Kayseri
Diyanet İşleri Başkanlığına Diyanet Akademisi bünyesinde Türkiye'nin 12 ilinde bulunan ihtisas merkezleri, din adamlarının daha ileri düzeyde eğitim almaları amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor.
Türkiye'de müftü, vaiz ve daha üst görevlerde hizmet yürütecek personelin nitelik ve yeterlilik bakımdan en iyi şekilde eğitildiği merkezlerden Kayseri, Ankara ve Denizli'de ise farklı ülkelerden gelen yabancı öğrenciler de ağırlanıyor.
Kayseri Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Dr. Abdulkadir Kabdan, ihtisas merkezlerinin geçmişinin uzun yıllara dayandığını ve buralarda alanında en iyi personelin görev yaptığını söyledi.
Nitelikli personel yetiştirmek için gayret ettiklerini belirten Kabdan, "Dini yüksek ihtisas eğitimi yaklaşık 3 yıla kadar uzanan süreç. Bu eğitim süreci önce Arapça eğitimi, hazırlık bölümü, daha sonra temel ilimler bölümü olarak iki safhada gerçekleştirilmektedir. İçinde bulunduğumuz kurum, başkanlığımızın nitelikli ve donanımlı müftü, vaiz ve din görevlisi yetiştirme amacına matuf bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır." diye konuştu.
Kabdan, ihtisas merkezlerine yurt içinden ve yurt dışından yoğun ilgi olduğunu, belirlenen kriterleri taşıyan kişilerden yapılan sınavlardan başarılı olanları kursiyer olarak kabul edebildiklerini dile getirdi.
"Bunlar gönül coğrafyamızdan gelen öğrencilerimiz"
Diyanet İşleri Başkanlığının son dönemde farklı ülkelerde önemli görevler yürüttüğünü vurgulayan Kabdan, şunları kaydetti:
"Merkezimizde 33 misafir kursiyerimiz bulunmakta. Bunlar gönül coğrafyamızdan gelen öğrencilerimiz.
Başta Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Afganistan, sonra Başkurdistan, daha önceki dönemlerde Arnavutluk, Makedonya, Bangladeş ve Özbekistan gibi ülkelerden öğrenciler geliyor. Daha önceki dönemlerde Mısır'a rağbet çok iken şu anda yüzlerce öğrenci Türkiye'de okuyabilmek için sırada bekliyor.
Misafir öğrencilerimiz ihtisas eğitimlerini tamamladıktan sonra tekrar ülkelerine dönerek hem din hizmetlerini yürütüyor hem de gönül elçisi olarak köprü vazifesi yapıyor."
Kabdan, şu an 115 öğrenci olan merkezde gelecek dönem imam, müezzin kayyım ve Kur'an kursu öğreticilerine yönelik de programlar uygulanacağını, bu sayının 200'ü geçeceğini sözlerine ekledi.
"Köprü olmaya çalışacağız"
Bangladeşli Muhammed Aminül İslam da araştırma sonucu Türkiye'ye gelmeye karar verdiğini söyledi.
Bir alimin okuması gereken bütün dersleri gördüklerini anlatan İslam, "Türkiye, Asya ile Avrupa eğitim sistemini birleştirmiş bir ülke. Benim memleketimde bu tür ilimler var ama Türkiye'de Bangladeş'te olmayan bir şey var, o da akli ile nakli ilimleri birleştirmek. Bu bizim için olumlu bir şey. Benim hedefim burayı bir an önce bitirip ülkeme giderek bu tür eğitimleri orada uygulamak. Madem biz Müslüman bir milletiz, ilmi alışverişte bulunmaya, köprü olmaya çalışacağız." diye konuştu.
Afganistanlı Muhammed Monir Firoozi de Türkiye'nin İslam alemine güzel örnek olduğunu anlattı.
Eğitimini tamamladıktan sonra ülkesine döneceğini aktaran Firoozi, "Burada akli ve nakli deliller var. Kur'an ve hadis nakli deliller ama bununla beraber akli delilleri de bize öğretiyorlar. Bu bizim için çok önemli. İnşallah Afganistan'a gittiğimiz zaman bunları insanlara, öğrencilere aktardığımız zaman bir fayda göreceğiz. Türkiye ile Afganistan arasında bir bağ kuracağız ve aynı bunun gibi güzel bir eğitim, ihtisas merkezini orada da hayata geçireceğiz." dedi.
Kazakistanlı Nurbol Abubakırov ise ülkelerine Osmanlı'dan kalma köklü bir eğitimi alarak döneceklerini söyledi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com