?>

Kaşıkçı cinayetinin ardından geçen skandal dolu 2 yıl

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı, ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğunda 2 Ekim 2018'de üst düzey isimlerin dahil olduğu bir suikasta kurban gitmesiyle tüm dünyada sembol bir isim haline geldi.

Dünya - 4 yıl önce

Ankara

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı, bir evrak almak için randevuyla gittiği ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu'nda 2 Ekim 2018'de üst düzey isimlerin dahil olduğu bir suikasta kurban gitmesiyle tüm dünyada sembol bir isim haline gelirken, Riyad'da cinayete ilişkin görülen tartışmalı dava ve uluslararası toplumun suikast karşısındaki eylemsizliği tarihin eksi hanesine yazıldı.

Kaşıkçı, bundan tam 2 yıl önce Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda korkunç bir şekilde öldürülmesiyle bir anda dünya gündeminin merkezine yerleşti. Cinayetin ardından Riyad yönetimi uzunca bir süre çelişkili ifadelerle dünya kamuoyunu oyalamaya çalıştı ancak sonunda cinayeti itiraf etmek zorunda kaldı.

Kaşıkçı'nın başkonsoloslukta üst düzey devlet yetkililerinin de katıldığı bir suikaste kurban gitmesine rağmen cinayetin emir komuta zinciri dışında işlendiğini savunan Suudi Arabistan yönetimi, cinayete karışanların yargılandığı davada, 15 sanıktan sadece 8'ine ceza verildiğini açıkladı. Ancak ne sanıkların isimleri ne de kimin hangi cezayı aldığı duyurulmadı ve dava bir kez daha karartıldı.

Uluslararası toplum cinayetin ardından Riyad yönetimine silah satışının yasaklanması ve diğer birtakım yaptırımlar tehdidinde bulundu. Bu süreçte bazı yaptırımlar hayata geçirilse de aradan geçen zamanda birçok Batılı ülke adalete karşı Riyad'daki çıkarlarını önceledi.

Suudi Arabistan'ın inkardan, itirafa ve sonrasında örtbasa uzanan tavrı

Cinayetin işlendiği noktanın yabancı topraklardaki bir başkonsolosluk olması ve Suud makamlarının iş birliğine karşı isteksizliği sonucu gerçeğin ortaya çıkması uzunca bir süre ertelendi. Riyad yönetimi cinayetin ilk günlerinden itibaren "inkârdan itirafa" uzanan bir tutum izledi.

Suudi Arabistan makamları, olayın başından beri çok sayıda çelişkili beyana imza attı. Türkiye'nin cinayete ilişkin sunduğu deliller ışığında uluslararası toplumun baskısıyla Riyad yönetimi açıklamalarını geri almak ve her seferinde düzeltmek zorunda kaldı.

İlk başta Kaşıkçı'nın başkonsolosluktan çıktığı tezini ısrarla savunan Riyad yönetimi, peş peşe ortaya çıkan deliller karşısında, olaydan iki hafta sonra Kaşıkçı'nın emir komuta dışında "başkonsoloslukta çıkan bir arbede sırasında öldüğünü" itiraf etti.

Akıllardaki soru işaretlerini gideremeyen Suudi Arabistan sonunda "Kaşıkçı'nın getirilmesi için ekip kuruldu, zehir enjekte edilerek öldürüldü, ceset parçalara ayrılarak konsolosluktan çıkarıldı" noktasına ulaştı.

"Konsolosluktan çıktı, kamera kaydı yok"

Suudi Arabistan'da babasının tahta geçmesinin ardından iktidar basamaklarını hızla tırmanan ve olaya ilişkin basına konuşan en üst düzey isim olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman, olaydan 3 gün sonra verdiği bir röportajında, "Kaşıkçı'nın başkonsolosluktan içeri girdikten birkaç dakika, belki de birkaç saat sonra çıktığını ancak bundan emin olmadığını" söyledi.

Veliaht Prens'in kardeşi ve Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Halid bin Selman da Washington Post'a yaptığı açıklamada, Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda alıkonulduğu veya öldürüldüğüne ilişkin iddiaları kesin bir dille reddetti.

Kaşıkçı'nın başkonsolosluk binasından ayrıldığı konusunda ısrar eden ancak güvenlik kameralarının bozuk olduğunu savunan İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosu da gazetecileri binaya çağırarak gayriciddi bir tutumla Kaşıkçı'nın orada olmadığını ispatlamaya çalıştı.

