Sivas
Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun olan 34 yaşındaki Fatih Durna, 6 yıl önce bıçak ustası kardeşinin yanında çalışmaya başladı.
Ateşin korundan etkilenen Durna, burada büyük ve küçükbaş hayvanlara ait boynuzlardan kemik tarak yapmayı öğrendi.
Merkeze bağlı Günören köyüne 2020 yılında atölye kuran Durna, daha sonra şehir merkezindeki bir iş hanında açtığı 30 metrekarelik atölyesinde kemik tarak üreterek unutulmaya yüz tutmuş mesleğini yaşatmaya başladı.
Fatih Durna, Sivas'ta kemik tarakçılık mesleğini icra eden tek kişinin kendisi olduğunu söyledi.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün desteği ile kemik tarak ustalığını yaşatmaya çalıştığını belirten Durna, Bakanlığın desteğiyle yetiştirmek için yanına bir çırak aldığını ifade etti.
Gençlerin el sanatlarıyla uğraşması için çaba gösterdiğini anlatan Durna, "Benden önce bu mesleği İhsan amca yapıyordu, o da bir süre önce rahmetli oldu. Onun dışında maalesef yapan yok." dedi.
Kemik tarak üretiminin iş yükünün biraz fazla olduğunu dile getiren Durna, şunları kaydetti:
"Talepleri karşılamakta zorlandığım için hemen hemen her günüm yoğun geçiyor ama sonuçta keyifli bir iş, hem yaptığımız işten para kazanıyoruz hem de keyif alıyoruz.
Günlük 25-30 arasında tarak yapıyorum. Yaptığımız taraklar genelde yurt içinden ve yurt dışından talep görüyor ama önceliği Sivas'a veriyoruz.
Çalıştığımız birkaç kurum var. Elimizden geldiğince ara ara kıramadığımız kişilere de gönderiyoruz."
Durna, yurt dışından da talep olduğunu, gurbetçi vatandaşlar ve sosyal medya aracılığıyla İsviçre, Almanya, Fransa, Azerbaycan, Endonezya, İtalya ve İsrail'e ürün gönderdiğini belirtti.
Tarakta kullandığı kemiklerin bir nevi geri dönüşüme katkı sağladığını söyleyen Durna, "Küçükbaş hayvanlarımız kesildikten sonra boynuzlarını toplayıcılardan alıyoruz. Daha sonra da işleyip vatandaşın kullanımına uygun hale getiriyoruz." diye konuştu.
Durna, Sivas'ta bıçakçılık, yemenicilik, dokumacılık gibi unutulmaya yüz tutmuş mesleklerin yaşatıldığını belirterek, ustaların iş yoğunluğundan kendisine zaman ayıramayacak durumda olduğunu söyledi.
"En önemli kısmı boynuzu açmak"
Unutulmaya yüz tutmuş meslekleri icra eden ustaların yaptığı ürünlerin gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında rağbet gördüğünü söyleyen Durna, gençlerden el sanatlarını en azından hobi olarak yapmalarını istedi.
Boynuza şekil verdiğini ancak deseninin doğal olarak ortaya çıktığını ifade eden Durna, "Tabiat bize ne sunarsa biz onu kullanıyoruz. Yaptığımız ürün son aşamaya gelip bitine kadar nasıl bir desen çıkacağını, ne çıkacağını biz de tam olarak kestiremiyoruz. Onun içerisinden farklı bir şey çıktığı zaman bu ayrı bir keyif oluyor ve ayrı bir haz veriyor insana." diye konuştu.
Durna, kemik tarağın yapım aşamasını şöyle anlattı:
"Boynuzları topladıktan sonra yaklaşık 4 yıl kuramaya bırakıyoruz. Kuruduktan sonra tarak yapılacak halde kesiyoruz ve ısıl işlemden geçirip presliyoruz.
En önemli kısmı boynuzu açmak, yani plak haline getirmek. Plak haline getirdikten sonra çeşitli törpülerden ve zımparalardan geçiyor.
Daha sonra tarağın dişini açıyoruz ve uçlarını sivriltip daha ince zımparalardan geçirip müşterinin kullanımına hazır hale getiriyoruz."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com