ANTALYA(AA) - Antalya'nın Döşemelatı ilçesindeki Karain Mağarası'nda yürütülen kazı çalışmalarında 350 bin yıllık olduğu tahmin edilen büyük bir hayvana ait kemikler bulundu.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Karain Mağarası Kazı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 450 metre yüksekteki mağaradan ince aletlerle büyük bir titizlikle kazılan toprakların, kovalarla kazıevine indirilerek burada üç aşamalı eleme sisteminden geçirildiğini söyledi.
Mağaranın E ve B gözü olarak adlandırılan bölümlerindeki kazıların bu yıl da devam ettiğini belirten Taşkıran, bu yılki kazılarda çok ilginç buluntulara rastladıklarını bildirdi.
"Bir fil, gergedan veya su aygırına ait olabilir"Özellikle E gözünde kemik yoğunluğuyla karşılaştıklarını belirten Taşkıran, şöyle devam etti:
"Büyük memelilere ait kaburga kemikleri, dişler ve iskelet kemiklerine ulaştık. Bu yılki kazılarda kazı tarihinde ilk defa çok büyük bir hayvana ait kalça kemiği ile çene ve dişler bulduk. Yaklaşık 50 santimetre çapındaki kalça kemiğinin 350 bin yıllık olduğunu düşünüyoruz. Henüz tespiti yapılmadı ancak bunlar bir fil, gergedan veya su aygırına ait olabilir. Şu an türünü bilemiyoruz. Uzmanları gelip inceleyecek. Aynı alanda çok yoğun başka hayvanlara ait kemik kitlesiyle de karşılaştık."
"Anadolu'da ilk kez görülüyor"
E gözünün orta Paleolitik Dönem katmanlarında, işlenmiş bir kaburga kemiğine rastladıklarını anlatan Taşkıran, şunları söyledi:
"Bu seviyeler orta Paleolitik seviyeler ve Neandertal (Günümüzden yaklaşık 350 bin ile 40 bin yıl önce yaşamış insan türü) insanların yaşadığı seviyeler. Neandertal insanlar Yontma Taş Çağı'nda yaşamış ve nesilleri tükenmiş bir insan türü. Karain'deki kazılarda bu insanlarca işlenmiş bir kaburga kemiği bulduk. Dolayısıyla bu bizim açımızdan çok önemli. Anadolu'da Neandertal insanlarının kemikten aletler yaptıklarını bugüne kadar bilmiyorduk. Bu Türkiye'de ilk defa Karain Mağarası'nda karşımıza çıkıyor. Bu buluntu bizim için çok önemli."
1985'ten bu yana kazılara katıldığına işaret eden Taşkıran, ilk kez böyle bir buluntuya rastladığını belirtti.
Taşkıran, bu dönem insanlarının kemik alet yaptıkları veya kullandıklarıyla ilgili literatürde çok fazla bilgi olmadığını, Avrupa'da ve Yakındoğu da 1-2 örneğine rastlanıldığını ancak Anadolu'da ilk kez görüldüğünü vurguladı.
Fil ya da su aygırına ait olduğu düşünülen kaburga kemiğinin muhtemelen deri işlemede kullanılmış olabileceğini ifade eden Taşkıran, kemiğin bir yüzünün temizlenerek işlenmiş bir durumda olduğunu diğer yüzüne ise dokunulmadığını söyledi.