Kamuoyunda, tavukçuluk sektörüne dair bilimsel dayanağı olmayan bilgi kirliliği, zaman zaman tavuk eti tüketimini olumsuz yönde etkiliyor.
Tavukların, 42 gün gibi kısa bir zaman diliminde ortalama 2-2,5 kilogram ağırlığa ulaşması, tüketicide tavuklarda antibiyotik veya hormon kullanıldığı endişesine yol açıyor. Oysa piliçlerin hızlı büyümesi, genetik potansiyellerinin yüksekliğinden kaynaklanıyor.
Kanatlı et tüketimi 2000 yılında kişi başı 9,34 kilogram olarak belirlenirken, bu rakam geçen yıl 21,13 kilograma ulaştı.
Kanatlı et ihracatı ise 2013 yılında 395 bin 694 tonken, geçen yıl ihracat 505 bin 741 tona yükseldi.
"Tavukçuluk en fazla denetlenen sektör"Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, en ekonomik ve sağlıklı protein kaynağı olan tavuk ile ilgili kamuoyunda oluşturulan yanlış algıya açıklık getirdi.
Prof. Dr. Kılıç, tavukçuluk sektörünün Türkiye'de en fazla denetlenen sektör olduğunu, sanayi şeklinde kurulduğunu ve her aşamasının onlarca sistem tarafından denetlendiğini söyledi.
Tavukta da antibiyotik kullanıldığı zamanlar olduğunu belirten Prof. Dr. Kılıç, "Ama hiçbir antibiyotik kullanılmış tavuk, sofraya gelmez. Çünkü arınma süreleri var. Üreticiler buna riayet eder. Her kesimde örnek alınır." dedi.
Türkiye'de Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığının denetiminde 10-15 civarında büyük kesimhane bulunduğunu, bu kesimhanelerin hepsinde bakanlığın personelinin görev yaptığını aktaran Prof. Dr. Kılıç, her kesim aşamasında numune alındığını ve incelendiğini ifade etti.
Alınan numunenin sonuçlarında, bir antibiyotik kalıntısı veya başka bir hormon benzeri kimyasal kalıntı bulunması halinde bunun ağır cezaları olduğuna ve ürünün tüketime sunulmayarak, itlaf edildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:
"Dolayısıyla Türkiye'de en kontrollü sektör tavuk sektörüdür. Vatandaşın bundan asla çekinmemesi lazım. Fakat ne yazık ki bu sektörle hiç alakası olmayan, bu sektörün gerektirdiği ilme ve bilme sahip olmayan, benim birçoğuna da 'şarlatan' diyebileceğim bilim adamı görüntüsündeki adamların, göz bebeği gibi baktığımız, büyüttüğümüz, ihracat yaptığımız, yüz binlerce insana istihdam oluşturduğumuz, ucuz ama kaliteli protein ürettiğimiz bir alana laf etmelerinden son derece şikayetçiyim. Dolayısıyla bu sektörde Türkiye'de tabiri caizse laf söylemesi gereken belki 5 kişi varsa, onlardan biri benim. Hem bu işin bilimini yapan, hem eskiden yetiştiriciliğini yapan hem de sektörün her tarafında bulunan biriyim."
"Vatandaşlar korkmadan tüketebilir"Vatandaşların bir protein kaynağı olan tavuğu korkmadan tüketebileceğini dile getiren Prof. Dr. Kılıç, "Çocuklarınıza, kendinize bolca ikram edin, proteini bolca alın. Çünkü özellikle dar gelirlilerin en kolay ulaşabileceği protein kaynağı ve insan sağlığına en uygun protein kaynaklarından biri beyaz ettir." dedi.
Prof. Dr. Kılıç, tavuk yetiştiriciliğinde hormon kullanıldığı iddialarına ilişkin ise bunun doğru olmadığını dile getirerek, şu bilgileri aktardı:
"Tavuklar 42 günde kesim yaşına geliyor. Bu, 100 yıldır yapılan seleksiyonların bir sonucudur. Örneğin 100 kümesiniz var, orada gözlüyorsunuz ikisi diğerlerinden daha hızlı büyüyor. Bu ikisini alıyorsunuz ve yeni jenerasyonlar geliştiriyorsunuz. Yeni bir 100 kümesiniz daha oluyor. Burada da bakıyorsunuz, bazıları hastalıklara daha dayanıklı, daha iyi kilo alıyor. Bunları selekte ede ede ve çok iyi şartlarda besleyerek, strese sokmadan en kaliteli yemlerle bu hale getiriyorsunuz.
Hormon pahalı bir şeydir. Tavuklara hızlı büyüsünler diye hormon verildiğini iddia edenler, hormonun maliyetinin ne olduğunu bilmeyen adamlardır. Bir hormon kullanmak, bir tavuğun fiyatından daha pahalıya gelebilecek bir şeydir. Dolayısıyla tavukçuluk sektöründe hormon kullanmak ekonomik bir şey de değildir, olabilecek bir şey de değildir. Her kesimde kontrolleri vardır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com