluğunun artacağına işaret ediyor.

Almanya Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsünün son araştırmasına göre, iklim değişikliği, havanın ısınmasına ve daha fazla su emmesine neden oluyor.

Yağış değişkenliği artarken, daha yoğun yağmura rağmen, iklim değişikliği havanın ısınmasına neden olduğu için, dünyada daha uzun kurak dönemler yaşanıyor. Havadan düşen su miktarı artarken, bu durum da daha uzun kurak dönemler anlamına geliyor ve yağmur yağdığında yeryüzüne daha fazla su düşüyor.

Avrupa'da son zamanlarda görülen sellerin nedenleri arasında Atlantik'in batısındaki yüksek yüzey sıcaklıkları gösteriliyor. Bunun da yüksek buharlaşmaya ve dolayısıyla atmosferde çok fazla su buharına yol açtığı belirtiliyor.

Batı rüzgarları bu nemli hava kütlelerini Avrupa'ya taşırken, hızla hareket eden bir alçak basınç alanları zincirinin sonucu olarak sonbahar ve kış aylarında şiddetli yağışlar ve ardından seller meydana geliyor.

"İklim değişikliği Türkiye'de yapılan birçok temel yanlışı örtmek için günah keçisi olarak kullanılıyor"

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, artan "şehir sellerini" ve bunun altyapı ve ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

Kadıoğlu, sellerin, dünya var olduğundan beri yaşandığını ve doğanın bir parçası olduğunu belirterek, son yıllarda problemi sellerin değil sel afetinin oluşturduğunu söyledi.

Aşırı yağışların sel afetine neden olması için aşırı yağışlara insan ve insan yapısı bir şeyin maruz kalması gerektiğini anlatan Kadıoğlu, şöyle devam etti:

"Maruz kalanın sulara karşı savunmasız olması yani etkilenebilirliğinin yüksek olması gerekir. Türkiye gibi çarpık kentleşme sonucu dere ve sel yataklarına yerleşimlerin çok olduğu ve 'subasman' kavramının su basması ile ilgisi olmadığı ülkelerde problem aşırı yağıştan daha çok maruziyetin artması ve etkilenebilirliğin yüksek olmasıyla ilişkilidir. Sadece yağışın şiddetini ve sıklığını artıran iklim değişikliği ise Türkiye'de yapılan birçok temel yanlışı örtmek için günah keçisi olarak kullanılıyor."

Kadıoğlu, Türkiye'de taşkınların sebep olduğu ekonomik kayıplara ilişkin bir istatistik verinin olmadığını söyledi.

Yağmurun; drenaj sistemi olmayan, yeterli menfez ve benzer şeyler bulunmayan şehirlerde "kent selleri" dedikleri olaylara neden olduğunu kaydeden Kadıoğlu, "Özellikle asfalt ve beton gibi su geçirmez yüzeylerden oluşan yollara ve çatılara düşüp doğrudan yollara bağlanan yağmur suyu boruları sokak ve caddeleri birer dereye dönüştürüyor. Bu de kent sellerini artırıyor. Bu nedenle suçu hemen iklim değişikliğine filan atıp yanlış uygulamaları aklamak yerine büyük şehirlerin 'sünger şehir' uygulamasına geçmesi gerekir." diye konuştu.

"İklim değişikliğinin yanlışlarımızı yüzümüze daha fazla vuracağı açık"

Mikdat Kadıoğlu, afet yönetiminde risklerin büyüklüğünün oluşum sıklığı ve etkileriyle belirlendiğini kaydederek, depremlerin nadir oluşan ama etkileri yüksek afetler olduğunu söyledi.

Kadıoğlu, "Seller ise etkileri daha düşük ama sık oluşan afetlerdir. Bazen etkisi düşük olsa da sel gibi çok sık oluşan afetlerin yıkımı toplamda deprem gibi nadir oluşan afetten daha fazla olabiliyor. Bu nedenle Türkiye'de sellerden oluşan kayıplar depreme yaklaşmış durumda." dedi.

İklim değişikliğinin insanlar üzerinde doğuracağı olası etkilere de değinen Kadıoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Küresel iklim değişikliği can, mal, üretim, hizmet ve benzeri kayıpları meteorolojik afetlere maruz kalacak ve bu tehlikelere karşı savunmasız olanları olumsuz etkileyeceği, diğer bir deyişle iklim değişikliğinin yanlışlarımızı yüzümüze daha fazla vuracağı açık. Normal vatandaşın öncelikle sel sularına maruz kalmamaya dikkat etmesi, sel yataklarına yerleşecekse en az 100 yıl boyunca yağabilecek en şiddetli yağışta görülebilecek su seviyesine göre subasman seviyesini belirlemesi gerekiyor."

