ANKARA - Sultan Çoğalan
Körfez'in petrol zengini ülkesi Kuveyt, dünyada bilinen ham petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 10’una sahip ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliğinin (OPEC) 5. büyük petrol üreticisi konumunda.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, son olarak iki yıl önce gittiği Kuveyt'i 8-9 Mayıs tarihlerinde tekrar ziyaret edecek olması kamuoyunun dikkatini bu ülkeye çevirmesine yol açtı.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, El-Sabah ailesi tarafından yönetilen bir meşruti monarşi sistemine sahip Kuveyt, 1961'de İngiltere'den bağımsızlığını kazandı. Petrol zengini ülkenin yüzölçümü 17 bin 818 kilometrekare.
Toplam nüfusu 4 milyon 453 bin olan ülkenin yüzde 30'u Kuveytli, yüzde 28'i diğer Arap ülkelerinden gelenler, yüzde 38'i Asya kökenliler ve yüzde 4'ü ise diğerler etnik gruplardan oluşuyor. Nüfusun yüzde 77,6'sı Müslüman olan ülkede Hristiyan, Hindu ve farklı gruplar da bulunuyor. Resmi dilin Arapça olduğu ülkede İngilizce de yaygın olarak konuşuluyor.
Petrol ve doğalgaz gelirleri GSYİH'nin yüzde 70'i
Bağımsızlığının ardından petrol üretimi artan ülke, 1990'da Irak tarafından işgal edildi. İşgal, ABD'nin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin 1991'deki "Çöl Fırtınası Harekatı"nın ardından sona erdi.
Dünyada bilinen ham petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 10’una sahip Kuveyt’in ispatlanmış petrol rezervleri 101,5 milyar varil, doğalgaz rezervleri ise yaklaşık 1,8 trilyon metreküp. Petrol ve doğalgaz gelirleri ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nın (GSYİH) yüzde 70’ini oluşturuyor. Kuveyt'in, günlük mevcut petrol üretimi 2,7 milyon varil. Bu miktarı 2040 yılına kadar kademeli olarak arttırarak 4,75 milyon varile çıkarmayı hedefleyen Kuveyt, OPEC'in 5. büyük petrol üreten ülkesi.
Kuveyt'in 2035 yılına kadar bölgede iş, ulaşım ve kültür merkezi haline gelmesi hedefleniyor.
Ülkenin siyasi görünümü
Meşruti monarşinin hüküm sürdüğü ülkeyi Sabah Bin Cabir’in 1756 yılında Emir seçilmesinden bu yana El-Sabah ailesi yönetiyor. Kuveyt Anayasasına göre, El-Sabah ailesinde kalması öngörülen Emirliğin Mubarak El-Sabah’ın soyundan gelmesi gerekiyor. Daha önce tek bir kişide toplanan veliaht prenslik ile başbakanlık makamları, 2003 yılında birbirinden ayrıldı.
Ülkede çeşitli siyasi gruplaşmalar mevcut. Bunların bir kısmı seçimle gelen milletvekillerinden oluşan 50 sandalyeli Ulusal Mecliste temsil edilirken, aşiretler siyasal ve sosyal yapıda önemli yer tutuyor.
Yürütme yetkisi 1962 Anayasası ile Devlet Başkanı olarak Emir’e verilirken, Emir, bu yetkiyi Bakanlar Kurulu aracılığıyla kullanıyor. Emir ayrıca Anayasa gereği 1963 yılında kurulan Ulusal Meclisi feshetme yetkisine de sahip.
Ülkede 2005 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilirken, 16 Mayıs 2009'da yapılan seçimlerde ilk defa dört kadın milletvekili Ulusal Meclise girmeyi başardı.
Yasama yetkisinin Ulusal Meclisin elinde olduğu ülkede, Meclis dışından kabineye atanan bakanlar da parlamentoda yer alarak seçilmiş milletvekili gibi oy kullanabiliyor. Yasalar, Emir’in onayıyla yürürlüğe giriyor. Bakanlar Kurulu, Emir tarafından atanıyor. Başbakan ve Bakanlar Kurulu Emir’e karşı sorumluyken, Ulusal Meclise karşı sorumlulukları bulunmuyor.
