Katar'ın Ankara Büyükelçisi: Türkiye, bölgenin istikrarına katkı sağlamaktan kaçınmadı

Katar’ın Ankara Büyükelçisi Salim Mübarek Al Şafi, insani duruşu ve ahlaki yaklaşımı nedeniyle Türkiye'nin neredeyse yalnız bırakıldığını belirterek, Türkiye'nin ulusal güvenliğini korumak için attığı adımları da anlayışla karşıladıklarını ifade etti.

Şafi, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır’ın Haziran 2017’de başlayan Katar’a yönelik diplomatik, siyasi ve lojistik ambargosunun üzerinden 1000 günden fazla süre geçmesi münasebetiyle Anadolu Ajansına (AA) özel açıklamalarda bulundu.

Katar’ın egemenliğinden ödün vermeyeceğini ve ön şartlı bir oluşumun içinde yer almayacağını ambargodan bu yana izlediği tutumla ortaya koyduğunu vurgulayan Şafi, Doha’nın her zaman "diyalog ve barışçıl çözümler üzerinden ilerleyeceğini" kaydetti.

Ülkesinin geride kalan bin günde "aile" olarak kabul ettiği komşu ülkeler tarafından "başarısızlık, ahlaki çöküş, karmaşa içinde bir kuşatmaya" maruz bırakıldığına işaret eden Şafi, ambargo uygulayan ülkelerin medya aracılığıyla kimseyi ikna edemedikleri mazeret, argüman ve yalanlar ürettiklerini belirtti.

Şafi, söz konusu söylemler ve eylemlerin sapıklık seviyesinin ötesine geçtiğini savunarak, şöyle devam etti:

"Bu davranışlar, İslam ve komşuluk anlayışına sığmıyor. Körfez bölgesinin yazılı olmayan anayasasındaki kuralları çiğnediler. Bu gayret içinde de bir sürü para akıttılar ancak Allah bozguncuların işini düzeltmez."

Doha’ya yönelik ambargoya karşı “Türkiye’nin ilk dakikalardan itibaren tarihi bir biçimde Katar’ın yanında yer alıp, hava köprüsüyle ürünlerini göndererek karşılık vermesine" dikkati çeken Şafi, ardından da İzmir ve Doha arasında bir denizcilik hattı kurulmasıyla malların akışının sağlandığı bilgisini paylaştı.

Türkiye'nin Katar'a desteğinden övgüyle söz eden Şafi, "Türkiye’nin bizim yanımızda yer alması güzide kardeşçe ilişkilerimizin en açık örneğiydi. Doğrunun yanında yer alan Türkiye, hiçbir zaman bölgenin güvenliğine, istikrarına katkı sağlamaktan kaçınmadı." ifadelerini kullandı.

Şafi, Türkiye’nin son dönemde karşılaştığı ulusal güvenlik tehditlerine de değinerek şunları kaydetti:

"Türkiye’nin ulusal güvenliğini korumak ve topraklarına sığınan mülteciler için düzgün yaşam koşulları sağlamak için attığı adımlarını anlayışla karşılıyoruz. Oluşan bloklar karşısında Türkiye’nin insani duruşu ve ahlaki yaklaşımı nedeniyle neredeyse yalnız bırakıldığını biliyoruz. Ancak tarih unutmuyor ve her şeyi kaydediyor. Tıpkı, vatanlarını inşa etmeyi, yapılandırmayı isteyenlerle, topraklarında yıkıma yol açarak, gittikleri ve ayrıldıkları yerlere nefret ve fitne tohumları ekenleri kaydettiği gibi."

Katar halkının dayanışması ve iyi yönetimle aşama aşama ambargonun yol açtığı krizin üstesinden gelmeye başladığını belirten Şafi, ülkesinin bu sürede bölgesel ve uluslararası iş birlikleriyle yatırımlarını çeşitlendirerek, gıda, ilaç gibi sektörlerde kendine yeterliliğini sağlamak için birtakım projelere imza attığını vurguladı.

Şafi, Katar’ın ABD ve Taliban arasında Afganistan’da 20 yıldır süren çatışmayı sonlandıracak bir barış anlaşmasının imzalanması için yaptığı ara buluculuk çalışmalarından da söz ederek, bunun Katar'ın en bariz başarı örneği olduğunu ifade etti.

Büyükelçi, Doha’ya ambargo uygulayan ülkelerin de bu uzlaşıyı bozmak için çalıştıklarına dikkati çekti.

Katar’a ambargo uygulamak isteyen ülkelerin "uluslararası toplumu bir dizi yalan ve iddia yağmuruna tutarak" Katar’ı yalnızlaştırmaya çalıştıklarını anlatan Büyükelçi, gerçeklerin sonunda galip geldiğini ve Katar’ın bu süreçte ekonomi, spor, bilim, kültür ve sanat alanında birçok uluslararası organizasyona ev sahipliği yaptığını hatırlattı.

Şafi, ülkesinin dünyanın en görkemli spor organizasyonu FIFA Dünya Kupası’na 2022'de ev sahipliği yapmaya hazırlandığına dikkati çekerek, ambargonun bir diğer amacının da bu organizasyonu boşa çıkarmak olduğunu iddia etti.

Katar’ın abluka altında olmasına rağmen Suriye’nin kuzeyindeki sığınmacılara yönelik insani yardım faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten Şafi, ayrıca şunları kaydetti:

"Bizler devletlerin kendi toprakları içindeki egemenliklerine saygı duyuyoruz. Bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasını ümit ediyoruz. Bu ancak ortak bir çaba, samimi bir iş birliğiyle ve Katar’ın egemenliğine saygı duyarak ve Doha’ya baskı ve iç işlerine karışmaktan uzak durmakla mümkün olabilir."

Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn gibi Körfez ülkelerinin yanı sıra Mısır, 5 Haziran 2017’de Katar’a tüm kara ve hava sahasını kapatarak ambargo uygulamaya başlamıştı. Bu ülkeler Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini açıklamıştı.

Bu süre içinde ön koşulsuz diyalogla krizin aşılması tutumundan vazgeçmeyen Doha; Riyad, Abu Dabi, Manama ve Kahire'yi, "egemenliği, kaynakları ve tercihleri üzerinde vesayet kurmaya çalışmakla" suçlamıştı.

Kaynak: AA