Genelkurmay karargahında komutanları derdest eden Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) timinin komutanı eski kurmay albay Fırat Alakuş, 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen 224 sanıklı Genelkurmay çatı davasında karar açıklandı.
Sanıklar arasında yer alan sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi eski kurmay albay Fırat Alakuş, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edildi.
Genelkurmay karargahında komutanları derdest eden eski kurmay albay Fırat Alakuş, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapıyordu.
Alakuş, örgütün firari "TSK imamı" Adil Öksüz öncülüğünde 6-9 Temmuz 2016'da Ankara Konutkent’teki villada yapılan darbe planı toplantılarına katıldı. Toplantıda, örgütün mahrem imamları tarafından Alakuş'a Genelkurmay karargahının ele geçirilmesi ve komuta kademesindeki paşaları derdest etme görevi verildi.
Önceden belirlediği 51 ÖKK personeliyle saat 20.00'de Akıncı Üssü'ne gelen Alakuş, darbenin planlanan saatinin değişmesi üzerine 32 bordo bereli seçerek otobüsle Genelkurmay Başkanlığına doğru yola çıktı. Darbeci askerler, karargaha saat 21.21'de Güney Nizamiye'den giriş yaptı. FETÖ'cü hainlerin bir kısmı komuta katına ilerlerken bir kısmı da çevre emniyetini sağlamak için kışlanın çeşitli bölgelerinde mevzilendi.
O sırada karargaha giriş yapmak isteyen Kara Kuvvet Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Alakuş'un komutasındaki darbecilerce derdest edildi. Çolak'ın yakın koruması Topçu Kıdemli Başçavuş Bülent Aydın aynı ekipçe şehit edildi. Aydın, darbe girişiminin ilk şehidi oldu.
Alakuş’un başını çektiği darbeciler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın derdest edilmesinde de rol aldı.
Darbe girişiminden sonra Akar, savcılıkta verdiği ifadede, Alakuş'u tasvir ederek, "Bir müddet sonra 'gidiyoruz' diyip beni aldılar. Kapıdan çıktığımda tam teçhizatlı, kafasında çelik miğfer ve silahlı bir şekilde, ürkütücü bir yüz ifadesiyle karşıma çıkan asker şahıs dikkatimi çekti. Sonradan bu kişinin kurmay albay Fırat Alakuş olduğunu öğrendim." dedi.
Orgeneral Akar'ın derdest edilmesinden sonra Alakuş ve beraberindeki darbeciler, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın ellerini ve gözlerini bağlayıp darbenin merkez üssüne götürülmelerini sağladı.
Darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasının ardından Alakuş ve beraberindeki darbeci personel sabah emniyet güçlerine teslim oldu.
Alakuş, gözaltına alındığında verdiği ilk ifadede, "Ben ve birliğim, tevdi edilen terör tehdidine karşı Genelkurmay Başkanlığının emniyeti için emir ve komuta içinde harekata iştirak ettik." diye konuştu.
Darbeyi engellemek için ellerinde Türk bayraklarıyla kışlaya giren vatandaşları "terör tehdidi olarak algılayan" FETÖ'cü Alakuş, mahkemede, darbe teşebbüsü olduğundan, TRT'de darbe bildirisi okunduğu zaman haberdar olduğunu ileri sürdü.
Mahkeme Başkanının, "Anladın da niye sabaha kadar durdunuz orada, darbe suç değil mi? Karışmasaydın, tuzağa düşmeseydin?" sorusunu yöneltmesi üzerine Alakuş, "Bana verilen bir görev var, ondan dönüş var mı? Darbe teşebbüsünü anladım, göreve devam ettim. Darbenin kim tarafından yapıldığını tam netleştiremedim." iddiasında bulundu.
Alakuş'un Özel Kuvvetler Komutanlığındaki odasında yapılan aramada zarfta "darbe123" yazılı not kağıtları bulundu.
Alakuş, mahkeme huzurunda, bunların bilgisayar şifreleri olduğunu öne sürerek "1996'da bana ilk verilen telsiz kodu 'darbe' idi. 'Akılda kalan hususları şifre yapın.' denmişti. Ben de 'darbe' kelimesini klavyede de kolay yazıldığı için bilgisayar şifresi olarak seçtim." şeklinde yalanlarına devam etti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com