İSTANBUL
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, İstanbul Ticaret Odasının (İTO) mart ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, böyle bir tarihi odanın güzel işlerinde ve iş dünyasının her zaman yanında olacaklarını, iş dünyasının önünü açmak için gayret göstereceklerini ifade etti.
Ekonominin gelişmesi yönünde 2016'da yaşanan olumsuzlukları silme adına alınan tedbirlerin etkilerinin bu yıl şimdiden görülmeye başlandığını vurgulayan Tüfenkci, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, çark ederek Türkiye ekonomisi bu yıl yüzde 2,4, gelecek yıl ise yüzde 2,8 büyüme beklendiğini açıklamak zorunda kaldı. Ayrıca Fitch, Türkiye'de ılımlı ekonomik iyileşmenin beklendiğini ifade etti. Bu kredi derecelendirme kuruluşları gerçekten siyasi davranıyorlar, objektif davranmıyorlar. Eğer objektif davransalardı hemen darbenin akabinde Türkiye'nin notunu düşürmezlerdi. Türkiye kredi derecelendirme kuruluşlarının aksine hep onları şaşırtıcı büyüme oranlarını yakaladı. Onların öngörüleri Allah'a hamdolsun bugüne kadar tutmadı, bundan sonra da tutmayacak."
"Güçlü bir Türkiye'yi oluşturmamız lazım"
Türkiye'nin, 16 Nisan'da önemli bir yol ayrımına gittiğini ve bu noktada iş dünyası ile sanayicilerin anayasa değişikliğine ilişkin düşünmeleri gerektiğini belirtti.
"Anayasa değişikliği; tamamen Türkiye'nin geleceğinin yanı sıra ileride ekonomik anlamda hangi hedeflere varacağına yönelik yönetimsel değişiklik. Parlamenter sistemle geldiğimiz nokta buralar. Hepiniz bürokrasiden şikayet ediyorsunuz. Hepiniz yönetimsel krizlerden şu veya bu şekilde etkilendiniz. Geçmişte Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki çatışmaları buradan saymaya gerek yok."
Tüfenkci, paralementer sistemin bugüne dek birçok darbe ürettiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En son 15 Temmuz'da bu ülke bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Bütün bu sıkıntılarla Türkiye'nin enerjisini ve sermayesini heba etmememiz gerekiyor. Güçlü bir yönetimle, güçlü bir Türkiye'yi oluşturmamız lazım. Meclisi, yargıyı ve yönetimi güçlendirmemiz lazım. Biz anayasa değişikliği ile yargının sadece 'bağımsız' olması yetmez aynı zamanda 'tarafsız' olması gerekir. Biz bu anayasa değişikliğine 'tarafsızlık'ı ekledik. Birileri bundan rahatsız oldu. 'Hayır' diyor. Yargının 'tarafsız' olmasından niye 'hayır' deriz? Demek ki şimdiye kadar birileri 'tarafsızlık' olmaması hali olabileceğinden hiç endişe duymamış. Herkes de yargıdan şikayet ediyor. Biz buralarda iyileştirme sağlamamız gerekmiyor mu? Buna biz niye 'hayır' diyoruz?"
Muhabir: Handan Güneş
dikGAZETE.com