Türk emniyet yetkilileri, başkonsolosluk binasında Kaşıkçı ile aynı saatlerde 15 Suudi Arabistan vatandaşının daha bulunduğunu ortaya çıkardı.

Suudi Arabistanlı yetkililer soruşturmada ayak sürüyor

Kaşıkçı'nın başkonsoloslukta öldürüldüğünü her fırsatta reddeden Suudi Arabistanlı yetkililer, Türk makamlarıyla olayın aydınlatılması için iş birliğine açık oldukları mesajı vermelerine rağmen, soruşturmanın ilerlemesinde ayak sürüdü.

Riyad yönetimi, "saklayacak bir şeyimiz yok" derken, Türk ve Suudi Arabistanlı yetkililerinden oluşan ortak inceleme ekibi olaydan ancak 2 hafta sonra cinayet mahalline girebildi.

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el-Uteybi ise inceleme ekipleri başkonsolosluğa girdiği saatlerde diplomatik koruma altında Türkiye'den kaçtı.

"Arbede sırasında öldü"

Suudi Arabistan yönetimi 18 gün sonra, Kral'ın iki oğlu dâhil olmak üzere yönetimin en üst düzeyinden gelen açıklamaların aksine, Türkiye'nin yürüttüğü soruşturmanın gün yüzüne çıkardığı delillerin baskısı sonucunda, Kaşıkçı'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda cinayete kurban gittiğini açıklamak zorunda kaldı.

Riyad, Kaşıkçı'nın planlı bir cinayetle değil İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda yaşanan bir "arbede" sonucunda öldüğünü itiraf etti, ancak cesedinin akıbetine ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı.

Suudi Arabistan yönetimi, olayla ilgili 18 Suudi Arabistan vatandaşının gözaltına alındığını duyurdu. Bunun yanı sıra Suudi Arabistan'da yerel saatle gece yarısı yayımlanan Kraliyet kararnameleri sonucunda, Veliaht Prens Bin Selman'ın yakın çevresinden Suudi Arabistan İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri ve Prens'in danışmanlarından Suud el-Kahtani'nin de yer aldığı üst düzey 5 isim görevden alındı. Veliaht Prens'e yakın en üst düzey bu isimlerin görevden alınması, cinayetle ilişkilerinin teyidi olarak yorumlandı.

Dönemim Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr ise, ertesi gün ABD'nin Fox kanalına verdiği röportajında Veliaht Prens'in Kaşıkçı cinayetinden "bilgisi ve sorumluluğu olmadığını" ileri sürdü.

Tartışmalı Veliaht Prens odakta

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) Veliaht Prens Bin Selman’a yakın bazı isimlerin cinayette parmağı olduğuna dair ulaştığı bulgular dünya basınının gündemini uzun süre meşgul etti.

Batı basınında çıkan haberlerde de CIA'nın ulaştığı bulguların "ülke yönetiminde bu kadar nüfuzuna rağmen Bin Selman'ın suikasttan bilgisinin olmamasının mümkün olmadığına" işaret ettiği yer aldı.

Başta ABD Başkanı Donald Trump olmak üzere Washington'daki Beyaz Saray yönetimi ise Veliaht Prens'in cinayetle ilişkisi bulunmadığı, suikastin emir-komuta zincirinin dışında işlendiği savını öne çıkardı. Trump'ın, Suudi Arabistan'a silah satışlarındaki yüksek faturayı işaret ederek Riyad yönetimini aklama çabası dikkati çekti.

Trump yönetimine daha da yakınlaşarak Kaşıkçı cinayetinin neden olduğu fırtınanın üstesinden gelmeye çalışan Riyad yönetimi, Washington'un, İsrail-Filistin anlaşmazlığına çözüm bulmak iddiasıyla gündeme getirdiği sözde "Yüzyılın Anlaşması" planına destek vererek, İsrail'le de ilişkilerini geliştirmenin yollarını aradı.

Suudi Arabistan’ın Yemen’deki askeri operasyonunun yol açtığı insanlık dramı yeniden gündeme gelirken, Riyad'a yönelik silah satışının yasaklanması ve diplomatik izolasyon gibi adımlar Batı başkentlerinde uzunca bir süre tartışıldı. Ancak cinayetin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen uluslararası toplumdan Suudi Arabistan'a yönelik dikkat çekici bir yaptırım gelmedi.

