İSTANBUL
Kanal İstanbul projesi ile ilgili değerlendirmede bulunan Bozdoğan, projenin fikri oluşum sürecinin yüzlerce yıl öncesine, Sokullu Mehmed Paşa dönemine kadar gittiğini hatırlattı.
Kanal İstanbul'un birkaç temel ihtiyaçtan doğduğunu ve ilkinin İstanbul'un daha güvenli bir şehir haline getirilmesi olduğunu belirten Bozdoğan, "İstanbul Boğazı mevcut gemi trafiği açısından bakıldığında büyük riskler içeren bir boğaz. Dünyanın en tehlikeli su yolu. Buna karşılık gemi trafiği, Süveyş Kanalı'nın üç katı civarında. Boğaz'dan geçen gemilerin tonajı da her geçen gün artıyor. Petrol, doğalgaz gibi yanıcı ve patlayıcı maddeler, kimyasal maddeler Boğaz'dan çok sık geçiyor. Bu gemilerin yol açacağı bir kaza sadece İstanbul Boğazı açısından değil İstanbul şehri açısından da büyük bir risk oluşturuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Projenin sadece Marmara Denizi ile Karadeniz arasında bir kanal inşa edilmesinden ibaret olmadığını vurgulayan Bozdoğan, Kanal İstanbul'un entegre kalkınma projesi olduğunu dile getirdi.
Kanal İstanbul projesinin İstanbul Havalimanı ile entegre halde çalışacağını ifade eden Bozdoğan, şöyle konuştu:
"Projenin içerisinde lojistik merkez, kongre merkezi, fuar merkezi, ekolojik turizm faaliyetleri, sağlık turizmine yönelik faaliyetler, marina, iki büyük liman olacak. Bir de yüksek teknoloji bölgesi ya da büyük bir tekno-park gibi çalışacak teknoloji bölgesi inşa edilecek.
Bunların yanı sıra İstanbul'un en büyük ihtiyaçlarından olan depreme karşı kentsel dönüşümün gerçekleştirilmesi sürecinde de ciddi bir şekilde rezerv ihtiyacını karşılayacak iki tane orta büyüklükte şehir inşa edilecek.
Önemli bir kısmı rezerv konut olarak kullanılacak. Bu iki şehir de yüzde 80 oranında İstanbul'daki nüfusun kaymasıyla doldurulmuş olacak.
Yüzde 10-20 ulusal ve uluslararası niteliğe sahip insanların yerleşmeyi, çalışmayı tercih ettikleri yer haline gelecek. 500 bin kişi olacak."
Bu rakamın da şehrin nüfusunun yüzde 3'üne denk geldiğini aktaran Bozdoğan, yerleşim yerlerine daha çok İstanbul içerisinden kaydırmalar olacağını ve bu yoğunluğu da şehrin kaldırabileceğini kaydetti.
Kanal İstanbul'un savunma açısından kazanımlarına değinen Recep Bozdoğan, şunları aktardı:
"İddia edilenlerin aksine İstanbul açısından çok önemli bir kazanım sağlayacak Kanal İstanbul.
Edirne sınırından itibaren İstanbul'a kadar herhangi bir savunmayı kolaylaştırıcı coğrafi engel yok.
Bir dağ silsilesi, derin vadiler, nehirler, derin göller yok. 'Trakya'nın savunması tehlikeye girecek' iddiasının tam tersi İstanbul'un savunması açısından daha da güvenli hale gelecek.
Trakya açısından baktığımızda da zaten İstanbul ve Boğazlar bölgesini savunacak olan 1. Ordu'nun büyük çoğunluğu Kanal İstanbul güzergahının batısında. Dolayısıyla Trakya'nın savunulması açısından risk söz konusu değil.
Trakya için bir sorun olsaydı İstanbul ve Çanakkale Boğazı sorun olurdu.
Herhangi bir savaş halinde İstanbul'un güvenliğini çok daha iyi bir noktaya taşıyacağı için Türkiye'nin elinde önemli bir avantaj olacak."
"Yüz binden fazla insana iş imkanı sağlayacak"
Projenin istihdama katkısının da önemine değinen Prof. Dr. Bozdoğan, Kanal İstanbul'un ve buradaki yatırımların inşası sırasında binlerce insana iş imkanı sağlanacağını dile getirdi.
Bütün yatırımlar tamamlandıktan ve proje tüm safhalarıyla hizmete girdikten sonra on binlerce insana iş imkanı sağlanacağını belirten Bozdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burası dünya çağında bir cazibe merkezi haline gelecek. İstanbul önemli bir şehir ama proje İstanbul'u dünyanın en önemli şehirlerinden birisi haline getirecek.
İstanbul, Hong Kong'la Singapur'la Los Angeles'la Londra ile rekabet edebilecek bir alt yapıya sahip olacak.
Kanal İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük entegre ekonomik kalkınma projesidir.
GAP'tan çok daha büyük ve vizyoner bir proje. Ayrıca GAP'tan çok daha ileri teknolojiye sahip bir proje.
Bu proje Türkiye'ye sadece olağanüstü bir stratejik üstünlük sağlamayacak, aynı zamanda İstanbul'u hak ettiği noktaya yani dünyanın en önemli şehirlerinin arasına taşıyacak.
Bu da orada yüz binden fazla insana iş imkanı sağlayacak olağanüstü bir projedir Kanal İstanbul."
Kanal güzergahını çok doğru olarak niteleyen Bozdoğan, "Kanal için 5-6 güzergah üzerinde çalışma yapıldıktan sonra mevcut güzergaha karar verildi.
Bu güzergahın yüzde 60'ı suyla kaplı. Yani Küçükçekmece Gölü ve Sazlıdere Barajı.
Dolayısıyla da devletin burada ekstra kamulaştırma gideri olmayacak. Bu güzergahta eğim de çok müsait. Hem coğrafi hem ekonomik anlamda en uygun güzergah burası." dedi.
Kaynak: AA . dikGAZETE.com