İstanbul
Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve Hukukçular Derneğince İÜ Rektörlük Binası Doktora Salonu'nda düzenlenen "25. Yılında 28 Şubat Paneli"nde yaptığı konuşmada, Türk siyasi tarihinin darbelerle dolu olduğunu söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) içerisindeki bir grup çetenin, 28 Şubat'ta hukukun dışında bir yapılanmayla Batı Çalışma Grubu'nu oluşturarak terör estirdiklerini dile getiren Malkoç, başlarında Çevik Bir'in bulunduğu illegal bir grup olduklarını söyledi.
TSK'yı rehin alarak tanklar ve süngüyle demokrasiye saldırdıklarını, 28 Şubat'ın aynı zamanda bir İslam düşmanlığı ve Müslümanlığa direkt bir saldırı olduğuna dikkati çeken Malkoç, "Temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırarak, namaz kılanlar kamudan görevden atılmış, 12 yaşından küçük çocukların Kur'an okuması yasaklanmış, Kur'an kursları ve imam hatiplerin üzerine beton dökülmüş, başörtülülere zulmedilmiş, cami yapımına sınırlama getirilmiş, yavrusu şehit olan anne-baba, başörtülü ve sakallı olduğu için o şehidin törenine alınmamıştır." diye konuştu.
Ülkeyi "cehenneme" döndürdüklerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şiir okuduğu için hapse konulduğunu, Refah Partisi'nin gazete kupürleriyle haksız yere kapatıldığını aktaran Malkoç, merhum Necmettin Erbakan'ın siyasi hayatını ve partisinin kapatılma sürecinde yaşadıklarını anlattı.
"80-90 yaşını geçti, çıksınlar' diye kampanyalar yapılıyor. Bu tür kampanyalara gözümüz tok"
"Demokrasiye ayar verildi ama tankla verilmedi çok şükür, sandıkla verildi. Milletin oyuyla verildi." diyen Malkoç, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o dönem Başbakan olduğunu ve 28 Şubat'ın tortularını söküp atmaya başladığını söyledi.
Malkoç, birçok hakkın iadesi ve hukuksuzluğun ortadan kalkması için yasal düzenlemeler yapıldığını, mağduriyetlerin önemli ölçüde giderildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Silah zoruyla Erbakan Hoca'nın hükümetini indiren o generaller, savcılar tarafından yakalarından tutuldu, sanık sandalyesine oturtuldu, yargılandı. Verilen hükümler Yargıtayca onaylandı ve hapse girdiler. Rütbeleri de söküldü. Şimdi sağda solda duyuyorsunuz, '80 yaşına geldi, 90 yaşını geçti, çıksınlar' diye kampanyalar yapılıyor. Adalet yerini bulacak. Adli Tıp Kurumu karar verir 'Tek başına hapiste kalamıyor' diye, o ayrı. Mahkeme karar verir, ayrı ama bu tür kampanyalara gözümüz tok."
Kamu Başdenetçisi Malkoç, 15 Temmuz'a gelinirken FETÖ örgütünü iyice hissettiklerini belirterek, "28 Şubat, FETÖ terör örgütünün darbe için staj yaptığı dönemdir. O stajdaki tecrübeleriyle 15 Temmuz'u hazırladılar ve yaptılar ancak çok şükür karşılarında ölümü göze alan, ferasetiyle dirayetiyle cesaretiyle milleti demokrasiye sahip çıkması için alanlara davet eden Recep Tayyip Erdoğan vardı." dedi.
TBMM'de hazırlanan raporda, 28 Şubat'ın Türkiye'ye zararının 400 milyar dolar olarak ifade edildiğini aktaran Malkoç, 28 Şubat darbesi olmasaydı bugün Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin 18 veya 20 bin dolar olacağını tahmin ettiğini dile getirdi.
