?>

Koruyucu aile denedikleri altıncı tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi oldu

Evlat edinmek için gittikleri yuvadan koruyucu aile olarak ayrılan Dilek ve Şükrü Yazıcıgil çifti, 16 aylıkken aldıkları kızlarını sevgiyle büyütürken dünyaya getirdikleri oğullarıyla da 4 kişilik bir aile oldu.

Çevre-Hayat - 1 yıl önce

İstanbul

İstanbul'da yaşayan Dilek Yazıcıgil, 40 yaşındayken bekarların evlat edinebileceğini öğrenince devlet kurumlarına başvurmak istedi ancak babasız çocuk büyütmenin zor olacağını düşünerek bundan vazgeçti.

Daha sonraki süreçte tanıştığı Şükrü Yazıcıgil ile evlenen Dilek Yazıcıgil, çocuk sahibi olabilmek için 5 kez tüp bebek tedavisi gördü. Tedavileri sonuçsuz kalan Yazıcıgil çifti, evlat edinmek için resmi kurumlara başvurdu. Bu süreçte koruyucu ailelik uygulamasından haberdar olan çiftin yolları 16 aylık kızlarıyla kesişti.

Yazıcıgil çifti, gördükleri günden bu yana aralarında bağ oluşan küçük kızın koruyucu ailesi oldu. Kızlarıyla yeni bir hayata başlayan çift, bebeğe kardeş olması için tüp bebek tedavisini bir kez daha denedi. Tedavinin bu sefer olumlu sonuçlanmasıyla erkek çocukları dünyaya gelen aile, 3,5 yaşına gelen kızları ve 18 aylık oğullarıyla mutlu yuvalarında yaşamlarını sürdürüyor.

"Anne baba olarak bizi hemen benimsedi"

Dilek Yazıcıgil, AA muhabirine, evlendikten sonra yaşlarından dolayı çocukları olmadığı için evlat edinmeye karar verdiklerini, ancak çok sıra bekleneceği için koruyucu aileliğe yöneldiklerini anlattı.

Başvurularının üzerinden 6 ay geçmesinin ardından kendilerinden psikolojik, fizyolojik ve yeterlilik testleri istendiği aktaran Yazıcıgil, "Nisan ayının sonunda bir haber geldi. '16 aylık bir çocuk var, düşünür müsünüz?' dediler. Görmeye karar verdik. İlk korkuyla gittim, 'Yapabilir miyim? Anne olabilir miyim?' diye düşündüm. Oraya gittiğimizde bize fotoğrafını gösterdiler. Fotoğrafa aşık olduk. O anda tamam, dedik. Benim korkum kalmadı. 'Biz bu işe devam edelim.' dedik. Gittik, gördük. Gördüğüm anda sanki o beni bekliyormuş gibi bir duyguyla yaklaştı." dedi.

Çocuğu ilk gördüğünde günün bitmesini istemediğini söyleyen Yazıcıgil her görüşmelerinde birbirlerine daha da alıştıklarını anlattı.

Yazıcıgil, işlemler tamamlandığında kızlarıyla birlikte eve giderken farklı duygular yaşadıklarını ve ağladıklarını belirterek "Evi görünce heyecanlandı. Oyuncaklarını dizmiştik. Onlarla oynamaya başladı. Bizim fotoğraflarımıza baktı. Sonra döndü bize baktı. Birkaç gün sonra fotoğraflara gidip anne, baba demeye başladı. Anne, baba olarak bizi hemen benimsedi. O süreçten beri hep beraberiz. Çok güzel bir duygu, iyi ki her şey böyle gelişti." ifadesini kullandı.

Kızlarının bir kardeşi olması için bir kez daha tüp bebek tedavisini deneyerek hamile kaldığını aktaran Yazıcıgil, onun kardeşini hemen benimseyerek çok sevdiğini dile getirdi.