Suudi Arabistan yargısı sınıfta kaldı

Bütün bu yaşananların ardından Suudi Arabistan yönetimi kimseyi dahil etmediği, şeffaf olmayan ve adeta bir tiyatro oyununu andıran bir dava süreci yürüttü.

Suudi Arabistan Başsavcılığı cinayetin ikinci yılında nihayet 7 Eylül'de Kaşıkçı cinayeti davasında yargılanan 8 sanık hakkında nihai hükmün verildiğini duyurdu. Buna göre, Riyad Ceza Mahkemesi, sanıklardan 5'ine 20'şer, 1'ine 10, diğer 2'sine 7'şer yıl hapis cezası verdi.

Ülkesinin başkonsolosluğunda 2 Ekim 2018'de aralarında üst düzey yetkililerin de bulunduğu bir suikasta kurban giden Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin görülen davanın nihai hükmüne ilişkin yapılan açıklamada sanıkların kimlikleri ve kimin hangi cezayı aldığı açıklanmayarak dava karartıldı.

Açıklamada, maktulün yakınlarının bireysel davalarından feragat ettiği ve kamu davası dosyasının da söz konusu hükümle kapanmış olduğu belirtildi.

Riyad Ceza Mahkemesi'nin davaya ilişkin kararı aslında cinayetin işlendiği günden bugüne Suudi Arabistanlı yetkililerin takındığı gayriciddi tavrın beklenen bir sonucuydu.

Tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasına ilişkin yönetilen süreçte cinayetin işleniş şekli ve ortaya çıkan birçok delile rağmen Suudi yargısının cinayete karışan kişiler hakkındaki bilgileri örtbas ettiği görüldü.

Organize şekilde işlenen cinayette Riyad'dan İstanbul'a gelen 15 kişilik infaz timi, time lojistik destek verenler ve cinayeti yöneten kişilerin tamamının yargılanması beklenirken, davada yalnızca 8 kişi hakkında hüküm verilmesi bu kişilerin aklanmaya çalışıldığının bir göstergesi oldu.

İnfaz timinin akıbeti belirsizliğini koruyor

Cinayetle ilişkilendirilen üst düzey isimler, eski Kraliyet Danışmanı Suud el-Kahtani ve eski İstihbarat Yardımcısı Ahmed Asiri ve Başkonsolos Muhammed el-Uteybi gibi isimlere davada herhangi bir suçlama yöneltilmedi.

Davada ayrıca daha önce idamla yargılanan 5 kişinin cezalarının hapse çevrilmesi ve diğerlerinin de cezalarında indirime gidilmesi dikkati çekti.

Dünya kamuoyunun merakla beklediği kararda, Kaşıkçı'yı öldürmeye gelen infaz timinin içinde testeresiyle yer alan Adli Tıp Uzmanı Salah Muhammed Abduh et-Tubeyki, Kaşıkçı'nın katledilmesinden sonra onun dublörü olma rolünü üstlenen Mustafa Muhammed M. el-Medeni, cinayet timi ile Riyad'daki yetkililer arasındaki iletişimi sağladığı iddia edilen Kraliyet Muhafızı Albay Mahir Abdulaziz M. Mutrib gibi isimlerin de akıbeti aydınlatılmış değil.

Vahşice öldürülen Kaşıkçı'nın oğlu Salah Kaşıkçı ise dava sonucu açıklanmadan, 22 Mayıs'ta Suudi Arabistan'da birlikte yaşadığı ailesi adına yaptığı açıklamada, "babaları Cemal Kaşıkçı'nın katillerini bağışladıklarını" belirtmişti.

Uluslararası basında, Cemal Kaşıkçı'nın katillerinin Kaşıkçı ailesine kan parası ödemeyi teklif ettikleri yönünde iddialar gündeme geldi.

Kaşıkçı'nın oğullarının, babalarının cenazesini defnetmelerine bile fırsat tanımayan katilleri kendi rızalarıyla mı yoksa bir tehdit veya siyasi baskı sonucu mu affettikleri ise bugün için yanıtsız.

