NİĞDE(
Ulukışla ilçesinde yer alan Bolkar Dağları'nın yaklaşık 2 bin 650 metre yüksekliğindeki krater gölü Karagöl ve Çiniligöl, endemik bitki ve hayvan türleriyle dikkati çekiyor.
Turistler, doğal güzelliklerin yanı sıra Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınan ve "sessiz kurbağa" olarak da bilinen Toros kurbağasını (Rana holtzi) yakından görebiliyor.
Çamardı ilçesinde bulunan ve 3 bin metrenin üzerinde 30, 3 bin 500 metrenin üzerinde 7 zirvesi olan Aladağlar, önemli dağcılık merkezleri arasında yer alıyor. Bölgenin en önemli zirvelerinden Demirkazık, çok sayıda amatör ve profesyonel dağcıya ev sahipliği yapıyor.
Merkeze bağlı Gümüşler beldesinde yer alan 8. yüzyıl ile 12. yüzyıl arasındaki dönemde yapıldığı tahmin edilen Gümüşler Manastırı'nda, Kapadokya bölgesinin en iyi duvar resimleri olarak nitelendirilen iç süslemeler, kayadan oyma rahip odaları, mutfak, saklama küpleri, iki katlı yer altı şehri ile acil durumlarda saklanmak üzere yapılmış gizli bölmeler ziyaretçilerini bekliyor.
Manastır, Anadolu'da tek örnek olduğu bilinen "Gülen Meryem Ana" freski ile de ilgi çekiyor.
Kent merkezindeki Alaaddin Tepesi'nde, 1223'te Zeyneddin Beşare tarafından yaptırılan tarihi Alaaddin Cami'nin doğuya bakan kapısının üst kısmındaki taş işlemeye 09.00-11.00 saatlerinde düşen gölge, "taçlı kadın başı" silüeti dikkati çekiyor.
Gümüşler Manastırı ve Ayasofya ile yaşıt kilise
Niğde Valisi Yılmaz Şimşek, yaklaşık 10 bin yıllık tarihi geçmişe sahip Niğde'nin "Kapadokya'nın giriş kapısı" konumunda olduğunu söyledi.
Kentin, Hititler, Romalılar, Selçuklu, Karamanoğlu Beyliği, Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını belirten Şimşek, "Niğde ve çevresinde bu medeniyetlere ait eserleri görmek mümkün. Gümüşler Manastırı, orta çağdan kalma ve Kapadokya'nın en iyi korunmuş, en büyük manastırlardan birisi. Gülen Meryem Ana freskiyle de ön plana çıkıyor. Aktaş beldemizde bulunan Andaval Kilisesi de Roma İmparatoru Konstantin'in annesi Helena adına yaptırılmış. Ayasofya ile yaşıt kilise, inanç turizmi açısında son derece önemli." diye konuştu.
Şimşek, kent merkezine 30 kilometre mesafedeki Göllüdağ'da yer alan geç Hitit dönemi Tabal Krallığı'na ait antik kentin, turizme kazandırılması için çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
Kent merkezinde Niğde Kalesi, saat kulesi, Hüdavent Hatun Türbesi ve kent müzesine dönüştürülecek bedestenin de önemli eserler arasında yer aldığına işaret eden Şimşek, Bor ilçesinde Roma Havuzu, Tyana Krallığı'na ait antik kenti ve su kemerlerini ziyaret etmenin mümkün olduğunu vurguladı.
"Niğde aslında bir açık hava müzesi"
Kent genelinde 80 civarında tarihi cami, şu anda ayakta duran 30'a yakın kilise, kervansaraylar ve çeşmeler, tarihi yer altı şehirleri bulunduğunu aktaran Şimşek, şunları kaydetti:
"Niğde aslında bir açık hava müzesi. Amacımız da bu açık hava müzemizdeki zenginliklerimizi, gün yüzüne çıkarmak ve daha çok turist çekmek.
Niğde doğal güzellikleriyle de ön plana çıkan bir il. Bolkar Dağları'nda iki krater gölümüz var, Çinili ve Karagöl.
Bu bölge endemik bitki ve hayvan türleriyle ön plana çıkıyor. Toros kurbağası (Rana holtzi ) endemik bir hayvan türü ve sadece bu göllerde yaşıyor.
Çamardı ilçemizde dünya dağcılarının mabedi olarak bilinen Aladağlar ve Demirkazık var. Bu bölgede 3 bin metrenin üzerinde 30 zirve bulunuyor.
Burası dağ ve doğa turizmi açısından önemli bir merkez."
Şimşek, merkeze 15 kilometre uzaklıktaki Ketençimen Yaylası, Çiftehan köyündeki termal kaplıcanın da kentin önemli değerlerinden olduğunu dile getirdi.
Niğde'nin tarih, kültür, dağ, doğa, inanç ve termal turizm açısından önemli bir şehir olduğuna vurgu yapan Vali Şimşek, "Niğde gerek tarihi zenginlikleri açısından gerekse doğal güzellikleri açısından çok önemli bir kent, ancak bir çok insan bunun farkında değil. Niğde'ye gelip bu güzellikleri görenler, 'Biz Niğde'yi böyle bilmiyorduk.' diyerek hayretlerini dile getiriyor. Amacımız bu güzellikleri ve zenginlikleri herkese tanıtmak. Turizm pastasından daha çok pay almak. Bu nedenle herkesi bu güzellikleri gelip görmeye davet ediyorum." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com