ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de arasında bulunduğu davada yargılanan Kara Kuvvetleri Harekat Başkanlığı Teşkilat Şube Müdürlüğünde görevli Kurmay Albay Bilal Akyüz, hakkındaki Kara Kuvvetleri imamlığı iddialarını yalanlayarak, "Bana komplo, kumpas kurulduğunu düşünüyorum" dedi.
FETÖ'nün darbe planlayıcıları hakim karşısındaFETÖ'cü başyaver hakim karşısına çıktıDarbe girişiminin çatı iddianamesiDarbe planlayıcılarının savunmaları alınıyorAnkara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmanın bugünkü celsesinin sabahki bölümünde, sanık Akyüz'ün çapraz sorgusu yapıldı.
İddianamede hakkındaki suçlamaların tümünü reddeden Akyüz, 15 Temmuz'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Harekat Merkezinden gelen sözlü bir emirle "icra edilecek terörle mücadele tatbikatının KKK karargahından desteklenmesi amacıyla irtibat subayı" olarak görevlendirildiğini, verilen görev gereği Akıncı Üssü'ne ön hazırlık ve bilgi edinmek için gittiğini savundu.
Sanık Akyüz, Akıncı Üssü'nde 143'üncü Filoya gittiğini, terörle mücadele tatbikatında ne yapması gerektiğini sorduğunu, ilerleyen saatlerde olayların gidişatı değişince bir odaya geçtiğini, sadece birkaç telefon görüşmesi yaptığını, sabah saatlerine kadar olayların yatışmasını beklediğini, bu süreçte hiçbir sevk ve idare yapmadığını, emir vermediğini, kendi isteğiyle de polise temsil olduğunu öne sürdü.
Basında "örgüt temsilcisi itiraf, ikrar etti" şeklinde yer aldığını, "Kara Kuvvetleri imamı" olarak lanse edildiğini ve bu haberlerin ardından hakkındaki suçlamaların arttığını ileri süren Akyüz, "terörle mücadele harekatında görevlendirildim" şeklinde ifade vermesine rağmen "suçunu ikrar etti" şeklinde haberlere konu edildiğini savundu.
Akyüz, şu savunmayı yaptı:
"Kara Kuvvetleri imamlığı iddiaları da gerçekten hiçbir alakam olmayan hususlar. Bana komplo, kumpas kurulduğunu düşünüyorum. İddia edilen toplantıya ilişkin benim hiçbir alakam yoktur. Toplantıya katıldığıma ilişkin somut delil yoktur ama ben nasıl oluyorsa gitmişim. Batıkent'te bir evden bahsedilmektedir, adresini bilmiyorum ve bunu kabul etmiyorum. Kendilerini kurtarmak için bu iddiaları dile getiren personelin bana iftira attığını düşünüyorum."
"Şapka" kod adlı gizli tanık ve sanık Murat Yanık'ın ifadelerinden yola çıkılarak hakkında suç isnat edildiğini belirten Akyüz, basında çıkan haberlerin ardından, kendilerini kurtarmak isteyen bu kişilerin iftirasına maruz kaldığını, bu kişilerden şikayetçi olduğunu söyledi.
"(Hiç canlı olmayacak. Belki de Başbakan da) notu da benim değil"
Sanık Akyüz, Akıncı Üssünde park edilmiş aracında ele geçtiği iddia edilen, el yazısıyla kaleme alınmış "İl-ilçe belediye başkanı... Hiç canlı olmayacak. Belki de Başbakan da" şeklindeki notun da kendisine ait olmadığını öne sürerek, aracının yerini kendisinin savcılığa bildirdiğini, aracına arama yapılırken kendisinin de yer alması gerektiğini kaydetti.
Polatlı Cumhuriyet Başsavcılığına Eylül 2016'de yazı örneği verdiğini, bir ay sonra tekrar yazı örneği verdiğini ve son olarak 30 Aralık 2016 tarihinde üçüncü kez yazı örneğinin istendiğini ve bu defa aracından çıktığı iddia edilen notu tekrar elle yazmasının istendiğini ifade eden Akyüz, "Ben itiraz ettim, bana düzenlenmiş kumpas olduğunu düşündüm. İkinci verdiğim örnekten sonra 'bu senin yazın' denildi. Aracımda çıktığı iddia edilen notu benim yazmam mümkün değil. Polatlı Cumhuriyet savcısı ifademi alırken, 'benim tahmin ettiğim şeyler hiçbir zaman yanlış çıkmadı, sen de göreceksin' dedi ve her şeyi benim üzerime yıktı." diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in "Sen darbeyi kimin yaptığını düşünüyorsun?" sorusuna Sanık Akyüz, "Ben kimin organize ettiğini, yaptığını bilmiyorum." şeklinde yanıt verdi.
Sanık avukatı ve şehit yakınları arasında tartışma
Sanık Bilal Akyüz'ün müdafi avukatı Günay Kodaz, müvekkilini savunurken bazı müşteki, şehit yakını ve gazilerin tepki gösterdiğini, hakaret içeren kelimeler kullandıklarını, 3 gündür devam eden duruşmalarda mesleklerinin gereği olarak yer alan sanık avukatlarına hakaret edildiğini belirterek, "Bizler görevimizin gereğini yapıyoruz. Kanun gereği sanıklara baro tarafından atanan avukatım ve sanık Akyüz'ün avukatlığı için ücretimi Adalet Bakanlığından alıyorum. Bizlere hakaret edilmesini kabul edemem. Mahkeme Başkanı olarak da siz bu hakaretlere sessiz kalıyorsunuz." dedi.
Avukat Kodaz'ın sözleri üzerine salonda bulunan müşteki, şehit yakını ve gaziler bağırarak tepkilerini dile getirdi. Kodaz da bunun üzerine kendisine hakaret eden kişiler salondan çıkarılıp, mahkeme tarafından haklarında resen işlem yapılmaması halinde salonu terk edeceğini söyledi.
Mahkeme Başkanı Dik, bazı müşteki, şehit yakını ve gazileri salondan çıkarttı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın da duruşma salonunda gerilim yaşanmaması için şehit yakınlarına ve gazilere saygı gösterilmesini rica ederek, meslektaşı Kodaz'ın tavrını eleştirdi.
dikGAZETE.com