BM raportörü Callamard: "Adalet parodisi"

Kaşıkçı cinayetine ilişkin özel bir rapor hazırlamakla görevlendirilen BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Suudi Arabistan yargısının cinayete yönelik hükmüne ilişkin, "Kararın hiçbir yasal ve ahlaki meşruiyeti yok. Adil, insaflı ve şeffaf olmayan bir (yargılama) sürecini tamamladılar." ifadesini kullandı.

Callamard, Suudi Savcılık makamının tutumunu "adalet parodisi" şeklinde niteleyerek, cinayetin 5 tetikçisinin 20 yıl hapse mahkum edilmesine rağmen cinayeti organize eden ve sahiplenen Suudi yetkililerin soruşturma ve yargılamadan neredeyse hiç etkilenmeden serbest kaldığına dikkati çekti.

Callamard, "Devletin tepesindeki kişi olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın bireysel sorumluluğuna gelince, ülkesinde her türlü anlamlı incelemeye karşı iyi korundu." ifadesini kullandı.

Türkiye'de 20 sanığın yargılandığı Kaşıkçı davası

Türkiye'de de Kaşıkçı cinayetine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı 117 sayfalık iddianame sonucunda İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce dava görülmeye başlandı. Davada ilk duruşma, 3 Temmuz'da yapıldı.

Davada Veliaht Prens Bin Selman'a en yakın isimlerden Prens'in danışmanlarından Suud el-Kahtani, Suudi Arabistan İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed el-Asiri, Kraliyet Muhafızı Albay Mahir Abdulaziz M. Mutrib gibi üst düzey isimler de dava dosyasındaki firari 20 sanık arasında yer alıyor.

Davada bir sonraki duruşma tarihi de 24 Kasım olarak belirlendi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Gökdeniz Karadeniz’in Rusya'da yaptırdığı cami artık ibadete hazır

2020-10-01 07:38 - Özel Haber

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde ilk beyin anevrizma ameliyatı yapıldı

2020-09-26 15:11 - Sağlık

Real Madrid'de Eden Hazard sakatlandı

2020-09-30 19:27 - Spor

Azerbaycan'dan Karabağ'ın kuzeyinde işgalci Ermeni birliklerine: Teslim olun!

2020-09-27 19:00 - Özel Haber

Kuvvetli rüzgar, dolu tanelerini 15 santimetreye kadar büyütebiliyor

2020-09-30 18:20 - Genel

Uluslararası Saraybosna Üniversitesi 12'nci dönem mezunlarını verdi

2020-09-25 22:06 - Dünya

Beşiktaş Teknik Direktörü Yalçın: Camiamızdan ve taraftarlarımızdan özür diliyoruz

2020-09-27 22:46 - Spor

Yalçıner'den duygusal "Kız evlat" mesajı: Mma Izat'in mesajını sizler de okuyun!

2020-09-28 10:09 - Özel Haber

Kuveyt Emiri'nin vefatı dolayısıyla Irak ve Libya'da yas ilan edildi

2020-09-30 16:11 - Dünya

Kumpas hakim ve savcıları 'Balyoz'dan da yargılanacak

2020-09-30 18:46 - Gündem

İlgili Haberler

Haaretz: İsrail, Batı Şeria'daki yabancı aktivistlere yönelik baskılarını artırıyor

18:17 - Dünya

Avustralya'da 2019 ve 2020'deki yangınlarda, hayvan ve bitki popülasyonu yüzde 55 azaldı

17:22 - Dünya

İsrail'in zorla aç ve susuz bıraktığı Gazze'nin kuzeyindeki Filistinliler ölümle burun bur

17:08 - Dünya

İsrail, Suriye'nin başkenti Şam'a hava saldırısı düzenledi

16:38 - Dünya

İsrail, yıkım kararı çıkardığı Bedevi köyündeki camiyi yıktı

16:12 - Dünya

Günün Manşetleri

Mavi Balina-2024 Davet Tatbikatı tamamlandı

19:13 - Gündem

Adana merkezli "Kuyu-37" operasyonlarında yakalanan 207 zanlı tutuklandı

18:42 - Gündem

Apple, İngiltere'de 3 milyar sterlinlik toplu tüketici davasıyla karşı karşıya

18:28 - Ekonomi

Altun'dan, Katar ile imzalanan medya ve iletişim alanında işbirliği mutabakatına ilişkin paylaş

18:22 - Siyaset

Haaretz: İsrail, Batı Şeria'daki yabancı aktivistlere yönelik baskılarını artırıyor

18:17 - Dünya