Dilek Yazıcıgil ailesi oldukları kızlarının hayatlarına anlam kattığını belirterek şöyle devam etti:

"Savunmasız bir çocuğun hayatını kurtardım. Ona ışık oluyoruz, yol gösteriyoruz. Böyle devam edeceğiz. Her gün yattığımızda, 'Biz ne güzel bir şey yaptık.' diyoruz. Çok güzel bir duygu, zorlukları var, ileride ne olacak diye düşünüyoruz. Kafamızda biraz belirsizlikler var. Ondan nasıl tepki alacağız, bu duygu bizi biraz korkutuyor. Ama sonra 'Biz sevgiyle her şeyi hallederiz.' diyoruz. Bunun da üstesinden geleceğiz. Zaten o da bunun farkında. Sevgiyi dolu dolu alıyor."

"Soru işaretlerini yavrumuzun ilk fotoğrafını gösterdiklerinde silip attık"

Şükrü Yazıcıgil ise koruyucu aile kavramının Türkiye'de çok bilinmediğini, çevrelerindekilere bu durumu anlatmaya çalıştıklarını anlatarak "İnsanların kafasında sorular oluşuyor. Biz, bütün o soru işaretlerini yavrumuzun ilk fotoğrafını gösterdiklerinde silip attık. 'Hemen gidip görmeliyiz, almalıyız.' dedik. Onu gördüğümüzde de zaten hiçbir şey aklımızda kalmadı. Ben babayım. Bir tane kızım, bir tane de oğlum var. Hiçbir fark yok bizim için." dedi.

Yazıcıgil, kızlarının kendilerinden geri alınması korkusunu yaşadıklarını ifade ederek, ancak onunla geçirdikleri bir günün bile hayatlarına değer ve anlam kattığını dile getirdi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Filistin Kızılayı: Gazze'deki Kudüs Hastanesi çevresi 2 saattir yoğun bombardıman altında

2023-11-02 00:02 - Dünya

Karabük Üniversitesi, askeri amaçlı yüksek çözünürlüklü yerli ve milli ekran teknolojisi üretecek

2023-11-03 09:08 - Teknoloji

Bakan Bayraktar: Gazprom ile gaz ticaret platformunu görüşüyoruz

2023-11-01 19:19 - Özel Haber

Kuzey Makedonya'dan uzanan kardeşlik bağı, depremden etkilenen Malatya'daki okulda yaşatıl

2023-10-31 13:38 - Çevre-Hayat

Türkiye'de 2002'den bu yana 74 bin 704 organ nakli gerçekleştirildi

2023-11-07 10:32 - Sağlık

İnsansız araçları milli yazılımlar konuşturuyor

2023-11-02 16:38 - Teknoloji

Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, PFDK'ye sevk edildi

2023-10-31 22:32 - Spor

Adana'daki İncirlik Üssü önünde İsrail protesto edildi

2023-11-05 17:58 - Gündem

Gazze'de bir ayda öldürülenlerin sayısı Rusya-Ukrayna Savaşı'nın 20 aylık bilançosunu aştı

2023-11-06 22:55 - Analiz/Röportaj/Dizi/Tefrika

Türk savaş gemileri "görünmeyen tehditlere" karşı emin ellerde

2023-10-31 11:43 - Teknoloji

İlgili Haberler

Kars'ta ‘Sarıkamış şehitleri’ için temsili nöbet tutuldu

22:37 - Çevre-Hayat

Palandöken Kayak Merkezi'nde hafta sonu yoğunluğu yaşanıyor

16:33 - Çevre-Hayat

Sarıkamış şehitleri, harekatın 110'uncu yılında anılacak

16:27 - Çevre-Hayat

Ağrı'da sulak alanlar buz tuttu

14:53 - Çevre-Hayat

Kartalkaya'da hafta sonunda kayak keyfi

13:43 - Çevre-Hayat

Günün Manşetleri

Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş: Öyle böyle maçın sonunda 3 puanla ayrılmak önemliydi

23:42 - Spor

Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi için kuvvetli sağanak uyarısı

23:32 - Gündem

Kars'ta ‘Sarıkamış şehitleri’ için temsili nöbet tutuldu

22:37 - Çevre-Hayat

Gençlik ve Spor Bakanı Bak, Malatya'da gençlerle buluştu

22:32 - Gündem

Sırbistan'daki hükümet karşıtı öğrenci gösterisine on binlerce kişi destek verdi

22:08 - Dünya