Türkiye'de bir daha kolay kolay darbe olmayacağını ifade eden Malkoç, "Çünkü bu millet 15 Temmuz'da darbecilere ne yapılması gerektiğini gösterdi. Çünkü Türk yargısı darbecileri yakasından tuttu, sanık sandalyesine oturttu, yargıladı, hapse koydu, rütbelerini söktü." şeklinde konuştu.
"Yaşananları unutmamak ve unutturmamak hepimizin sorumluluğu"
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ise 28 Şubat'ın Türk milletinin birlik ve beraberliğiyle bertaraf edilmiş bir süreç olduğunu söyledi.
Bu sürecin Türk milletinin kendi inancıyla kültürüyle öz değerleri ve geleceğe yönelik ümitleriyle zıtlaşan ve bunlara sınır koymaya çalışanların gerçekleştirdiği, bin yıl süreceği söylenen bir harekatın tarihi olduğunu ifade etti.
Bu harekatın, milletin kendi öz değerlerine sahip çıkması, birbirinin kıymetini bilmesi ve birlikte hareket etmesiyle bertaraf edildiğini belirten Ak, şöyle devam etti:
"Yaşananları unutmamak ve unutturmamak hepimizin sorumluluğudur. Ülkemiz tarihten bu yana iç ve dış tehditlerin odağında bulunmuştur. 28 Şubat'tan yıllar sonra 15 Temmuz sürecinde de bu durum çok açık bir şekilde kendisini göstermiştir. Devletimiz ve milletimiz, şükürler olsun ki bütün bu planları boşa çıkarmayı bilmiştir. Bu tür hareketleri tersine çevirmeyi başaran ve demokrasi bilincini geleceğinin teminatı olarak gören milletimiz, ülkemizin üzerine planları olanların çekincesi ve korkusu olmuştur."
Prof. Dr. Ak, düzenledikleri panel ve "28 Şubat, Sükut İkrardan Gelmez" fotoğraf sergisinin, geçmişte yaşanan bu tür süreçlerin unutulmaması, unutturulmaması ve tekrarlanmaması bilincini kuvvetlendireceğine inandığını dile getirdi.
"28 Şubat, demokrasinin, hukukun ortadan kaldırıldığı süreç"
Hukukçular Derneği Genel Başkanı Ahmet Yılmaz ise 28 Şubat postmodern darbesinin hukuk ve demokrasi tarihinde kara bir leke olduğunu ifade etti.
Yılmaz, "insanların temel hak ve özgürlüklerinin elinden alındığı süreç" olarak tanımladığı 28 Şubat ile ilgili şöyle konuştu:
"28 Şubat, demokrasinin, hukukun ortadan kaldırıldığı, askıya alındığı süreçtir. Yargı bağımsızlığının, hakim tarafsızlığının olmadığı sürecin adıdır. 28 Şubat, hakimlerin brifing almak suretiyle kanaat oluşturdukları dönemdir. 28 Şubat, gazete kupürleriyle, bir hukukçuya yakışmayacak üslupla, hiçbir şiddete bulaşmamış bir partinin kapatılmasına ilişkin iddianamenin düzenlendiği dönemdir. 28 Şubat Milli Eğitim'in kitaplarında yer alan şiiri okuduğu için siyasi yasaklı hale gelen belediye başkanının bulunduğu dönemdir. 28 Şubat, devletini ve milletini seven insanların sadece inandığı değerleri yaşamaya gayret ettiği için devlet kadrolarından, emniyetten, askeriyeden atılarak, riyakar, ikiyüzlü, sahtekar bir yapının önünün açılması suretiyle 15 Temmuz'da FETÖ terör örgütü olarak karşımıza çıkmasını kolaylaştıran süreçtir."
Kamu Başdenetçisi Malkoç, İÜ Rektörü Prof. Dr. Ak ile beraberindekiler, İÜ Rektörlük Binası'ndaki "28 Şubat, Sükut İkrardan Gelmez" fotoğraf sergisini de gezdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com