İki ülke ilişkileri
Kuveyt’e Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği'nin akredite edilmesiyle 1964'te Kuveyt ile diplomatik ilişkiler tesis edilmeye başlandı. Kuveyt'te ise büyükelçilik 1971'de hizmete girdi. Kuveyt’in Ankara’daki Büyükelçiliği 1972 yılında, İstanbul’daki Başkonsolosluğu ise 2005 yılında faaliyete geçti.
Türkiye ile ilgili iç ve dış gelişmelerin yönetim, basın ve kamuoyu tarafından yakın ilgiyle takip edildiği Kuveyt'te, Türkiye önemli bölgesel bir güç olarak görülüyor. Kuveyt'te Türkiye'nin, 1990'da Irak'ın işgali sırasında Kuveyt'e verdiği destek hiçbir zaman unutulmuyor.
Kuveyt yönetimi, Türkiye ile ilgili konularda da olumlu ve dostça bir çizgi sürdürüyor. Taraflar arasındaki ilişkiler son yıllarda başta devlet başkanları, başbakanlar ve dışişleri bakanları düzeyinde olmak üzere yoğunlaşarak üst düzey ziyaretlerle ivme kazandı.
Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Ahmed Cabir El Sabah’ın 20-22 Mart tarihlerinde Türkiye'ye yaptığı ziyaretle ikili ilişkiler daha da güçlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt'i en son 27-28 Nisan 2015'te ziyaret etmişti. Emir El Sabah'ın son Türkiye ziyareti sırasında turizm, askeri istihbarat, İslam işleri ve evkaf ile Kuveyt Fonu ile Kilis ve Şanlıurfa Büyükşehir belediyeleri arasında Suriyeli mültecilere yönelik hibe anlaşması ve mutabakat zaptı imzalanmıştı.
Başbakan düzeyinde son ziyaret ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde 10-11 Ocak 2011'de gerçekleşmişti.
Türkiye, Kuveyt'in öncelikli yatırım hedefleri arasında
Kuveyt’te Türk sermayeli 7 firma faaliyet gösteriyor. Türk firmalarının bugüne kadar Kuveyt'te üstlendikleri 30 projenin toplam bedeli yaklaşık 6,5 milyar dolar.
Ülke, 2005'ten bu yana Türkiye'yi, Çin başta olmak üzere, Mısır, Vietnam ve Fas’ın da aralarında bulunduğu 7 ülkeyle birlikte öncelikli yatırım hedefleri arasında belirledi. Kuveyt bu çerçevede, Türkiye'de birçok özelleştirme ve yatırım projesini yakından takip ederken, Kuveyt kaynaklı doğrudan yabancı sermaye girişinde önemli artış gözlemleniyor.
Kuveyt'ten Türkiye'ye yönelik doğrudan yatırım miktarı 2002-2015 döneminde 1,64 milyar, geçen yıl ise 22 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye'ye yatırım yapan Kuveyt firmaları genel olarak, finans, gayrimenkul, ticaret ve endüstri alanlarında faaliyette bulunuyor. Kuveyt firmaları son dönemde Türkiye'de özelleştirme ve şirket satın alımlarına giderek artan şekilde ilgi gösteriyor.
Türkiye'nin karşı tarafa ihraç ettiği başlıca ürün demir-çelik olurken, halılar, süt ve süt ürünleri, makine, cihazlar ve yedek parçaları diğer ihracat kalemleri arasında bulunuyor.
THY, Pegasus ve Atlasjet, İstanbul, Antalya, Bursa, İzmir ve Trabzon'dan Kuveyt'e haftada 37 sefer gerçekleştiriyor. Yaklaşık 4 bin 500 Türk, Kuveyt'te yaşıyor. Türkiye'yi geçen yıl ziyaret eden Kuveytli sayısı ise 179 bin.
Kuveyt, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine karşı Türkiye'ye desteğini sunan ülkelerin başında gelmişti. Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Ahmed Cabir el Sabah, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "meşru başarı, demokratik zafer ve Türk halkının iradesi" dolasıyla tebrik telgrafı göndermişti.
dikGAZETE.com