Van
Halsizlik, burun kanaması, vücutta oluşan morarma ve eklem ağrısı gibi şikayetlerle gittikleri Van YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi'nde kanser teşhisi konulan 20 çocuk, hastanenin hematoloji servisinde tedavi ediliyor.
Çocukların iyileşmesi için ellerinden geleni yapan, yeni tedavi yöntemlerini uygulayan doktor ve sağlık çalışanları, genç bedenlerin iyileşme sürecini hızlandırmak için morallerini de yüksek tutmaya çalışıyor.
Hayatlarının baharında kansere yakalanan ve ağır bir tedavi sürecinden geçen çocuklar da iyileştikten sonra arkadaşlarıyla parkta oynayacakları, okula gidecekleri günün hayalini kuruyor.
"Kanser tedavisinde yeni bir döneme giriliyor"
Van YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi Başhekimi ve Çocuk Hematoloji, Onkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamuran Karaman, AA muhabirine, çocukluk ve ergenlik çağındaki kansere ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla her yıl 15 Şubat'ın "Uluslararası Çocukluk Çağı Kanseri Günü" kabul edildiğini söyledi.
Çocuklarda kanserin erişkinlere oranla daha az görüldüğünü belirten Karaman, "Ülkemizde çocukluk çağı kanserleri, tüm kanser vakalarının yüzde 2'sini oluşturmaktadır. Her yıl yaklaşık 4 bin 500 çocuğa kanser teşhisi konmaktadır. Çocukluk çağında görülen kanserlerin yüzde 30'unu lösemiler (kan kanserleri) kalan yüzde 70'ini de lenfoma ve solid tümörler (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturmaktadır." dedi.
Kansere yakalanan çocukların yüzde 80'den fazlasının sağlık hizmetlerine erişebildiği zaman tedavi olabildiğini belirten Karaman, şunları kaydetti:
"Çocuk kanserleri artık önemli derecede tedavi edilebilir bir hastalık haline gelmiştir. Öte yandan tedavinin olmazsa olmazı, doğru zamanda, doğru tedavinin uygulanmasıdır. Erken tanı ise başarı şansını daha da artırmaktadır. Merkezimiz, güçlü akademik kadrosu ve tedavilerde ileri teknoloji cihazların kullanılmasıyla çok iyi bir noktaya geldi. Kanser tedavisinde yeni bir döneme giriliyor. Özellikle dördüncü evre hastalıkta hiçbir ilerleme kaydedilemiyordu. Hastaların çoğu kısa süre içinde kaybediliyordu. Yeni nesil ilaçlarla birlikte bu süreç çok daha uzadı ve kanser de tıpkı bir diyabet, hipertansiyon hastalığı gibi kronik bir hastalığa doğru gitmektedir."
Erken evrede teşhis edilen birçok çocukluk çağı kanserinin tedavisinin yüksek oranda olumlu sonuçlandığını ifade eden Karaman, "Kanser, çocuk ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir. Dünyada bir yılda yaklaşık 100 bin çocuk, kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Çocukluk çağı kanserlerinin erken tespit edilmesi ve bakımındaki gecikmelerin önlenmesi yoluyla kanserli çocukların hayatlarında önemli iyileşmeler sağlanabilir. Kanserli çocukları tedavi etmek için doğru tanı önemlidir. Çünkü her kanser, cerrahi, radyoterapi ve kemoterapiyi içerebilecek spesifik bir tedavi rejimi gerektirir." diye konuştu.
"Erken teşhis çok önemlidir"
Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Senar Ebinç ise Van'ın yanı sıra çevre illerden gelen hastalara da hizmet verdiklerini belirtti.
Kentte özellikle erişkinlerde özofagus ve mide kanserlerinin sık görüldüğünü vurgulayan Ebinç, şöyle devam etti:
"Çocuklarda ise çeşitli kanser tipleri görülüyor. Lösemi en başta geliyor. Belirtileri genelde yüksek ateş, halsizlik, yorgunluk, diş eti ve burun kanaması, ciltte morluklardır. Beyin tümörlerinin görülme sıklığı yüzde 25, lenfoma yüzde 7-8, yumuşak doku kanseri (sarkom) yüzde 7, kemik tümörleri yüzde 5'tir. Erken teşhis çok önemlidir. Çocuklarda işitme ve görme sorunu, çift görme, bulantı, kusma, baş ağrısı, nöbet geçirme, el ve ayaklarda tutamama gibi durumlarda beyin tümörlerinden şüphelenmek gerekiyor. Lenfoma kanserinde ise ateş, kilo kaybı, gece terlemesi gibi belirtiler görülebilir. Boyunda, kasıkta, koltuk altlarında ele gelen kitleler olabilir. Bu tür durumlarda mutlaka uzmanlara başvurulmalıdır."
"İyileştikten sonra pakta gideceğim"
Bitlis'in Hizan ilçesinde yaşayan 2. sınıf öğrencisi Serap Sever de lösemiye 6 ay önce yakalandığını, tedavisinin sürdüğünü dile getirdi.
Oyun oynamayı çok sevdiğini anlatan Sever, "Burada güzel vakit geçiriyoruz. Oyuncaklar veriliyor. Hastalanmadan önce babamla sürekli parka, yüzmeye gidiyorduk. Evimi özledim. İyileştikten sonra pakta gideceğim. Arkadaşlarımla, kardeşimle oyun oynayacağım. İyileşmemiz için uğraşan doktorlarımızdan, hemşirelerimizden Allah razı olsun." diye konuştu.
Testis tümörü tedavisi gören 16 yaşındaki Ömer Biçen, "Ameliyat oldum. Tedavim yaklaşık 1,5 aydır sürüyor. Doktorlar bizimle çok ilgileniyorlar. Kan sonuçlarım iyi çıkıyor. Tedavim olumlu gidiyor. İnşallah iyileşeceğim. Merkezdeki sağlık çalışanları ve personele teşekkür ederim." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com