"Hükümetlerin, risk ve afet kavramlarına doğru bir bakış geliştirmesi gerekiyor"

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, hükümet ve ilgili kamu kuruluşlarının sel felaketinin sebep olduğu ölümleri ve ekonomik kaybı azaltması için öncelikle risk ve afet kavramlarına yönelik doğru bir bakış geliştirmesi gerektiğini vurguladı.

Kadıoğlu, hükümet ve kamu kuruluşlarına yönelik şu mesajları verdi:

"Ortaya çıkmadan önce 'risk= tehlike olasılığı x maruziyet x etkilenebilirlik' olduğunu anlaması gerekir. Kısa vadede aşırı hava olaylarını engellememiz mümkün değil. Bu nedenle ilgililerin sel sularına maruziyetinin engellemesi ve sel tehlike bölgesinde yaşayanların olası bir selin sularından etkilenmemesi için binaların su basman seviyesini en az 100 yıllık yağışa göre belirlemesi, bu seviyenin altında pencere, kabı, bodrum kat ve benzer durumlara müsaade etmemesi gerekir."

Kadıoğlu, maruziyet ve etkilenebilirliği dikkate almadan sadece tehlikeye bakmanın ve onu da iklim değişikliğine bağlamanın timsahın göz yaşına benzediğini belirterek, bunun sel probleminin çözümüne hiçbir katkısı olmayacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Astronot Gezeravcı, mikro yerçekiminde kurşunsuz lehimleme yaptı

2024-02-01 22:08 - Teknoloji

Ulusal ve uluslararası medya mensupları Kahramanmaraş'ta tamamlanan TOKİ konutlarını gezdi

2024-02-04 20:47 - Medya

İsrail'in 123 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de can kaybı 27 bin 585'e yükseld

2024-02-06 13:08 - Dünya

TCMB Başkanı Karahan: Enflasyon görünümünde herhangi bir bozulmaya kesinlikle izin vermeyeceğiz

2024-02-04 15:27 - Ekonomi

Beşiktaş, Süper Lig'in 24. haftasında yarın Trabzonspor'u ağırlayacak

2024-02-03 09:32 - Spor

Bakan Uraloğlu'ndan "Kalkınma Yolu"nda işbirliği çağrısı

2024-02-05 16:03 - Ekonomi

Küresel çip satışlarının bu yıl yüzde 13,1 artması bekleniyor

2024-02-05 20:43 - Ekonomi

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kahramanmaraşta 9 bin 289 konutu hak sahiplerine teslim edecek

2024-02-06 10:58 - Gündem

Gazze'deki bankalar, İsrail'in saldırılarına rağmen sınırlı da olsa hizmet vermeyi sürdürü

2024-02-04 12:33 - Dünya

Kremlin: Putin'in Türkiye ziyaretinin gündeminde ikili ilişkiler ve Ukrayna olacak

2024-02-02 14:33 - Dünya

İlgili Haberler

Deprem uzmanları, Ege Denizi'ndeki "deprem fırtınasını" AA'ya değerlendirdi

17:52 - Gündem

Ege Denizi'nde 28 Ocak'tan bugüne kadar 570 deprem meydana geldi

17:47 - Gündem

YEE, "Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi Sertifika Programı"nın açılışını yaptı

17:18 - Gündem

Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 5 ve 6 Şubat tarihlerindeki uçuşlarda azaltma kararı

17:08 - Gündem

"Çiftlik Bank" davasında karar açıklanacak

16:12 - Gündem

Günün Manşetleri

Rusya: ABD’nin OPEC’e petrol fiyatlarını düşürme çağrısı kabul edilemez

20:12 - Dünya

Yunanistan'daki 4 adada, Ege'deki sismik hareketlilik nedeniyle eğitime cumaya kadar ara v

20:07 - Dünya

İsrail ordusunun incelemesi, "Demir Kubbe"nin 7 Ekim 2023'te çöktüğünü ortaya koydu

19:48 - Dünya

Suriye Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Şara, eşiyle birlikte Mekke'de umre yaptı

19:37 - Dünya

Beşiktaş, orta saha oyuncusu Al-Musrati'yi Monaco'ya kiraladı

19:32 - Spor