Medicana Avcılar Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı, Dyt. Havva Kılınç, kanserden korunmada beslenmenin önemine işaret ederek, "Kanser, vücudun herhangi bir yerinde bazı hücrelerin kontrolsüz çoğalarak belirli işlevi olan hücreleri yok etmesiyle oluşan hastalıktır.
Kaliteli yaşamda en önemli gereksinimlerden biri sağlıklı beslenmedir." uyarısında bulundu.
Medicana Avcılar Hastanesi'nden yapılan açıklamada, Kılınç kanserden korunmak için yapılması gereken beslenme düzeni hakkında bilgi verdi.
Yapılan araştırmalarda posa içeriği düşük bir diyetle beslenenlerde kalın bağırsak kanserlerinin, yüksek posalı beslenen topluluklardan daha sık görüldüğünü belirten Kılınç, "Posa tahıl ve kurubaklagillerin dış kısımlarında, sebzelerde ve meyvelerde bulunur.
Posalı besinlerin tüketimi artırılmalıdır. Yetişkinlerde günlük alınması gerekenin minimum posa miktarı 25-30 gramdır.
Şeker ve şekerli tatlılar, basit karbonhidratlar (beyaz ekmek, pirinç gibi), hazır meyve suları yerine posadan zengin tam tahıl grubu ekmek, bulgur, kurubaklagil ve meyve-sebzelere yer verilmeli." ifadelerini kullandı.
Kılınç, gün içinde 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmesi gerektiğini anımsatarak, "Nemli ve sıcak yörelerde iyi saklanmayan yağlı tohumlar, tahıl ürünleri, kurubaklagiller, meyve ve kurutmaları küflenir. Küflerin bir bölümü çeşitli toksinleri üretir.
Bu toksinlerin bir bölümü çeşitli toksinleri üretirler. Bu toksinlerin bazıları, örneğin aflatoksinler kanser oluşumuna neden olur. Hatalı pişirme yöntemleri sırasında besinlerde kanser yapıcı moleküller oluşabilir.
Özellikle proteinli besinler yüksek sıcaklıklarda kızartıldıklarında, dumanla tütsülendiklerinde bileşimlerinde kanser yapıcı moleküller oluşabilmekte." değerlendirmesinde bulundu.
Et ürünlerine katılan nitrit ve nitratlar sindirim aygıtında nitrosaminlere dönüşebilir uyarısında bulunan Kılınç, şunları kaydetti:
"Nitrosaminler kanser yapıcıdır. Fazla alınan tuzun da bu tür moleküllerin oluşmasında katkısı olduğu bildirilmiştir. Alkol, sigara, katkı maddesi içeren yiyeceklerin kanserle ilişkisi saptandığı için bu besinler tüketilmemeli veya minimuma indirilmeli.
A, E, C vitamini ve diğer antioksidanların yetersizliklerinde kanserin daha sık görüldüğü bildirilmektedir. A vitamini vücudun koruyucu dokusu olan epitel dokunun yapımı ve yenilenmesinde rol alır.
A vitamini yetersizliğinde bu dokuların yapıları bozulduğunda, yemek borusu, idrar yolları, deri, mide ve akciğerlerde kanser oluşumunu arttığı ileri sürülmüştür.
C vitamini su ve besinlerle alınan nitrit ve nitratların kanser yapıcı nitsosaminlere dönüşmesini önler ve dolayısıyla kanser oluşum riskini azaltır.
C vitamini içeren besinlere örnek kırmızı-yeşil biber, kivi, portakal, çilek, karnabahar-brokoli, maydanoz, limon verilebilir. E vitamini antioksidan özelliğinden dolayı kanser oluşum riskini azaltır.
Çinko, kalsiyum, selenyum gibi minerallerinde kanserde koruyucu etkisi olduğu bilinmektedir."
Kaynak: AA . dikGAZETE.com