İstanbul
Kanada Western Ontario Üniversitesinde dilbilim üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Heap, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve ablukası hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Heap, İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırım niyetini gizlemediğini belirterek, "İsrailli birçok politikacı, birçok askeri lider, Başbakan ve Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere Knesset'in birçok üyesi niyetlerini açıkça ortaya koymuşlardır. Bu durum Uluslararası Adalet Divanında (UAD) Güney Afrika tarafından açılan davada da belirtilmiştir. Suç kastı da her türlü ceza yargılamasında bir unsurdur ve burada suç kastı olduğu açıktır." ifadelerini kullandı.
Gazze'de kadınların güvenli şekilde doğum yapmasının imkansız kılındığını söyleyen Heap, "Filistinli kadınların ailelerini normal, güvenli ve sıhhi koşullarda yeniden üretme koşullarına sahip olmadıklarını bilmek, insanları gıda ve yeterli yardım gibi geçim araçlarından mahrum bırakmak, özellikle de gıda, temiz su ve tıbbi yardım gibi araçlardan mahrum bırakmak gibi bir kasıt var." dedi.
"Her yerde, görevlerinden alınan insanlar var"
Heap, Batı ülkelerinin hükümetlerinin ve ABD'nin etki alanındaki diğer hükümetlerin yaşananlara karşı "sadece sessiz değil, aktif olarak suç ortağı" olduğunu vurguladı.
Kanada hükümetinin İsrail ordusunun Gazze'deki saldırganlığını desteklediğini, silah gönderdiğini ve İsrail işgaline siyasi destek verdiğini hatırlatan Heap, ayrıca Batı ülkelerinde 7 Ekim 2023'ten bu yana halkların İsrail'i destekleyen hükümetleri protesto etmesine karşın Filistin'i destekleyenlere yönelik baskıların arttığını söyledi.
Heap, Ontario'nun en büyük kamusal sanat galerisi Ontario Sanat Galerisi'nde (AGO) sergilerin küratörlüğünü yapan ve Kanada'nın ilk yerli halklarından biri olan Anishinaabe kökenli Wanda Nanibush'un yerli ve vicdan sahibi bir kişi olarak uzun yıllar boyunca İsrail işgaline karşı konuştuğunu, özellikle ekim ayından bu yana İsrail'in Gazze'deki saldırılarına karşı çıktığını ve aniden işinden olduğunu aktardı.
Galerinin bu konuda açıklama yapmadığını, halktan ve sanat camiasından bu karara karşı tepkiler yükseldiğini vurgulayan Heap, "İsrail ile bağlantılı sanat kuruluşları tarafından gönderilen ve görevinden alınmasını isteyen mektuplar olduğunu biliyoruz. Kanıtlar ortada. Ancak AGO yönetimi, Nanibush'un neden görevinden alındığını açıklamadı." diye konuştu.
Heap, bir akademisyen olarak kendisinin akademik özgürlükten faydalanabildiğini, fakat aynı imkanı olmayan insanların da bir hayli fazla olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Kadrolu olmayan insanlar, öğrenci, araştırma ya da personel pozisyonlarında olan insanlar bu şekilde korunmuyor. Baktığımız her yerde, görevlerinden alınan insanlar var, medya sektöründe görevden alınan insanlar var. İş yerinde söyledikleri şeyler için değil, eğer bir televizyon kanalında ya da başka bir yerde iş yerinde konuşuyorsam, editörlerin kontrolü olması beklenebilir. Ancak bir kişi medya dışında kendi zamanında, kişisel hayatında konuşuyorsa, iş yerinde misillemelere maruz kalmamalıdır. İnsanların işlerinden uzaklaştırıldığını görüyoruz. Bu Kanada'da çok ciddi bir sorun; Filistin'le dayanışma içinde olup ses çıkaranlara karşı susturma, korkutma ve soğutma. Bunu yapma özgürlüğüne sahip olan bizler ise yapabildiğimiz zaman ve yerde sesimizi yükseltmekle yükümlüyüz."
"Silah ambargosu, İsrail'in Filistin'i işgaline karşı devlet düzeyinde çok önemli yaptırımdır"
İsrail'i destekleyen şirket ve kuruluşlara karşı yürütülen boykotların önemine dikkati çeken Heap, önceki haftalarda "Uluslararası Özgürlük Filosu" kapsamında toplantılara katılmak için geldiği İstanbul'da belirli şirketlere karşı kampanya yürütüldüğünü fark ettiğini söyledi.
Heap, "Şirketlerden İsrail ürünlerini ithal etmeyi bırakmalarını talep etmeliyiz. Sadece kar elde edildiği için değil, aynı zamanda şirketlerin neyi desteklediklerinin farkına varmaları gerektiği için. Bir soykırımı destekliyorlar." ifadelerini kullandı.
Boykotlarla toplumda farkındalık oluşturulduğuna dikkati çeken Heap şunları kaydetti:
"Bu aynı zamanda boykottan diğer bir hedef olan yatırımları geri çekmeye doğru ilerleyen bir eğitim kampanyasıdır. Yani kurumlarımızın, üniversitelerimizin ya da kamu kurumlarımızın İsrail'de yatırımları olabilir ya da örneğin emeklilik fonlarının İsrail'de yatırımları olabilir. Bireylerin boykotta yer alabileceğini, kurumların yatırımların geri çekilmesinde yer alabileceğini ve en üst düzey eylem olarak devletlerin İsrail'e karşı yaptırımlarda yer alabileceğini ve bu talebin ambargo ile başlayabileceğini söylüyoruz. Son birkaç yıldır İsrail'e karşı silah ambargosu talep eden Kanadalı politikacılar var. Dünya hükümetlerinin apartheid Güney Afrika'ya karşı benzer bir silah ambargosu uyguladığını hatırlayacak kadar yaşlıyım. Silah ambargosu, İsrail'in Filistin'i işgaline karşı devlet düzeyinde çok önemli yaptırımdır."
Heap, bunların yapılması için ihtiyacın son derece acil olduğuna işaret ederek, "Bu yüzden hükümetlerimizin harekete geçmesini bekleyemeyiz, insanlar harekete geçmeli, insanlar harekete geçtiğinde liderler de onları takip etmeli." diye konuştu.
"Uluslararası Özgürlük Filosu"
Farklı ülkelerden çok sayıda aktivistin katılımıyla Gazze'ye doğru yola çıkması planlanan "Uluslararası Özgürlük Filosu" hakkında da Heap, birçok ülkede filo için düzenlenen kampanyalarla Gazze'deki durum ile ablukanın sonuçları hakkında insanları bilgilendirdiklerini ve toplayabildikleri kadar fon topladıklarını ifade etti.
Heap, uluslararası sularda serbest ve güvenli geçiş talep ettiklerini ve sadece başta tıbbi olmak üzere yardım malzemeleri taşıyacaklarını kaydetti.
"Akdeniz'de uluslararası sulara ve hatta kendi sularına bile kapalı olan tek liman onlar" diyen Heap, "Hükümetlerimizden, Kanada, ABD ve koalisyonda yer alan diğer tüm ülkelerden, vatandaşlarının Gazze'deki Filistinlilere hareket özgürlüğü ve çok ihtiyaç duyulan yardımların güvenli şekilde ulaştırılması için orada olacakları gerçeğini fark etmelerini talep ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com