Giresun
Yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) hastanedeki 5 günlük tedavinin ardından yenen AK Parti Giresun Milletvekili Sabri Öztürk, yaşadığı süreci anlattı.
Öztürk, yaklaşık 20 gün önce TBMM'ye gittiği sırada kendisini halsiz hissettiğini, aynı zamanda da baş ağrısı olduğunu söyledi.
Meclis girişinde ölçülen ateşinin 37,5 derece çıktığını belirten Öztürk, "Biraz şüphelendim, Meclis hastanesinde test verdim, akşama da pozitif olduğumu öğrendim. Hemen karantinaya girdim, o gece ateşim oldu, ilaç tedavisine başlandı." dedi.
Öztürk, ilk bir hafta gayet iyi olduğunu ancak 8'inci günde öksürük şikayetinin başladığını ifade ederek, "Negatife dönmeyi beklerken bu olmadı, doktorlar tekrar tomografi istedi.
Tomografide hastalığın akciğerlere yeni indiğini saptadılar. Hastanede 5 gün sıkı bir tedavi uygulandı." diye konuştu.
Virüsün kimde hangi etkiye yol açacağının öngörülemediğinin altını çizen Öztürk, şöyle devam etti:
"Ben, 'çember iyice daraldı, bir çoğumuz bu hastalığı geçirecek ama hamd olsun herhangi bir hastalığım yok, alkol ve sigaram yok, spor yapıyorum yani bir şekilde bizi de yakalasa ayakta 10 gün geçiririm' diye düşünüyordum.
İlk 7 gün böyle oldu ama ondan sonra hiç öngöremeyeceğim şekilde, tedavime dikkat etmeme rağmen hastalık akciğerlere indi. Virüsün vücuda girdikten sonra kime ne kadar etki edeceği belli değil."
"Kapalı veya açık olsun hiçbir yerde maskemizi çıkarmamamız lazım"
Sabri Öztürk, hastalığa çok dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Biz vazifemizden dolayı ister istemez halkla iç içe oluyoruz. Ben de ziyaretlerim, programlarım esnasında muhtemelen bir yerden kaptım. Bir yerde çay içerken maskemizi indirmiştik, orada kaptığımızı tahmin ediyorum. O yüzden benim için ders oldu.
Kapalı veya açık olsun hiçbir yerde maskemizi çıkarmamamız lazım. Çünkü hastalığın kime ne yapacağı belli değil. 'Ben gencim, sağlıklıyım, bana bir şey yapmaz' dememek lazım."
Hastalığın akciğere inmesi sonrası erkenden tedbir almanın avantajını yaşadığını anlatan Öztürk, "Vücut tedaviye cevap verdi, ham olsun 5 günlük hastane yatışıyla hastalıktan kurtuldum.
Fark etmeseydik 'nasıl olsa bir şeyim yok biraz öksürük var, nasıl olsa 10 günlük karantina süresi bitti' deyip yeniden hayata karışsaydım muhtemelen hastalık sinsi bir şekilde daha fazla ilerler, Allah korusun daha kötü durumlara sokabilirdi.
Ben tüm hastaların süreci, doktorların tavsiyeleri içerisinde geçirmelerini öneriyorum." dedi.
"Sakın 'bana bulaşmaz, bulaşır da bir şey yapmaz' demeyin"
Öztürk, hastalığın hafife alınmaması gerektiğine işaret ederek, "Sultan Süleyman'ın meşhur sözü var ya 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Hakikaten o zaman diyorsunuz ki 'sağlık ne kadar kıymetli.'
Gerçekten sağlık o kadar kıymetli ki Allah'ın insana bahşettiği en önemli şey sağlık, sağlıklı güzel ve rahat nefes alabilmek." diye konuştu.
İnsan bünyesinin virüse karşı koyup koyamayacağı konusunda bir kesinlik olmadığına dikkati çeken Öztürk, "Burada tamamen kader, kısmet yani talih ne derseniz deyin yüzleşmiş oluyorsunuz.
O aşamada diyorsunuz ki 'keşke daha çok dikkat etseydim, keşke şu kalabalığa karışmasaydım. Keşke çay içmeseydim de maskemi çıkarmasaydım' diyorsunuz. 'Bir musibet bin nasihatten iyidir' derler." ifadesini kullandı.
Öztürk, "geçmiş olsun" demek için arayanları, hastalığı hafife almamaları konusunda uyardığını belirterek, "Sakın 'bana bulaşmaz, bulaşır da bir şey yapmaz' demeyin. Hastalık, bu yaşta hiçbir sağlık problemim olmamasına rağmen beni resmen nefessiz bıraktı.
O açıdan Allah kimseye vermesin, her hastalığa dikkat etmemiz lazım ama Kovid'e kat kat daha çok dikkat etmemiz lazım." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com