Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzik Bölümünden mezun olan Açelya Elmas, konservatuvarda 2 yıl opera ve şan, ardından 4 yıl müzikal eğitimi aldı. Elmas, "Deli Yürek", "Eyvah Babam", "Ruhsar", "Karagül", "Kurşun Yarası" gibi dizilerdeki oyunculuğuyla televizyonların beğenilen yüzlerinden biri oldu. Açelya Elmas'a, 2003 yılında konulan lenf kanseri teşhisi, genç oyuncunun hayatını bir anda değiştirdi.
Bir yandan oyunculuk hayatını sürdürürken bir yandan da kansere karşı savaş açan Elmas, kanseri 4 kez yenmeyi başardı ve bu süreçte iki kez de ilik nakli oldu.
Açelya Elmas şimdi kendisi gibi kanser hastalarına umut verebilmek için il il dolaşıyor, çeşitli söyleşilere katılıyor.
Dağlardaki çekimlerde rahatsızlandıSestanbul Sanat Akademisinde drama eğitimi veren Açelya Elmas, kansere karşı kazandığı zaferi ve projelerini AA muhabiriyle paylaştı.
Kadın kahramanların gerçek hikayelerini canlandırmaktan büyük keyif aldığını anlatan Elmas, 2003 yılında "Kurşun Yarası" dizisinde oynarken hastalığını öğrendiğini dile getirdi.
Kansere oyunculuk anlamındaki en parlak günlerinde yakalandığına değinen Elmas, "Kurşun Yarası'nın çekimleri dağlarda yapılıyordu. Öksürük, yorgunluk gibi rahatsızlıklar çıkınca ilk başta soğuk algınlığı gibi algıladım. 'Çok yoruluyoruz' diye düşündüm. Sevgili Şükrü Avşar, sağ olsun beni doktora götürdü. Sonrasında tetkiklerden sonra lenf kanseri teşhisi konuldu." dedi.
İnançlı ve hayata sıkı bağlarla tutunmuş biri olduğunu ifade eden Elmas, teşhis konulduktan sonra önce saçlarının dökülme ihtimalini düşünerek üzüldüğünü dile getirdi. Elmas, korksa da zamanla kanseri yenmek savaşmaya karar verdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tedaviye başladıktan sonra sete gittiğimde maske takmam gerekiyordu. Bulunduğum yerin temiz ve dezenfekte edilmesi aynı zamanda çok kalabalığa girmemeniz gerekiyor. Hatta doktorum, 'İki kişiden fazla kimse yanına yaklaşmayacak' dedi. Ancak ertesi gün ben kendimi 60 kişilik dev kadronun içinde setlerde buldum. Kurşun Yarası'nda Bülent İnal, Nur Sürer gibi çok değerli oyuncularla çalışıyordum. Onlarla çalışmak çok güzeldi. Böyle bir hastalık var ama o kadar tatlı ve naif atlattık ki onlar benim gücüm, kanadım ve kolum oldular. Hastaneye gidiyordum, hemen setime dönmek istiyordum. Çünkü işe yaradığımı hissetmek, hayattan kopmamış olmak benim için çok güzeldi."
"İlik nakli çok önemli"Hastalığı sırasında ilik bağışının da ne kadar önemli olduğunu anladığını dile getiren Açelya Elmas, "Ben çok şanslıydım. Kendi iliğim temiz çıktı ve otolog nakli oldum. Hastanede kaldığım süreçte ilik bekleyenlere şahit oldum. Gerçekten hayata tutunmak isteyenlerin, yaşama mücadelesi veren insanların farkına varmak gerektiğini düşündüm. 'İlik bağışı' deyince korkuyor insanlar. Ben de hastaneden çıktıktan sonra ilik nakli konusunda insanları bilinçlendirmeye karar verdim." diye konuştu.
Elmas, kanseri yenmesinde beslenme, moral ve motivasyonun çok önemli olduğuna dikkati çekti. Tıbbi tedavinin yanı sıra alternatif tıptan da yararlandığını vurgulayan Elmas, şunları söyledi:
"Kanser tedavisinde tıbbi olarak alınması gereken bir tedavi var. Bunun yanında doğanın şifalı gücü ve eli de mevcut. Hastalandığım zaman ilaç değil de bitkilerle ayakta kalmaya çalıştım. Beslenmemde keten tohumu, brokoli ve kapari, ısırgan otu, soya fasulyesi, kapya biberler kullandım ve siyah üzümü çekirdekleriyle beraber çektirip içtim."
Havuzda kick boks yaparak kaslarını güçlendirdiAçelya Elmas, kick boks sporuyla ilgilendiğini ve hastalığı döneminde yürüyemediği zamanlarda havuz içinde kick boks çalışarak kaslarını güçlendirdiğini anlattı.
Tıptaki gelişmeler sayesinde tedavide şansın arttığını dile getiren Elmas, "İyi bir editörle kanserle mücadelemi ve yaşadıklarımı yazmak istiyorum. Hayatımı anlatan bir filmde oynamayı da çok arzu ederim. Sanatçı insanlar biraz duygusal oluyor. Anlatacak hikayelerimiz, sanatla kavgamız ve dertlerimiz var." ifadelerini kullandı.
Kanseri yendikten sonra motive etmeyi görev edindiğini anlatan Açelya Elmas, sosyal medyadan kendisine ulaşan herkese yanıt verdiğini söyledi.
İlik bağışına karşı da çok duyarlı olduğunun altını çizen Elmas, şöyle konuştu:
"Evimizde oturuyoruz ve kan vermeye bile üşeniyoruz. Verdiğimiz bir kan bir hayat kurtarabiliyor. Donör olmak korkulacak bir şey değil. Kanser tedavisi ve ilik nakli kampanyasıyla ilgili il il gezip söyleşiler düzenliyorum ve televizyon programlarına katılıyorum. Kanserle ilgili daha çok kitlelere ulaşarak onları motive etmeye çalışıyorum. Kanser hastası çocukların motivasyonuyla ilgileniyorum. Ailelere ve çocuklara umut ve moral verebilmek benim için çok önemli. Çünkü kanser hastalığının tedavisinde umut önemli yer tutuyor."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com