İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, yaptığı açıklamada, 1960'lı yıllarda Japon çocuk hekimi Tomisaku Kawasaki tarafından tanımlanan Kawasaki hastalığının başlangıç bulgularıyla bir enfeksiyonu düşündürttüğünü ancak hastalığın enfeksiyondan çok farklı bulgularla da seyrettiğini anlattı.
Hastalığın belirtilerine değinen Kasapçopur, şu bilgileri verdi:
"Hastalık ateşli bir tabloyla ilerliyor. Çocuklarda kullanılan antibiyotiklere ve ateş düşürücülere karşın 5 günden fazla süren bir ateş oluyor. Ateşe eşlik eden gözlerde iltihaplı olmayan çok yoğun kızarıklık, dudaklarda ciddi çatlaklar, gövdede döküntü, el ve ayaklarda şişlik ve boyunda bezeler oluyor.
Bunlara bakıldığında gerçekten enfeksiyonu düşündürtüyor ama aslında bir damar iltihabı yani bir vaskülit. Orta boy damarları tutan bir vaskülit. Hastalık başlangıçta tanınacak olursa İVİG adlı bir serum ile birlikte olan bir tedavisi var, Türkiye'deki çocuk hekimlerinin hepsi tanıyor bu hastalığı, bu tedaviyle hastalık hızla düzeliyor. Hastalık o anda tanınamayacak olursa ve ilerlerse, çocukluk çağında edinsel koroner arter hastalığı oluşturan en önemli nedenlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor ve çocuklarda çok ciddi koroner arter hastalıkları yapabiliyor."
Kasapçopur, Kawasaki hastalığının çocuklarda ikinci sıklıkta görülen damar iltihabı olduğunu dile getirerek, "Biz bunu her yıl belli oranlarda görüyoruz. Çocuklarda ortalama sıklıkta gördüğümüz bir vaskülit. Görüyoruz, tanıyoruz ve tedavi ediyoruz." dedi.
"Aynı şekilde klinik bulguların olduğu söylendi"
Kovid-19'u, "Hiç tanımadığımız bir düşman" şeklinde tanımlayan Kasapçopur, geçen ay sonunda İngiltere'de Kawasaki hastalığına benzer bulgularla süregelen bir olgu yayımlandığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bu olguda aynı şekilde klinik bulguların olduğu söylendi. İngiliz hekimler bir uyarıda bulundu. Avrupa'da Kawasaki hastalığıyla koronavirüs arasında bir ilişki olabileceği söylendi. Kawasaki'nin en çok karıştığı hastalıklardan birisi de -yine burada söz edilen- toksik şok sendromu. Toksik şok sendromunda da bir yerde enfeksiyon oluyor ve bu enfeksiyon toksinleri salgılıyor. Bu toksinler aracılığıyla da Kawasaki benzeri bir tablo karşımıza çıkıyor. Bu iki klinik tablo karışabiliyor. Koronavirüse bağlı olarak da böyle bir tablo olabileceği söylendi. Şimdiye kadar yayımlanmış bir tane olgu sunumu var. 6 aylık bir bebek, Kovid-19 pozitif ve Kawasaki hastalığı bulgularına sahip. Kawasaki hastalığını tedavi ettiğimizde hastalık da ortadan kayboluyor."
Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, Türkiye'deki çocuk hekimlerinin Kawasaki hastalığını çok iyi ve rahatlıkla tanıdığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Tanı konulup tedavi edilebilen ve herhangi bir sorun yaratmadan ortadan kaldırabilen bir hastalık. Koronavirüs pandemisi ile birlikte artmış sayıda olgumuz yok. Cerrahpaşa'da her yıl gördüğümüz kadar vaka görüyoruz.
Koronavirüsle ilgisi aslında Kawasaki'nin de nasıl oluştuğunu bilmememiz. Bu hastalığın en önemli oluşum teorisi, süper antijen teorisi. Vücuda giren viral enfeksiyonlar, karşımıza ciddi olarak oluşan tablolarla enfeksiyonlar çıkarabiliyor. Yeni olgular yok ama biz de çok duyarlıyız ve bütün çocuk hekimlerimiz de bunun farkında. Şu anda oluşabilecek tablonun koronavirüs enfeksiyonuyla bir ilişkisi var mı yok mu diye araştırıyoruz."
"Çocuğun ateşi 2 günde düşmüyorsa mutlaka hekime başvurulmalı"
Koronavirüs ve Kawasaki hastalığı ilişkisi konusunda korku algısı oluştuğuna işaret eden Kasapçopur, aileleri şöyle uyardı:
"Ailelerin uyanık olmasında yarar var. Çocuğun ateşi 2 günde düşmüyorsa mutlaka hekime başvurulmalı. Bu ülkede 6 bin civarında çocuk hekimi var ve hepsi Kawasaki hastalığını çok iyi tanır. Hızla tedavisini planlar, gerek olursa çocuk romatoloji uzmanlarına gönderebilir. Antibiyotiklere yanıtsız olan ateş, gözlerde kızarıklık, gövdede döküntü, el ve ayaklarda şişlik, dudakta çatlaklar, boyunda beze yakınmaları olduğunda çocuk hekimlerine başvurulmalı."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com