ANKARA
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanıklardan eski astsubay Adem Gül, darbe girişiminden önce izinli olduğunu, 11 Temmuz’da mesaisine döndüğünü anlattı. Gül, 15 Temmuz'da kendisine terörle mücadelede gazi olan bir subaya refakatçilik etmesi emri verildiğini, tim komutanı tarafından da 15 Temmuz akşamı koruma tatbikatı yapılacağının söylendiğini bildirdi.
Bu kapsamda emir gereği Muhafız Alayına gittiğini söyleyen Gül, "Olayların farklı bir amaca hizmet ettiğini anladıktan sonra amirime ulaşmaya çalıştım ama ulaşamadım. Giriş çıkışların yasak olmasından dolayı da Muhafız Alayını terk edemedim. Alay içerisinde darbeye yönelik bir faaliyet görmediğim için kalabalıktan uzakta sabaha kadar bekledim." ifadelerini kullandı.
Muhafız Alayından helikopterle Akıncı Üssü'ne götürülmesine dair de "Özel Kuvvetlere gittiğimizi zannediyordum." savunmasını yapan Gül, Akıncı'ya gittikten sonra kaotik ortamdan ötürü buradan ayrıldığını ve polise teslim olduğunu öne sürdü.
Hiçbir kanunsuz emri yerine getirmediğini iddia eden Gül, hakkındaki örgüt üyeliği iddiasını da kabul etmeyerek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
"Çıkmama izin verilmedi"Eski astsubay Fatih Arslan, TÜRKSAT baskını davası ve Muhafız Alayı davasının da sanıklarından olduğunu beyan ederek savunmasına başladı.
Arslan, darbe girişiminden önce subaylık sınavını kazandığı için Harp Okulu kursiyeri olduğunu, o hafta raporlu olmasına rağmen alt devresi İbrahim Yılmazbaş'ın tatbikat olacağını söylemesi üzerine sicil amirlerince kötü intiba olmaması için göreve gittiğini ifade etti.
Birliğe gittiğinde telefondan darbe girişimine ilişkin haberleri gördüğünü ve tatbikat emrini verdiği söylenen albay Harun Olgun’un yanına gittiğini belirten Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendisine telefondan gördüğüm, yaşananları sordum. O bana 'Ben de bilmiyorum, anlamaya çalışıyorum,' dedi. Tedirgin olduğum için gitmek istediğimi söyledim. 'Hayır gidemezsin.' dedi. Bunun üzerine tabancamı çıkarmak istedim ancak etraftakiler beni etkisiz hale getirip ağacın altına götürdüler. Orada ne kadar beklediğimi bilmiyorum. Daha sonra da gelen helikoptere bindirilerek Akıncı Üssü’ne götürüldüm."
Akıncı Üssü'nde de bir odaya kapatıldığını ve darbeye ilişkin bir faaliyette bulunmadığını iddia eden Arslan, suçsuz olduğunu öne sürdü.
İddianameye yansıyan eski Akıncı Üs Komutanı Hakan Evrim'le aralarındaki MASAK kaydı konusunda da savunma yapan sanık Arslan, "Ben Hakan Evrim'i ilk defa burada görgüm. İddianameye bu kaydın kasıtlı olarak yazıldığını düşünüyorum." diyerek kendisini savundu.
Kod adı "Bekir"Daha sonra sanık Abdülbaki Ayday, savunması için huzura alındı. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca Ayday hakkında "FETÖ üyeliği" iddiasıyla dava açıldığını ve mevcut dava dosyasıyla birleştirmesine karar verildiğini açıkladı.
Giray, birleştirilen iddianamede sanık Ayday hakkında, FETÖ üyesi olduğu ve polislik sınavına giren örgüt mensuplarına ders verdiği, örgütte "Bekir" kod adını kullandığı ifadelerinin bulunduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına arkadaşı eski Üsteğmen Serdar Tanışık'ın ricası üzerine gittiklerini, Tanışık'ı bıraktıktan sonra alaydan çıkmak istediklerini, fakat nizamiyede bulunan tam teçhizatlı askerlerin çıkışlarına izin vermediğini söyleyen Ayday, tartıştıkları bu askerlerin kendilerini ağaçlık bir alanda tuttuğunu, sabaha karşı, Özel Kuvvetler Komutanlığına gidileceği söylenerek helikopterle Akıncı Üssüne götürüldüklerini, hava aydınlanınca üsten çıkıp polise teslim olduğunu öne sürdü.
Ayday, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "Siz bir adama iyilik ediyorsunuz. Kışlaya getiriyorsunuz. Yürümesin diye içeri kadar giriyorsunuz. Dışarı çıkacaksınız, çıkamıyorsunuz. Serdar Tanışık 'Bunlar beni getirdi, bırakın çıksınlar' demiyor mu? 'Bunlar tatbikata gelmediler. Sadece beni bıraktılar.' dese belki de sizi bırakacaklar." demesi üzerine Ayday, bu olayın Tanışık'ı bırakıp nizamiye geldikleri sırada meydana geldiğini söyledi. Mahkeme Başkanının, "Tanışık'ı aramak aklınıza gelmedi mi?" sorusu üzerine, "O an şoka girmiştim. Bizi bırakacaklarını söylediler. Ama bir türlü bırakmadılar. O yüzden aramadım." dedi.
Muhabir: Serdar Açıl,İsmet Karakaş
dikGAZETE.com