İstanbul
Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesinde açılmış olan "Müzikal yaratıcılığın çocuk sağlığı üzerindeki etkileri" isimli ar-ge çalışmasıyla da Türkiye'de bir ilke imza atan Ömer Kurtuluş Müzik Akademisi, faaliyetlerini Güzidem Montessori Okulu'nun katkılarıyla Beylerbeyi'nde yürütüyor.
AA muhabirine bestecilik atölyesine ilişkin açıklamalarda bulunan Ömer Kurtuluş, besteleriyle Türkiye'nin yanı sıra Avusturya, İspanya, ABD ve İtalya'da konserler verdiğini, kariyerini profesyonel bestecilik yaparak sürdürdüğünü söyledi.
"4-6 yaş grubu çocuklarda üst düzey bir üretme eğilimi var"
Kurtuluş, bestecilik atölyesi fikrinin İstanbul Devlet Konservatuvarında ders verdiği süreçte ortaya çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bazı öğrencilerin özellikle kompozisyona meylini gördüm. Başka bir şey çalıştırırken eser üretme meylini keşfettim. Aralarından bir tanesini özellikle çalıştırmaya başladım ve ailesine 'Türkiye'de erken yaşta kompozisyon eğitimi yok ama bu çocuğun kompozisyona meyli var' dedim. Ailesi Hollanda'ya taşındı ve oradaki konservatuvarda kompozisyon eğitimi almaya başladı. Bu olay gerçekleşince neden çocuklara bu eğitimin verilmediğini sorgulamaya başladım. Enstrüman kelime manası bile araç demektir. Dolayısıyla müzik eğitiminde amaç müzikal fikre ulaşmaktır. Biz çocuklara fıtratlarında bulunan üretme eğilimini bir kenara bırakıp enstrüman çalmayı öğretmeye çalışıyoruz."
4-6 yaş grubu çocuklarda üst düzey bir üretme eğilimi var olduğuna dikkati çeken Kurtuluş, ana hedeflerinin çocukları erken yaşta enstrümanla tanıştırarak kendi müzikal üretimlerini yaptırmak olduğunu ifade etti.
"Eğitim modeliyle otizmli ve kanserli çocuklarda bir rehabilitasyon aracı olarak kullanabilir miyiz diye düşündük"
Kurtuluş, çocukların enstrümanları kullanarak çıkardıkları sesleri kayda alıp bunu zaman içerisinde geliştirmelerine katkı sağladıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne biz bu fikri sunduk. 'Acaba biz bu öğretim şeklini bir eğitim modeli haline getirip otizmli ve kanserli çocuklarda bir rehabilitasyon aracı olarak kullanabilir miyiz?' diye düşündük. Bunu da uygulamak istiyoruz. Şu an Beylerbeyi'nde bulunan Güzidem Montessori Okulu bu konuda bizimle iş birliği içinde ve bunun dışında da proje için iş birliği aramaktayız. Buraya başvurmak isteyenler Ömer Kurtuluş Müzik Akademisi'nin sosyal medya hesaplarından ulaşabilirler. Özellikle otizm dernekleriyle görüşüyoruz ve onlarla çeşitli projelendirme izlekleri oluşturuyoruz."
Daha önce çocuklarda müziği kullanarak tedavi çalışmalarının ABD ve İspanya'da denendiğini aktaran Ömer Kurtuluş, müzikoterapinin pasif bir dinleme olduğunu, bestecilik atölyesiyle kendisinin çocuklarda aktif olarak üretmenin erincini hissettirmeyi amaçladığını dile getirdi.
"Özgüvenlerini kendi topraklarının ezgileriyle kazanmalarını sağlamak istiyoruz"
Kurtuluş, hastalık grubunda olan çocuklara pedagog ve psikolog eşliğinde bir eğitim uygulaması yapacaklarına vurgu yaparak, şunları ifade etti:
"4-6 yaş grubundaki çocukların enstrümanları keşfetmesini ve hayatın içerisinden esinlenmiş şarkılar keşfetmesini sağlamak gibi bazı yöntemler izlemeye çalışıyoruz. İnsan fıtratında öncelikle ritmik hissiyat geliyor. Bizim burada uygulamaya çalıştığımız müziği ritim ve melodiden oluşan bir şey olarak görmek değil öncelikle çocuklara dizilimli bir hareket yapabilmek ve şekillenmiş bir ses çıkabilmek kavranmasını öğretmektir. Daha ileri yaş grubu için ise daha kültürel müziğimize ilişkin bilgiler vererek üretimleri sağlamak olacak. Özgüvenlerini kendi topraklarının ezgileriyle kazanmalarını sağlamak istiyoruz. Enstrüman eğitimi almış olan genç yaş gruplarına da stil eğitimi, akort ve armoni gibi müziğin daha bilimsel taraflarını anlatabiliyoruz."
İstanbul Devlet Konservatuarı Kompozisyon ve Orkestra Şefliği mezunu olan Ömer Kurtuluş, 4 yıl konservatuarda öğretim elemanı ve jüri olarak yer aldı.
Eserleri İspanya, Amerika ve Avusturya'da da icra edilmiş olan Kurtuluş'un çeşitli ülkelerde 12 konseri gerçekleştirildi.
Stephan Delplasse, Michel Merlet, Mauro Montalbetti, Clemens Gadenstatter, Johannes Maria Staud ve Yann Robin ile Avrupa'nın çeşitli yerlerinde sahne alan besteci, Türkiye'de ise Daniel Durand ile orkestra şefliği çalıştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com